11 Ağustos 2015 00:06

Savaşın ne olduğunu biliyoruz

Paylaş

Taylan POLAT
Matbaa işçisi

Türkiye’de  yaşayan bir işçi olarak savaşa sessiz kalmamak için, bu mektubu yazma gereği duydum.
Herkesinde bildiği gibi kapımıza kirli bir savaş dayanmış durumda. Kirli savaş diyorum çünkü; bu bizim savaşımız değildir. Bu savaş sermayenin, kapitalistlerin ve AKP’nin savaşıdır. Gençlerimizin ölmemesi ve analarımızın ağlamaması için bu kirli savaşa en sert şekilde biz emekçiler karşılık vermeliyiz.
7 Haziran’da halktan büyük bir darbe yiyerek iktidar olma hükmünü kaybetmiş bir parti olan AKP,  kaybettiği koltuğu geri almak için ve suçlarını kapatmak için yurdumuzda iç ve dış savaş çıkarmak istiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürekli televizyonlarda ve mitinglerde alevi yurttaşlarımıza karşı kinini öfkesini dile getirerek ülke de Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istemişti ve Alevi yurttaşlarımıza karşı başta ibadethaneleri olmak üzere birçok saldırılar gerçekleştirilmişti. AKP bir taraftan Suriye ile savaşa girmek istiyor, diğer taraftan ise barış müzakereleri yürüttüğü PKK’ye karşı tekrar savaş başlatmak istiyor. Bizler kardeş olduğumuz Suriye halkları ile savaşmak istemiyoruz. Suriye’de kurulacak bir Kürt devletine tahammül edemediğini dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, söylediği sözler ile savaşın artacağını işaret etmiştir ve biz işçi sınıfı olarak ‘Sana savaş yaptırmayacağız’ diyoruz.  AKP Hükümeti,  7 Haziran yenilgisinin acısını çıkartmak için önce ormanları yaktı, sonra 1990’ları hatırlatarak Kürt  illerinde özel güvenlik alanları ilan ettiler, köyleri boşaltmaya kalkıştılar. Bu intikam duygusu daha da artarak dalgalandı ve insanların canını almaya kadar ilerledi. IŞİD canavarları, kendi silahlarımız ve bombalarımız ile kendi vatandaşlarımızı katletti. Suruç’ta 32 canımızı aldılar.
Biz emekçiler, Türkiye’de çıkacak savaşın ekonomik boyutunu da çok iyi biliyoruz. Zar zor geçindiğimiz bu ülkede, hem canlarımız yanacak, hem yeni düşmanlar edineceğiz hem de emeğimizin karşılığı bize top tüfek olarak geri dönecek. Yakın tarihte savaşa girmiş pek çok ülkeye baktığımızda ekonomiyi ve işsizlik oranlarının ne kadar arttığını net bir şekilde görebiliriz. Ülkede savaş çıktığı zaman, enflasyon yükselecek ve asgari ücret zamlanmayacak, emekli maaşları aynı şekilde olumsuz etki görecek ve zamlanmayacaktır, yaşam koşulları çok daha zorlaşacak, savaş bizi açlığa mahkum edecektir. Bizim tek bir savaşımız vardır o da sermayeye ve kapitalizme karşı olan sınıf savaşıdır.  Biz işçi sınıfı olarak savaşlara, silahlara, bombalara ayrılan bütçenin eğitime ve sağlığa ayrılmasını istiyoruz.
Biz emekçi ve onurlu Türkiye halkları olarak bu kirli savaşı istemiyoruz çünkü; savaş işsizlik, ölüm, açlık, yoksulluk, tecavüz ve çocukların yetim kalması demektir.  Bizler beraber büyüdüğümüz, aynı okulu ve aynı işyerini paylaştığımız, aynı düğünde oynadığımız, aynı takımı tuttuğumuz insanlar ile düşman olmak istemiyoruz. Biz emekçiler olarak İŞ, BARIŞ ve KARDEŞLİK istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Çukurca sınır kapısında görevli 7 personelden haber alınamıyor

SONRAKİ HABER

13. Gençlik Yaz Kampı'nda işçi işsiz gençlik forumuna metal direnişi damga vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...