11 Ekim 2015 00:25

Bellek, kağıt ve bıçak

Paylaş

Ali KARATAŞ
İstanbul

Çağdaş resim ve heykel sanatçılarından Serkan Yüksel,  son dönem çalışmalarını “Uykudan Önce” başlığı altında sanatseverlerle buluşturdu.
Yakın tarihimizin belleğini, özgün tekniğini kullanarak kağıtlara sabırla işleyen sanatçı, politik  tavrını güçlü ve açık biçimde eserlerine yansıtıyor. 12 Eylül faşist darbesini bir çocuk olarak yaşadığı yıllardan, gezi direnişine değin biriktirdikleri Serkan Yüksel’in işlerinin kavramsal  çerçevesini oluşturmakta. Geniş patron kağıtlarını ve gazete sayfalarını kesip birleştirme tekniğiyle hatırlama biçimlerini ifade eden ve oluşturduğu katmanlarda çelişkileri ve zorbalıkla yok edilmeye çalışılmış gerçeği işaretleyen sanatçının işleri en üst düzey sabır ve emekle ortaya çıkmış.
Beşiktaş Akaretler’deki C.A.M Galeri’ de ay sonuna kadar sanatseverlerle buluşacak olan Yüksel  solo sergisiyle ilgili sorularımızı da yanıtladı;

‘GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YAŞANANLARI KABUL ETMEM İMKANSIZ’

Son dönemdeki çalışmalarını tasarlayıp uygularken belleğinin daha çok hangi bölümlerinde durakladın?
Son çalışmaların uygulama aşamasında belleğimde kalanları tararken 1980 sürecinin beni oldukça fazla duraklattığını belirtmeliyim. 1980 ler bu serginin çıkış noktasıydı ve o süreç benim çocukluğuma denk gelen bir noktaydı. 4 - 5 yaşındaki bir çocuğun belleğinde bu süreçten ne kadar anı kaldıysa ancak o kadarıyla ve küçük detaylarla hareket edebiliyordum. Oysa başkalarından dinleyince söylenecek ne kadar da fazla söz vardı ve günümüz politikalarıyla ne kadar da çok örtüşüyordu. Bu sebeple bu sergiyi hazırlarken ön bir konsept olarak ismine ‘Süreç’ demiştim, ama 80’lerdeki çocukluk sürecim ve hatırlayabildiklerim daha baskın gelince bu çalışmaların hepsi “uykudan önce” çatısı altında buluştu. Çünkü ‘uykudan önce’ benim için daha metaforikti.

12 Eylül den günümüze toplumun benliğini ezmeye yönelik politikaların güncel hayatlarımıza yansıma biçimlerin de işlerinde göze çarpıyor?
Bu politikanın toplamda düşünecek olursak hayatımızın her alanında baskın ve bezdirici bir rol oynadığını düşünüyorum. Bireysel ve toplumsal olanı bilinçli hareketlerle kırmak ve tek düze hale getirmek üzerine kurgulu bir düzen içerisinde olduğumuzun farkındayım. Dolayısıyla tüm dünya üzerinde uygulanan politikaların, insanların yaşamı üzerinde derin etkileri olduğunu hep birlikte görüyoruz. En basit örneği ise hemen dibimizde yaşanan insanlık trajedisi ‘Suriye’.

İşlerinde yer alan anti-militarist öğeler ve başkaldırı - kabullenmeyiş üzerine kurulu ayrıntılar kolektif ve mücadeleci bir belleğin oluşumunu tetikliyor diyebilir miyiz?
Savaşların her birinin insalık suçu olduğunu, bu dünyadaki hiç bir canlının başka bir şeyler (durumlar, olaylar, insanlar vs..) tarafından yok edilmeyi hak etmediğini düşünüyorum. Dolayısıyla geçmişten günümüze yaşananları kabul etmem, sindirmem insani olarak imkansız.

ÖNCEKİ HABER

Kasımpaşalı, Kelkitli ve basın özgürlüğü

SONRAKİ HABER

Suç ve Ceza Film Festivali'nde 'Ayr/mc/l/k' ve adalet

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...