06 Ekim 2015 11:12

Demirtaş: 90'lardaki hata yapılmamalı, medya hak ihlallerini göstermeli

Medyaya dönük artarak süren saldırılara karşı dayanışma amacıyla DİHA'yı ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'de Kürt gazeteciliğinin devletin gözünde düşman statüsünde olduğunu vurguladı. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu kentlerde medyaya engel olmaya çalışıldığını ancak DİHA'nın bu dönemde zor işler yaptığını belirten Demirtaş, 'Bu dönemde medya hak ihlallerini göstermeli. 90'larda hak ihlalleri gösterilmedi, aynı hata yapılmasın' sözleriyle duyarlılık çağrısı yaptı.

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Milletvekililleri Pervin Buldan, Garo Paylan ve Sezai Temelli ve beraberindeki partililer, basına yönelik saldırılara karşı dayanışma amacıyla DİHA'nın İstanbul bürosunu ziyaret etti. Ziyarette Demirtaş'ı, DİHA İstanbul Büro çalışanları karşıladı. Ziyarette konuşan Demirtaş, Türkiye'de Kürt gazeteciliğinin devletin gözünde düşman statüsünde yer aldığını kaydederek, "Gazeteciler saldırıya uğradı, medya gruplarına saldırı oldu. Medya gruplarının çalışması yasaklandı. İnsan hakları açısından ifade ve düşünce özgürlüğü insan haklarının en önemli alanıdır. Düşüncelerinizi yayamıyorsanız bir önemi yok. Düşüncelerinizi yaymanız için medya önemli ve eğer düşüncelerinizi yaymazsanız medya özgürlüğü yok demektir" diye konuştu.

HDP olarak düşüncelerinin yayılması açısından kendilerini baskı altında hissettiklerini dile getiren Demirtaş, "Biz, bu nedenle baskı altında bulunan bütün medya grupları ile dayanışması içerisindeyiz. DİHA ve bütün medya emekçileri ile dayanışma içerisindeyiz. Düşünce özgürlüğü hakların anasıdır. Düşünce özgürlüğünü korumazsanız diğer hakları da korumak zorlaşır. Yaşam hakkı, konut hakkı, siyaset hakkı hepsi düşünce özgürlüğü olduğunda sağlanır. Hala tutuklu gazeteciler var, gazeteciler üzerinde hukuki baskı var. Hepsi dayanışmayı hak ediyor. Sahada çalışan gazeteciler var. Onların can güvenlikleri yok, sigortaları yok. Biz bütün medya ile dayanışma içerisindeyiz. Hükümet yanlısı medya çalışanlarının da yanındayız" diye belirtti.

DİHA'nın önemli çalışmalar yaptığını söyleyen Demirtaş, "Özellikle, sokağa çıkma yasağının olduğu kentlerde medyanın girişine engel olmaya çalışılıyor. DİHA bu dönemde zor işler yapıyor. Barış isteyenler, yan yana yaşamak isteyenler bu dönemde el ele vermeli. Bu dönemde medya hak ihlallerini göstermeli. 90'larda hak ihlalleri gösterilmedi, aynı hata yapılmasın. AKP sınıfta kaldı. kendilerine yakın medya bile özgür değil. Bir çok genel yayın yönetmeni aranıyor 'HDP'lileri TV'ye çıkarmayın' deniyor. Böyle HDP'yi susturacaklarını sanıyorlar. Buna gerek yok. Medyaya bizde çıkalım, eşit olarak çıkalım, toplum karar versin" dedi. Demirtaş, özgür basın üzerindeki baskı, sindirme operasyonlarıyla geçmişte sonuç alınamadığını, bundan sonra da sonuç alınamayacağını vurguladı.

'SERHAT YÜCE İÇİN ADLİ GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ'

Demirtaş, DİHA muhabiri Serhat Yüce'nin Silvan'da haber takibi yaptığı sırada polisler tarafından başına silah dayanmasına ilişkin ise şunları söyledi: "Suç duyurusu savcının kendisinde. Siyasi baskı hissediyor sanırım. Geçici hükümet, yargı ve medya üzerine öğle bir baskı oluşturdu ki, suçlarını örtbas edeceğini sandı. Eminim ki başka bir ülkede olsa Cumhurbaşkanı bunu kınardı. Biz yargının harekete geçmesi konusunda girişimlerde bulunacağız. Soruşturma ve dava açılması gereken bir durumdur."

'HACI BİRLİK OLAYINI ÖRTBAS EDENLER İNSANLIĞINI DA KAYBETTİ'

Şırnak'ta polislerin Hacı Lokman Birlik'in cenazesinin panzerin arkasında sürüklemesine tepki gösteren Demirtaş, "Hacı Birlik'in fotoğrafının kendisi bir insanlık trajedisi. Ben teyit edip öğle yayınlamıştım. İnsanlık orada yerlerde sürüklendi. Hükümet yanlıları bir sürü yalana sarıldı. Keşke böyle olmasa. Bu insanlar bu olayı 'amasız' lanetlemelidir. Orada sadece bu işi yapan güvenlik güçleri değil, bu işi örtbas etmeye çalışan gazeteciler de insanlığını kaybetti. 'Güvenlik güçlerinin morali bozulmasın' demek faşizmdir. Türk halkının da o görüntülere morali bozulmuyor mu? Olaydan sonraki tepkiler de çok vahimdi, trajikti" dedi.

Ziyarette, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere ve özellikle Suriye'de yaşanan gelişmelere Rusya'nın dahil olması tartışmalarına da değinen Demirtaş, "Bizim Suriye'de durumun giderek kötüleştiğine dair söylemlerimiz vardı. Bu durum derinleşecek. Şimdi Rusya ve Çin sahaya inmeye başladı. Bu savaşın derinleşeceğini gösteriyor. Türkiye önemli bir aktör ama kendisini nötrleştiriyor. Böyle bir ortamda Türkiye'nin olup-bitene sessiz kalması düşünülemez. Türkiye eşit bir ilişki kurmalı. Sahada vekaleten bir savaş yürütmemeli. Türkiye Suriye'de barışın öncüsü olabilir" dedi.

Türkiye'nin ilk olarak kendi Kürtleriyle barışı sağlaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Demirtaş, 1 Kasım seçimlerine ilişkin ise, "Hükümet bizim üzerimizde baskı yürütüyor. HDP'yi her yerde boğmaya çalışıyor. Medya ablukası var. HDP'yi bu kadar basınç altında seçime götürmek halkın vicdanında da yer bulmayacak. Bu halkı meydanlara indirmek yerine, biz gideceğiz" diye konuştu.

DİHA ziyaretinin ardından Demirtaş, saldırıya uğrayan gazeteci Ahmet Hakan'ı ziyaret etmek üzere, ajanstan ayrıldı. (İstanbul/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Kunduz’da ‘acil’ uyarı

SONRAKİ HABER

Rus uçakları Palmira’da IŞİD’i vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...