07 Ekim 2015 00:56

Almanya’dan mülteci portreleri

Paylaş

Haftalardır Almanya ve Avrupa’nın gündeminde yer tutan ve bazen sadece sayılarla ifade edilen mülteciler, savaştan kaçarak yeni bir yaşam kurma umuduyla Avrupalı devletlerin kapılarını açmasını bekliyorlar. Duyduğumuz her hikayede her mültecinin özlemlerini, zevklerini, hayallerini de duyuyoruz.

Bugünkü sayfamızda Bonn’da yaşayan dört mültecinin portresi yer alıyor. 5. portremiz ise, Macaristan’dan geçen mültecileri arabasına alıp Almanya’ya getiren ve bu yüzden hakkında dava açılan bir Avusturyalıya ait.

SURİYELİ ROJAN

Rojan, 26 yaşında Suriyeli bir sığınmacı. Bonn’da yaşıyor. Eylül sonuna kadar oturma izni var. İltica davası sürüyor, çalışma izni yok, yalnızca ufak tefek kamu yararına işlerde çok düşük bir yevmiyeyle çalışabiliyor. Çalışma amacını, biraz cep harçlığı ve en önemlisi de Almanca öğrenmek olarak açıklıyor. Suriye’deyken, Almanya’daki FC Freiburg gibi 1 ve 2. ligler arasında gidip gelen  Afrinspor kulübünde futbol oynamış. Liseden sonra arkeoloji okumak için kayıt yaptırmış ama iç savaş başlamış, askere almak istemişler ve Türkiye’ye kaçmış. Ailesi hâlâ Suriye’de yaşıyor. Türkiye’de üç ay bir akrabasının yanında yaşamış. Sonra Avrupa’ya gelmek için yola çıkmış. Kara yoluyla Bulgaristan’a, oradan da Sırbistan’a kaçmış. Sırbistan’da yakalanıp Bulgaristan’a geri gönderilmiş. Hemen tutuklanmış. Cezaevinde 50 kişi bir arada kalıyorlarmış. Gardiyanların baskısı altında, neredeyse kuru ekmekle yaşıyorlarmış. Bir gün gardiyanlar, tüm tutukluları dövmüşler. Rojan da yürüyemeyecek hale gelmiş. Aylar sonra mahkemeye çıkarılmış ve mülteci olduğu anlaşılmış. Bir yandan hastane tedavisi görürken, diğer yandan iltica başvurusunda bulunmuş. Aylar sonra ilticası kabul edilmiş ve pasaportunu alır almaz Almanya’ya doğru yola çıkmış. İlk uğrak yeri Frankfurt’taki teyzesi olmuş ve Giessen’de iltica başvurusunda bulunmuş. Dağıtım yoluyla Bonn’a gelmiş. Şimdi bir sığınmacı kampında kalıyor. Hayatından memnun, Almanya’da kötü şeylerle karşılaşmadığını söylüyor. Ev arıyor, Almanca öğrenebileceği, kafasını dinleyebileceği bir dört duvar... En büyük isteği ise, iltica başvurusunun kabul edilip yarın ne olacağım korkusu olmadan Almanya’da yaşayabilmek...

ERİTRELİ SOLOMON

Soloman 30 yaşında. Eritre’deki Hristiyan Tigrinya kabilesinden. Babası gibi ömür boyu askerliğe mahkum edilmesin diye 2006 yılında ülkeyi terk ediyor ve yürüyerek Etiyopya’ya kaçıyor. Sınırı izinsiz geçtiği için tutuklanıyor, hapse atılıyor ve çok zor günler yaşıyor. Bir sığınmacı kampına yerleştiriliyor, Etiyopya’dan kaçmak isterken yakalanıyor ve tekrar kampa gönderiliyor. İkinci denemesinde Sudan’a kaçıyor ve Hristiyan bir hemşehrisinin lokantasında çalışmaya başlıyor. Ancak Hristiyanlara yönelik baskı nedeniyle arkadaşı dükkanı kapatmak zorunda kalıyor ve Solomon da Hristiyanların çoğunlukta olduğu Güney Sudan’a gidiyor. Yanındaki altınları satarak orada ayakkabı, giysi, sigara vb. şeyler sattığı bir dükkan açıyor. Dükkanının soyulması, tüm parasına da el konulması sonucu dükkanı kapatıyor, önce Uganda’ya, sonra da yaya olarak Libya’ya geliyor. Uzun süre insanlık dışı koşullarda bir kampta kalıyor, sonra şebekeler aracılığıyla 17 kişilik bir teknede 120 kişiyle yola çıkıyor. İtalya yakınlarında gemi batıyor, Türkiye bandıralı bir gemi tarafından kurtarılarak Libya’ya teslim ediliyor. İkinci denemesinde İtalya’ya gelebiliyor. Parmak izni alınarak kayda geçiriliyor. Fransa üzerinden Almanya’ya geliyor, iltica başvurusunda bulunuyor ama güvenli bir ülke üzerinden geldiği için sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya...

LİBYALI AHMED

Ahmed, Libya’da doğmuş bir Filistinli. 18 yaşındaki eşiyle birlikte birçok zorluğa dayanarak geldiği Almanya’da yaşıyor, şimdilik... Bingazi’ye yakın bir yerde tamircilik yaparak yaşamını sürdürürken saldırıya uğruyor, boğularak öldürülmekten zor kurtuluyor ve yaşama şansı kalmadığı için eşiyle beraber ülkeyi terk etmeye karar veriyor. 10 metre uzunluğunda, 8 metre genişliğinde bir teknede, 350 kişiyle birlikte yola çıkıyorlar. Teknenin motoru iki kez yanıyor, Tamirci Ahmed, motoru tamir ediyor ama batmaktan kurtaramıyor. İtalya yakınlarında İtalyan deniz kuvvetlerinin görüş alanına giren tekneye el konuyor ve İtalya’ya ayak basıyorlar. Ahmed, bir yıldır Almanya’da. İlticası kabul edilirse, Almanca öğrendiğinde  tamirci olarak çalışmaya devam etmek istiyor. Eşi ise daha dört aylık kızı Maria büyüdükten sonra bilgisayar tekniği ile ilgili eğitim almak istediğini söylüyor. Belki de bir güzellik salonunda çalışabilir... Küçük aile geleceğe umutla bakıyor, ah bir ilticaları kabul edilse...

KÜRT AHMED

Ahmed, Suriyeli bir Kürt. Derikli. İç savaşın en fazla Kürtleri etkilediğini söylüyor. Ağabeyi bir saldırıdan ölmeden kurtulmuş ama görme yeteneğini yitirmiş. Önce ağabeyini kaçırmışlar, sonra da Ahmed yola koyulmuş. Artık herkesçe bilinen maceralardan sonra Almanya’ya gelebilmiş. Şimdi Dresden’de yaşıyor. Amacı, Suriye’de başladığı mühendislik eğitimini bitirebilmek. Bu nedenle harıl harıl Almanca öğreniyor. En büyük isteği, Suriye’de barış ve Kürtlere yönelik baskının sona ermesi. Dresden’de iki odalı bir ev arıyor. Bir bulsa hasta kardeşini getirmek için elinden geleni yapacak.

 

 

AVUSTURYALI WOLFGANG

Wolfgang 47 yaşında bir Avusturyalı. Sığınmacı değil ama sığınmacılara kaçış yolunda, dolayısıyla da yaşam yolunda yardımcı olduğu için bu sayfada yer alıyor. Macaristan’dan aldığı Suriyeli bir aileyi özel otomobiliyle Bavyera sınırına getiren Wolfgang, yolculuk sırasında bol bol fotoğrafı çekildiği için Alman polisi tarafından gözaltına alınmış ve yargılanmayı bekliyor. Yasalara göre 10 yıl hapis cezası alabilir. ‘İnsani davranışın suç sayıldığı koşullarda yaşıyoruz. Almanya’da bir yandan ‘hoş geldin kültürü’nden söz edilir ve gurur duyulurken başıma gelenler anlaşılır gibi değil.’ diyor. Wolfgang yalnız değil. Bavyera hapishanelerinde 713 kişi ya özel arabalarıyla sığınmacı kaçırdıkları ya da Macaristan’daki baskıdan kaçmak için yaya yola çıkan sığınmacıları taksileriyle dayanışma fiyatına Almanya’ya getirdikleri için yargılanmayı bekliyorlar. Wolfgang’ın deyimiyle; ‘Ne gam? Her cezayı göze alarak bir daha yapardım!’

ÖNCEKİ HABER

TİB 16 milyon TL'yi nereye harcadığını belgeyemiyor: Keyfi dinlediler hukuksuz gizlediler

SONRAKİ HABER

Kolombiya’da barış ‘geri dönüşü olmayan’ yolda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...