26 Ağustos 2015 00:02

Nuran Akkaya’nın objektifinden bir halk: Ermeniler

Kadim Anadolu coğrafyasının dört bir yanında yaşayan ve acılarının, kahkahalarının, özlemlerinin yüzlerinde bıraktığı izlerle objektif karşısına geçen Ermeni yurttaşlar, 'Ermeniler' kitabı için bir araya geldi.

Paylaş

Hakan GÜNGÖR
İstanbul

Nuran Akkaya’nın kitabı, objektifine yansıyan, Türkiye’de yaşamını sürdüren, İstanbul’dan Van’daki Ahtamar Kilisesi’ne, Hatay’daki tek Ermeni köyü Vakıflıköy’den Kars ve Kayseri’ye kadar geniş bir coğrafyada yaşayan Ermenilerin portrelerinden oluşuyor. Yaklaşık yedi yıldır üzerinde çalıştığı “Ermeniler” isimli belgesel fotoğraf çalışması kitaplaştırılan Nuran Akkaya Evrensel’in sorularını yanıtladı.

Bu kitabı hazırlamaya nasıl karar verdiniz? Hazırlık sürecinde neler yaşandı?
Ermeniler fotoğraf kitabı, yaşadığımız topraklarda kadim bir kültüre sahip olan Ermenilerin hayatlarını daha görünür kılmak ve aradaki “tül perdeyi” biraz olsun aralamak arzusu ile ortaya çıkmıştır. Yaklaşık yedi yılda tamamlanan bu projeye başlarken, önce Ermeni toplumunu görsel olarak anlatabilmek adına ön hazırlıklar tamamlanıp çalışmalar yapıldı. Hangi bölgelerin, kimlerin nerede ve nasıl fotoğraflarını çekmenin anlamlı olacağı yönünde yol haritası oluşturuldu.

Fotoğraf çekimi sürecinde sizi en çok etkileyen olay neydi?
Hrant Dink’in katledilmesi beni duygusal bir çöküntüye sürüklemiştir. Kuşkusuz onun kaybının sadece Ermeni toplumunda değil; tüm toplumsal sınıf ve katmanlarda uyandırdığı tepki de beni derinden etkilemiştir.

Proje tamamlandığındaki hissiniz ve düşünceleriniz neydi?
Proje tamamlandığında, bu konuda yapılmış az sayıdaki çalışmalardan birini tamamlamış olmanın iç huzurunu yaşadım diyebilirim. İlk kitabım olması sebebiyle “Ermeniler” kitabının hazırlanma sürecinde oldukça heyecan dolu  bir dönem geçirdiğimi belirtmeliyim.

BİRLEŞTİREN VE AYIRAN DAĞ
Kitap bir Ağrı-Ararat fotoğrafı ile başlıyor. “Birleştiren ve ayıran” Ağrı...  Ağrı nasıl bir sembol iki halk arasındaki ilişkide?

Türkiye ve Ermenistan’dan Ağrı Dağı’na bakıldığında, her iki toplum birbirlerinin gözlerine bakma fırsatı yakalar. Dolayısıyla bu heybetli dağ, insanlara birbirlerini anlama ve empati kurabilme şansı verir. Öte yandan, coğrafik olarak iki toplumu  ayıran konumundadır…

Fotoğrafını çektiğiniz Gülükyan, “Suratımın kederini de anlatacak mısın” diye sormuş size. Kitapla birlikte bu soruya nasıl yanıt veriyorsunuz? Gülükyan’ın yüzündeki keder tüm Ermenilerin kederidir diyebilir miyiz?
Bu sorunun cevabı, kitaba bakıp yorumlayan kişilerde saklı. Gülükyan’ın yüzündeki keder bence Ermenilerden öte insanlığın kederi dersek daha eksiksiz ifade etmiş oluruz.

Kitapta “gülümsemelere” de rastlıyoruz. Ermenilerin Türkiye’deki varlıklarına dair bir umut anlamını mı taşıyor bu gülümsemeler?
Elbette umut taşıyor... Hatta Gülükyan’ın söylediklerini içselleştirdiğimizde; yaşanan bir ömrün, tarifi mümkün olmayan acılarla dolu olmasına karşın bireydeki hayatta kalma mücadelesi ve yaşama sevinci umut verici. Bu umut sayesinde insanoğlunun geçmişten dersler çıkarıp insanın insana zulmünden  arınabileceğine inanıyorum.

Terk edilmiş Ermeni evlerinin fotoğraflarını çektiniz. Bu evler bize neyi anlatıyor?
Anadolu coğrafyasında yüzyıllardır bir arada yaşanmış hayatların izlerini ve ne yazık ki yaşanan zorunlu göçü anlatıyor.

HAYATTA KALABİLMEK İÇİN...
Bir çok Ermeni sanatçının kimliklerini gizlemek zorunda kaldığı notu var kitapta. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Onca çekilen acının ve hayatta kalabilme mücadelesinin dışa vurumu diyebilirim.

Kitabın hazırlık sürecinde en büyük desteği kimden aldınız? Kimler yardımcı oldu?
Tek tek isim belirtmek oldukça zor aslında. Ancak en büyük desteği kitabın editörlüğünü yapan Haluk Çobanoğlu’dan aldığımı söyleyebilirim. Tabii ki tasarımı gerçekleştiren Dilek ve Deniz’e, kitaba önsözleri ile artı değer katan Tanıl Bora, Arsen Yarman ve emek veren herkese bir kez daha sizlerin aracılığıyla teşekkür ederim.

Kitap kamuoyunda nasıl karşılandı?
Kitabı inceleyen kişilerden olumlu yorumlar aldım. Kitabın şimdiden birçok ülkeye dağılması, yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli kütüphanelerde yer alması beni mutlu etmekte. Kalıcı bir iş olduğuna dair gelen yorumlar, gözleri dolu dolu bizlere sarılıp ağlayan dostlar ile oluşan ortak duygu seli,  çığ gibi büyümekte…

ÖNCEKİ HABER

Basın kartı yönetmeliği kimin lehine değişti?

SONRAKİ HABER

Gazze’deki glütensiz gidişatın seyri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...