Kıdem tazminatının gasbı yıkımdır

Ali Aktepe CHP Gölcük Belediye
Meclis Üyesi- Metal işçisi/Kocaeli

Dünya ekonomisi çeşitli dönemlerde yaptığı sanayileşme hareketleriyle büyük bir güç haline gelmiştir. Büyük sermayeler varlıklar ve devasa üretim fabrikaları insanların çalışıp geçimlerini sürdürdükleri birer yuva haline geldi. Emek harcanarak ömür tüketerek çoğu zaman sağlık sorunları yaşamasına rağmen belki mecburiyetten belki başka nedenlerle her ne olursa olsun işine devam etmek zorunda kalmıştır işçi. Emek harcayan işçinin aslında tek derdi kendisini ve ailesini rahat ettirmek ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamaktır. Çalışırken kendisinin ve ailesinin geleceği için bir işçinin düşündüğü tek şey bir gün iş hayatının bitmesi ve ondan sonra alacağı kıdem tazminatıdır.
Kıdem tazminatı çalışanlara tanınmış yasal bir haktır. Kendisi için bir gelecek garantisidir. Bu kıdem tazminatı kimi işçinin oğluna damatlık, kimi işçinin kızına gelinlik ve onların yuvalarına aş olacaktır. Tüm işçilerin ortak düşüncesi bu kıdem tazminatı ile çocuklarının gelecek endişelerini biraz da olsa gidermektir. Son dönemlerde hükümet yetkililerinin sıkça dile getirdikleri kıdem tazminat yasasının değişecek olması ve yeni yasanın geçerli olacağını duymaktayız. Bu yeni yasanın neler getireceğini az çok hepimiz öğrendik bu yeni yasa bugüne kadar çalışmış, umudunu alacağı tazminata bağlamış eski ve yeni işe başlayacaklar için aslında bir yıkımdır. Kesinlikle kabul edilmemesi ve tazminatlara dokunulmaması gereklidir.
Geçtiğimiz 2015 yılı içinde çoğunluğu metal sektöründe olan emekçilerin yapmış oldukları iş bırakma ve hak arama mücadelesine hep birlikte tanık olduk. Bu eylemler işverenin sendikaların ve işçilerin zararlarıyla sonuçlanmıştır. Burada asıl görülmesi gereken işçinin ve emekçinin gücünü kullandığında nelerin değişebileceğidir. Bugün aklımızdan çıkarmamamız ve gerçekten birlik olmamızı gerektiren çok önemli bir konu olan kıdem tazminatı sorununu çok ciddi şekilde düşünmeliyiz.
İşçi sendikaları geçmiş yıllardaki sendikacılık anlayışından uzaklaşmış olmalarına rağmen her ne olursa olsun bugün karşıt görüş belirten ve birbirlerini siyasi parti gibi gören sendikaların artık gerçek görevleri olan işçi hakları için mücadele etmelerini bekliyoruz. Bir araya gelemeyeceğini düşündüğümüz sendikaların bütün üyelerinin desteğini arkalarına alarak birlik olmaları ve kıdem tazminatı tüm sendikaların kırmızı çizgisi olmalıdır. Hepsini bu bağlamda birlik olmaya davet ediyoruz. Sendikasını seven, sevmeyen, mecburiyetten veya gerçekten bağlı olan siyasi düşünceleri ne olursa olsun tüm işçiler üyesi oldukları sendikalara sahip çıkmalı ve bu hak mücadelesinde yalnız bırakmamalıdır. İşçinin haklarını korumakla mükellef olan sendikalar eminim ki tüm emekçilerin kendilerinin arkasında durduklarını ve birlikte mücadele etmek istediklerini biliyordur.
Burada emekçilere büyük bir iş düşüyor son yıllarda sıkça dile getirilen sendikalar işçinin haklarını aramıyor düşüncesinin doğru olduğunu bir kenara bırakarak sendikaların bu konuda gerçekten yapmak istedikleri güzel işler varsa kendilerine tam destek verilmelidir. Bu hak mücadelesi bir zam mücadelesinin çok üstünde çocuklarımızın geleceğini teminat altına almanın mücadelesidir. Tüm sendikaların ve işçilerin bu mücadelenin tek tarafı olması hükümetin bu konuda geri adım atmasını bırakın bir daha işçinin hakkına el dahi uzatacak cesaretleri olamaz. Unutmayalım ki güç; sevgiden, birlikten, dirlikten ve mücadeleden gelir. Bu getirilmek istenen kıdem tazminat yasasının çıkması elbette ki sadece işçi için yıkım olmayacak aynı zamanda Türkiye’de sendikacılığın tamamen bitmesi demek olacaktır. Böyle olması durumunda hiçbir işyerinde sendikaya gerek duyulmayacak işçi ve işveren baş başa bırakılacak ve birçok sorunla karşı karşıya gelinebilir. Onun için tüm sendikalara buradan sesleniyoruz: Gelin aranızdaki sorunları bir kenara bırakın asıl göreviniz olan işçi hakları için mücadeleyi başlatın. İşçilerin ve sendikaların siyasi düşünceleri ne olursa olsun bu ortak faydada mücadele edelim.