23 Eylül 2015 00:52

Ateş düştüğü yeri yakmıyor ben de yanıyorum

Paylaş

Merhabalar...

Daha önce sıkıntılarımı ve düşüncelerimi yazmıştım. Yazdığım yazı yayınlandığında çok mutlu olmuştum. Halen saklıyorum yazdığım mektubu. Benim üç çocuğum var ekonomik olarak durumumuz pek iyi değil. Eşim çok düzensiz çalışıyor, çoğunlukla iş bulamıyor. Kendisi çok koyu bir Recep Tayyip Erdoğan hayranıdır. Uzun zamandır faturalarımızı ödeyemiyorduk. Üst üste biriken faturalar karşısında eşim çareyi beni ve çocukları köye göndermekte buldu. ‘Ben de biraz çalışır borçları öderim’ dedi. Seçimlerden sonra gittim. Sekizinci ayın sonunda geldim bir baktım evde borçlar olduğu gibi duruyor. Hiç çalışmamış, gezmiş tozmuş. Bir de şehit olan askerler için bayrak yürüyüşü diye sağa sola saldırmış. İnan ki o kadar doluyum ki; çocuklar okula başlayacak, ayakkabıları yok, evde yiyecek yok. Bizimkisi gece geç saatlerde eve geliyor. Kürtlerin partisine nasıl saldırdığını gerine gerine anlatıyor, “Hainleri yok edeceğiz biz. Cumhurbaşkanımıza söz verdik” diyor. Ben de çok üzülüyorum askerler ve polisler için ama onlara üzülürken başka canlar yakmak hiç doğru değil.

Seçimler geçtiğinden beri hiçbir derdimizi konuşamaz olduk. Bari ben çalışayım, ona da izin vermiyor. Ondan habersiz gündüzleri merdiven temizliği işlerine gidiyorum. Mutfağa bir şeyler alabileyim, çocukların karnı doysun diye. En sonunda kavga ettim, “Git dedim Cumhurbaşkanı sana iş versin. Benim çocuklarımın ayakkabısı yok, onun her şeyi var çocuklarıma ayakkabı alacak parayı versin” dedim. Bana şiddet uygulamaya çalıştı ama gözünde öyle bir pişmanlık gördüm ki...
Kadın derneğinden bir kadınla sohbet etmiştik. Sohbet sırasında “Ben doğuda askerleri öldürüyorlar onlardan nefret ediyorum” dedim o da bana Cizre’de olanları anlattı. Ben ‘yalan haber bunlar’ dedim. Bana resimleri gösterdi, ben inanamadım, şoka girdim... “Burası Türkiye olamaz. Ya Gazze, ya Filistin” dedim. 30 günlük bir bebek öldürülmüş askerler tarafından. Annesi, ölen kızını kokmasın diye buzdolabına koymuş. 17 yaşında bir kadın bebeğiyle vurulmuş. Ama maalesef doğruydu. Eve geldiğimde ben de internetten baktım her yerde aynı haberler vardı.

Mahallede şehitler için yapılan yürüyüşe ben de destek vermiştim, balkondan alkışlamıştım. Şimdi düşünüyorum da bu bebekler için bu çocuklar için niye yürüyüş olmuyor diye. Ben bu duyduklarım ve gördüklerim yüzünden uyuyamadım. Zaten antidepresan kullanıyordum, şimdi daha kötü oldum. Duyduklarımı eşime anlattım o da her zamanki gibi önce bağırdı. Sonra ona resimleri gösterdim. “Bak seni kullanıyorlar. Başkalarının malına canına zarar verme, bizim de çocuklarımız var” dedim. “Senin hayran olduğun Cumhurbaşkanının şimdi keyfi yerinde, aç değil açıkta değil ama bizim borç batağında. Ya git çalış ya da bana izin ver’ dedim. Bunları söylerken korkudan ölüyorum... Ha vurdu ha vuracak diye. Birden ayağa kalktı. Ben yerimden irkildim “Git kadın başımdan dır dır etme” dedi, gitti. Ben halen arkasından bakıyordum şaşkınlıkla. Sonuçta o da insan kimin içi acımaz o bebeklere? Üstelik şimdi doğru olduğuna bin kat daha fazla inanıyorum.

Allah’ım kimseye böyle acı yaşatma o analara sabır ver. Ben herkese sağduyu diliyorum. Umarım bir daha böyle acı olaylar yaşanmaz. Ama kavgayı bu savaşı hep iktidar olamayan AKP çıkardı. Ben de üç dönem hep AKP’ye oy verdim. Tövbe bir daha asla ona oy vermeyeceğim. Yazık değil mi insanlara? Zaten kimsenin durumu iyi değil bir de bu olaylar... Ben bir anne olarak çocukları ölen bütün Cizre’deki kadınlara başsağlığı ve sabır diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakmıyor, inanın gördüğümden beri ben de yanıyorum ve bitsin bitsin bitsin, kardeşlik olsun diyorum...
Nezihe

ÖNCEKİ HABER

Politik romantizm üzerine bir kitap: Romantizmin ‘eksik’ tarihi

SONRAKİ HABER

Türbelerini ziyaret etmek Alevilere yasak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...