12 Şubat 2016 09:12

DİSK Genel Kurulundan köleliğe ve savaşa karşı mücadele çağrısı

Paylaş

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) 15. Genel Kurulunda özel istihdam bürosu ve kıdem tazminatı başta olmak üzere işçilere kölelik dayatan yasalara ve savaşa karşı mücadele çağrısı yapıldı. Savaşın faturasının işçilere çıkarıldığına dikkat çeken DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Bedeli ne olursa olsun DİSK barışı savunacaktır” dedi. Kongreye gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ise yolsuzluk ve rüşvet skandalı ile kıdem tazminatına yönelik saldırılara karşı sloganlar atılınca salonu terk etti.

DİSK Genel Kurulu Pendik’te bulunan Green Park Otel’de başladı. 383 delegenin katıldığı genel kurula uluslararası sendika temsilcilerinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Genel Sekreter Kamil Oktay Sındır, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Emek Partisi MYK Üyesi Levent Tüzel, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş da katıldı.

Kongre Ruhi Su korosunun söylediği şarkılarla başladı. Koronun müzik dinletisinin ardından salona Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu geldi. Soylu, salona girdiği sırada genel kurul delegeleri “Hırsız var” sloganını attı. Korumalarıyla gelen Soylu protokoldeki yerine oturduğu sırada da protesto devam etti. Delegeler “Hırsız var”, “Kıdem hakkıma dokunma”, “Hırsız katil Erdoğan” sloganlarını attı. Protesto üzerine Bakan Soylu salonu terk etmek zorunda kaldı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Soylu'nun salona girmesiyle birlikte işçilerin attığı "Hırsız, Katil Erdoğan", "Katiller dışarı" sloganlarına soruşturma gecikmedi. Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nda görevli Cumhuriyet Savcısı Cevat İşlek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret" içeren sloganlar atıldığına ilişkin haberler üzerine resen soruşturma başlattı

BEDELİ NE OLURSA OLSUN BARIŞI SAVUNACAĞIZ

Soylu’nun gitmesinin ardından genel kurula başlandı. Açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “İçinde bulunduğumuz günlerde Türkiye’nin daha güçlü bir DİSK’e ihtiyacı var. Çünkü Türkiye’nin bağımsızlığa, demokrasiye, laikliğe, barışa, kardeşliğe ihtiyacı var. Çünkü Türkiye’nin işçi sınıfının değiştirici, dönüştürücü, devrimci gücüne ihtiyaç var. Bu gücün adı da hiç kuşku yok ki Türkiye’de DİSK’tir” dedi.

İşçi sınıfının demokrasiye ihtiyacı olduğunu belirten Beko, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz dönem örgütlenme hakkı, düşünme ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı, grev hakkı, defalarca ayaklar altına alındı.” İşçi sınıfının barışa ve kardeşliğe de ihtiyacı olduğunu kaydeden Beko, “Çünkü savaşın ve çatışmaların bedelini işçiler, emekçiler, yoksullar öder. Çünkü savaşlarda işçilerin, emekçilerin, yoksulların çocukları ölür. Çünkü savaş ve çatışma ortamında kaynaklar, ekmek için, aş için, iş için eğil silah tüccarları için harcanır. Çünkü savaşlarda ve çatışmalarda işçi sınıfını birbirine düşman edilir. Bedeli ne olursa olsun DİSK barışı savunacaktır” diye konuştu.

‘KIDEM HAKKIMIZI LEŞ KARGALARINA YEDİRMEYİZ’

Konuşmasında hükümetin eylem planına dikkat çeken DİSK Başkanı Beko, “Güvenceli esneklik diye bir şey tutturmuşlar. Temel amacı daha esnek bir emek piyasası, yani daha fazla bir kölelik” dedi. Kıdem tazminatının fona devredileceği tartışmalarına da tepki gösteren Beko şunları ifade etti: “Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Kıdem tazminatı iş güvencemizdir, leş kargalarına yedirmeyiz. Eğer dokunmaya kalkarsanız üretimden gelen güç de dahil olmak üzere her türlü mücadele yöntemiyle buna sonuna kadar direniriz” dedi.

Özel İstihdam Bürolarına da değinen Beko, “Bunun adı köle pazarıdır. Bunun adı çağ dışı bir anlayışla işçilerin kiralanmasıdır. Bunun adı amele pazarlarındaki gibi işçilerin günübirlik çalışmasıdır” diye konuştu.

TÜM TAŞERON İŞÇİLERE AYRIMSIZ KADRO

Hükümetin seçim öncesi taşeron işçilere verdiği kadro sözünü tutmadığını hatırlatan Beko, taşeron düzeninin kölelik, cinayet olduğunu ifade etti. Bu düzene son verilmesi gerektiğini belirten Beko “Ayrımsız kayıtsız şartsız bütün taşeron işçilere kadro verilmelidir. Önümüzdeki yıl bu mücadeleyi de hep beraber büyütmek zorundayız” dedi.

İşçi sınıfının örgütlenme hakkının da saldırı altında olduğuna dikkat çeken Beko, şöyle devam etti: “Yetki işçiden alınır. Biz diyoruz ki, koyalım fabrikalara sandıkları, işçi özgür iradesiyle hangi sendikayı istiyorsa o sendika yetkili olsun. Siyasi iradeyi bir kez daha uyarıyorum. Darbecilerin barajlarının, yasaklarının arkasına sığınarak yandaşlarınızı korumaktan vazgeçin. Eğer vazgeçmezseniz, işçilerin yıkacağı bu barajların, bu yasakların altında siz de kalırsınız.”

‘HEDEF TÜRKİYE’Yİ AVRUPA’NIN ÇİN’İ HALİNE GETİRMEK’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında taşeron uygulamasına dikkat çekti. “Taşeron işçisi korkusundan benim de haklarım var diyemiyorsa burada ciddi bir sorun var demektir” diyen Kılıçdaroğlu, “2002’de 200 bin taşeron varken şimdi 1,5 milyon taşeron var. Hedef Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i haline getirmek” diye konuştu.

Hükümete yakın sendikalara eleştiride bulunan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Ayağına kurşun sıkan işçi sendikası olmaz. Siyasal iktidara kapılanmış sendikacı olamaz. İşçi arkadaşlarım net tavır takınır ve işçi haklarını savunan sendikaların altında toplarlarsa en büyük görevi yapmışlardır.”

İşçilere ve sendikalara birliktelik çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, “Bölünmek siyasetçilerin ekmeğine yağ sürer. Bölünmeden, birlikte yola devam etmek başarı getirir. Eğer dikta yönetimine teslim olmak istemiyorsak ve başarılı olmak istiyorsak işçilerin tamamının ortak hareket etmelidir. Çabalarınızı ortaklaştırmak zorundasınız. Örgütsüz toplum taşeron işçilik getirir” dedi.

‘BİZLER BARIŞI İNŞA ETMELİYİZ’

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kürsüye “Cizre halkı yalnız değildir” sloganlarıyla çıktı.  Bölge’deki akeri operasyonlara dikkat çeken Demirtaş, “Şiddeti bitirmenin yolu Cizre’de toplu katliamlar yapmaksa biz bunu destekleyemeyiz. 272 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi. Hepsi bizim kardeşimiz. Bir polisin ya da askerin ölümüne üzülmüyorsam insanlığımı kaybetmişimdir. Peki öldürülen 192 sivil 70 çocuk? Taziyelerimize bile ortak ağlayamıyorsak nasıl sağlayacağız kardeşliği? Öldürülen birinin kimliğine ideolojisine bağlı olarak ağlayacaksak kardeşliği nasıl sağlayacağız? Bizler barışı inşa etmeliyiz” dedi.

Hem içeride hem dışarıda devasa sorunların yaşandığına dikkat çeken Demirtaş, “Dışarıdaki savaş, içerideki Kürt sorunu, emek sorunu bunlar birbirinden bağımsız değil. İlk defa bu kadar büyük bir krizle karşı karşıyadır Türkiye. Bugün geleceği ya Saray etrafında kurulan gerici ittifak belirleyecek ya da geri kalanlar bizler belirleyeceğiz geleceğimizi” diye konuştu.

AKP Hükümetinden işçiyi baş tacı etmesinin beklenemeyeceğini söyleyen Demirtaş şöyle devam etti: “Önümüzdeki yüzyılı kurarken içinde emekçinin mücadelesi yoksa orada özgürlük yok demektir. Sizler belirleyicisisiniz. Bu ülkenin kontak anahtarı sizdedir. Marş motoru, tekerleği, direksiyonu sizsiniz. İşçilerin emekçilerin bütünleştiği yerde bu siyasete de yansıyacaktır. Hükümetin ballı sofrasında yemeyip işçinin yanında gaz yiyenler belirleyicidir.”

Kıdem tazminatının fona devredilmesi ve özel istihdam bürolarına da değinen Demirtaş, “İstihdam büroları adı altında işçiler satılacak artık. İşçilerin güvencesi alınacak. Türkiye’nin üreten nüfusunun yüzde 90’ı yoksul. Ezilenler olarak bir araya gelmeliyiz. Sizler dışarıda bizler parlamentoda işçinin çıkarını korumaya devam edeceğiz” dedi.

MÜCADELECİ SENDİKACILIK ÇAĞRISI

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, DİSK kongresinin Türkiye işçi sınıfı ve emekçiler için zor bir dönemde gerçekleştiğini dile getirdi. Bir taraftan işçi sınıfının tarihsel kazanımlarının tehdit altında olduğunu, diğer taraftan da ülke içinde ve dışında savaşların şiddetlendiğine dikkat çeken Gürkan, “Önümüzdeki dönem Hükümetin hazırladığı, kiralık işçilik, kıdem tazminatının tasfiyesi, çalışma düzeninde kölelik gibi işçi sınıfının aleyhine düzenlenen yasalara karşı mücadele işçi sınıfının acil görevleri arasında. Ülke içerisinde barışın ve çözümün tesisi, demokrasi mücadelesini güçlendirmek, savaşa karşı barışın sesini yükseltmek, işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı görevler arasında. DİSK'in, önüne hem demokratik ve sosyal talepleri hem de siyasal ve özgürlük taleplerini birleştiren bir mücadeleci sendikacılık kararlılığını koyarak işçi sınıfına önemli katkıları olacağını düşünüyorum” diye konuştu.   (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tuğluk, 'örgüt propagandası'ndan hapis cezasına çarptırıldı

SONRAKİ HABER

Mata Ahşap Automotiv işçileri: Bu mücadeleden dönüş yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...