Gazze ve Ferguson: İki mücadele birleşebilir mi?

Birleşik Devletler protestocuları ordu tipi araçlar ve plastik mermilerle karşılaşınca, Filistinliler İsrail askerlerinin saldırılarından öğrendikleri taktikleri paylaştılar.

Irkçılık karşıtı protestocular Ferguson sokaklarına dökülmeye başlarken, Missouri halkı tüm seneyi polisin silahsız siyahi bir genci öldürmesine karşı toplanarak geçirdi. Beklenilmeyen bir taraftan destek aldılar.

10,000 KM ÖTEDEN DESTEĞİ

10.000 km uzaktaki bazı Filistinliler, sosyal medya aracılığı ile göz yaşartıcı gazdan kurtulma taktikleri gönderdi. Ferguson’da Arap eylemciler Michael Brown’ın ölümü üzerine eylemlere katıldılar ve tetiği çeken kanun adamı hakkında dava çağrısında bulundular.

1000’den fazla sivil hakları liderin, İsrail’in yerleşim binaları ve diğer poliçelerini tahrip eden ve siyahi Amerikalılar ile Filistinliler’in durumu arasındaki paralelliği gösteren bir mektubun yayınlanarak karşı iltifatta bulunması bekleniyor. 
Ebony.com vasıtasıyla yayınlanan mektup “İsrail’in Filistinlilere karşı tutuklamayı ve hapsetmeyi yaygın kullanımı, Birleşik Devletler’deki bizim kendi devrimcilerimizi de içeren siyahi insanların kitlesel tutuklanmasına neden oluyor” diyor.
İmza atanların arasında, radikal düşünürler Angela Davis ve Cornel West, Talib Kweli ve Boost Riley gibi rapçiler, Kara Panter harekatının gazileri ve #BlackLivesMatter kampanyasının ortak kurucusu Patrisse Cullors yer alıyor.

Mektup, nesillerce eski mücadele arasında günümüz ilişkilerinin izini sürüyor. Ayrıca, İsrail ve Birleşik Devletler’in kanun adamları ve bu ülkelerdeki tutuklama merkezlerini destekleyen küresel güvenlik firması G4S arasında paylaşılan eğitim programını eleştiriyor.

‘MEDYA VARLIĞIMIZI SUÇ HALİNE GETİRİYOR’

“Amerikalı ve İsrailli görevliler ile medya varlığımızı suç haline getiriyor, bizi istisna bir olay niteliğinde görüp bize karşı şiddet gösteriyor ve direnişimizi yasa dışı ya da terörizm olarak adlandırıyor. Bu hikayeler on yıllık ve yüz yılık siyahi ve Filistin karşıtı şiddeti görmezden geliyorlar” diyen mektup, Brown’ın kurşun istilasına uğrayan vücudunun asfalt üzerinde uzanmasından dolayı Ferguson halkının öfkelendiği, geçen seneki 9 ağustos olaylarından yararlanıyor. Günler içerisinde öfke şiddete dönüşünce, St. Louis-Filistin Dayanışma Kurulu üyeleri sokaklara dökülmüştü.
Grubun Filistinli-Amerikalı bir üyesi Sandra Tamari, Middle East Eye’a (MEE) “Kucaklandık, erken ortaya çıkmanın basit jestinin sevgisini gördük. Bu mektup, bozulmuş, suçla dolu bir toplum hakkında bize söylenen klişeleri hiçe saydı. Karşıtını da gördük: insanlar birlikte geliyor ve onlardan birinin yasını tutuyor” dedi.

DİRENİŞ TAVSİYELERİ

Twitter kullanıcısı @MariamBarghouti Ferguson protestocularına “göz yaşartıcı gaza maruz kalınca sakin olmalarını” ve “gözlerini ovuşturmamalarını” tavsiye etti. @RajaiaBukhalil “Onlara yakın durursanız göz yaşartıcı gaz atamazlar” yazarak, protestoculara polis hattına yakın durmalarını önerdi.

Filistinliler zaten çok meşguldüler. İsrail hava saldırıları ve mermileri Gazze’deki Hamas hedeflerini vuruyordu. 50 günlük şiddetli saldırıda çoğu sivil 2100 Filistinli öldürüldü. İsrail ise ölü sayısını 67 asker ve 6 sivil olarak açıkladı.
Mektubun bir organizatörü olan Khury Petersen-Smith, MEE’ye “Gazze’deki savaştan bir yıl sonra, Birleşik Devletler’de ırkçılık hakkında büyüyen bir hareket var. Bu, buradaki siyahi insanların zulmü ile Filistin de dahil başka yerde zulmedilen insanlar arsındaki ilişkiyi anlamakla alakalı.”

Petersen bunu geleneğe dayandırıyor. 1960’larda, Malcolm X ve diğer siyahi sivil hakları liderleri, Birleşik Devletler’deki ırksal zulüm, beyaz kolonileşme, Güney Afrika ırkçılığı ile İsrail’in Filistinliler’e karşı tutumu arasındaki paralelliğe dikkat çekmişlerdi. 1964’de, Malcolm X, İsrail’in Arap topraklarını işgal etmesinin tarihte mantıklı ve yasal bir temeli olmadığını Mısır Gazetesi’ne yazdı. 1970’de, siyahi eylemciler New York Times’daki bir reklamı çıkartarak, Birleşik Devletler’in İsrail ve dünya genelindeki diğer gerici diktatörlüklere olan desteğine darbe indirdi.

İSRAİL’İN TUTUMU DAHA DA ACIMASIZLAŞTI

MEE’ye “O zamandan beri işler kötüleşti. İsrail’in Filistinliler’e karşı tutumu daha da acımasızlaştı” diyen Petersen-Smith, “Bu arada, terörle mücadele ziyafetlerine katılan kanun adamları sayesinde, Birleşik Devletler ile İsrail arasındaki güvenlik ilişkileri derinleşti” diye ekledi. Petersen ayrıca, İsrail’in Arap tutuklulara karşı kötü davranmasından ve Birleşik Devletler çocuk cezaevindeki siyahi gençlerin kafese konulmasından G4S’i sorumlu tuttu.

İsrail ve Amerikalı yetkililer bu tür eleştirileri reddediyor. İsrail insan haklarında ve savaşta küresel kurallara uyduğunu söylüyor; hem Washington hem de Jerrusalem, Filistinliler’in kendi sorunlarını kendilerinin hallettiği bir çözümü görüştüğünü söylüyor.

ORTAK KAMPANYALAR

G4S sözcüsü Nigel Fairbrass MEE’ye “Güvenlik firması G4S, işimiz hakkındaki belli başlı yanlış anlaşılmaları reddediyor. G4S, İsrail hapishanelerinde ve güvenlik noktalarında kameralar ve çanta tarama makineleri bulunduruyor, fakat çalışanların Filistinli mahkumlarla hiçbir bağlantıları yok. Merkezlerimize kimin yerleştirileceğine karar veren mahkemeler ve yetkililer” dedi.

Eylemciler vazgeçirilemiyor. Mektubu imzalayanlardan biri olan Felicia Eaves, Filistinliler’i desteklemek için daha fazla siyahi Amerikalı’yı ikna etmenin, Washington’ın İsrail’e olan desteğini devirebileceğini söyledi. 

Eaves, birçok siyahi kanun yapıcının İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun March’daki kongre adresini es geçmesine dikkat çekerken diğerleri, Birleşik Devletler’in ilk siyahi başkanı Barrack Obama’nın önemine dikkat çekti.
Siyahi insanlar İncil’deki İsrail’e yönelik referanstan etkileniyorlar ve Sami karşıtı görünmek konusunda isteksizler.
Eaves, MEE’ye “Önceki neslin birçoğu Güney Afrika Irkçılığı’nın ne kadar yanlış olduğunu anladı, fakat Filistin’deki olanları onların anlamasını sağlamak daha zor. Bunu masumane bir hale sokmayacağım. Filistin halkıyla gideceğimiz uzun bir yol var. Bir çok şartımız ve siyahi karşıtı yaklaşımlarımız var. Peki, eylemciler olarak biz çoğunluğu mu temsil ediyoruz? Belki de hayır.” dedi.

(Middle East Eye’dan çeviren: İlhan Yananç)