Demirtaş'tan Davutoğlu'ya: Çiller'i çağır, 90'lı yılları sana anlatsın

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Parti Meclisi (PM) toplantısında konuştu. "AKP, HDP'nin başarısıyla devrilmiş olmasına rağmen saray darbesiyle devlete el koymuş bir iktidar anlayışını dayatmaktadır" diyen Demirtaş, Başbakan Davutoğlu'ya da şöyle seslendi: "Senin yapmaya çalıştıklarından daha fazlasını 90'lı yıllarda yapmaya çalıştılar. 90'lı yılların tarihini hiç mi bilmiyorsun, hiç mi okumadın. Tansu Çiller'i çağır, sana anlatsın."

HDP Genel Merkezi'nde gerçekleşen toplantısı açılışında konuşan Demirtaş, 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13'lük bir oyla çıkan HDP'nin başarısının bu uğurda çalışan herkesin başarısı olduğunu ifade etti. Eşit, adil olmayan bir yarışa rağmen yüzde 13'lük bir oy aldıklarını hatırlatan Demirtaş, "Seçim öncesi AKP kampanyasını yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan da, onun yerine geçici olarak bakan Davutoğlu da 'Barajı geçemezseniz mızmızlık yapmak yok' demişlerdi. Onlara göre HDP'nin niyeti baraj altında kalarak ülkeyi kaosa sürüklemekti" dedi.

'AKP ÇIKARSA SANDIĞA SAYGILARI VAR'
Türkiye toplumunun AKP'nin tehditine boyun eğmediğini söyleyen Demirtaş, "HDP barajı geçti diye ülkeyi savaşa, kaosa sürüklediler. Dolmabahçe'de açıklanana mutabakatı, diyalog ve müzakere masasını devirdikleri tarihten bu yana ülkede bir savaş hazırlığı yapıyorlar. Sandığa inanmadılar. Sandıktan Ancak AKP çıkarsa  sandığa saygıları var. Halkın iradesine saygılı olmadılar. Bizler yüzde 13'lük iradeyi asla ezdirmeyeceğiz. Seçim olmamış, AKP iktidardan düşmemiş gibi davranmalarına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

'VATAN DEĞİL, SARAY SAVUNMASI'
Demirtaş, AKP'nin barış, çözüm ve müzakare sürecini seçim kazanmak üzere kullandığını belirterek şunları söyledi: "Kaybettikten sonra da savaşı seçim kazanmak için kullanıyorlar. Müzakere süreci kendilerine oy getirdiği oranda görüşme yaptılar. İsteklerine göre görüşmelerin önünün kestiler. Şimdi sandıkta kaybedince savaş seçeneğini devreye soktular. Türkiye'deki bütün yurttaşların şunu iyi bilmesi gerekir. Bu ülke hepimizin vatanı. Farklılıklara sahip olsak da kardeş insanlarız. Eğer ciddi bir tehdit ve tehlike oluşursa vatanımızı korumak için birlikte hareket etmekte hiçbir çekincemiz olmayacaktır. Daha önce de bunu yaptık. Ama şu an bir vatan savunması yok, saray savunması var. Kendi iktidarları için evlatlarımızı ölüme gönderme zihniyeti var".

'IŞİD, AKP'NİN MÜZAKERE YAPTIĞI BİR ÖRGÜT'
IŞİD gibi bütün dünyayı tehdit eden barbar bir terör örgütünü AKP'nin bir tehdit olarak görmediğini kaydeden Demirtaş, Suruç katliamı sonrası AKP'nin IŞİD'e yönelik operasyon yapmadığını dile getirdi. Katliam sonrası Cumhurbaşkanı'nın yurt dışı gezisini dahi yarıda kesmediğini hatırlatan Demirtaş, Erdoğan'ın tek bir aileyi taziye için bile aramadığını aktardı. "IŞİD, AKP için Musul Konsolosluğu rehine krizinde olduğu gibi kolaylıkla pazarlık yaptıkları bir örgüttür" diyen Demirtaş, "Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen şu lafı kullandı: 'Evet müzakere yaptık. Ne aldık, ne verdik. Kimseyi ilgilendirmez'. Ama Kürt sorununda müzakere yapalım dediğimizde 'Ne müzakeresi? Ortada bir müzakere, bir taraf yok. Ortada bir terör örgütü var' diyorlar. Zihniyet işte budur ve bu zihniyetle ülkeye el koymuşlardır" şeklinde konuştu.

SAVAŞA KARŞI BARIŞ HAMLESİ
Parti Meclisi olarak evleri, köyleri, mahalleleri dolaşacaklarını dile getiren Demirtaş, bu savaşın kendi savaşları olmadığını söyleyeceklerine vurgu yaptı. Savaşta bütün ölenlerin yoksul halkın evlatları olduğunu söyleyen Demirtaş, yoksul halkın vekaletini almış bir parti olarak halka doğruları anlatacaklarını bildirdi. Türkiye'de barış hamlesi başlatacaklarını kaydeden Demirtaş şu şekilde devam etti: "AKP'den kimsenin korkmasına gerek yok. HDP nasıl bu çılgınlığı durdurduysa, kimsenini kaygılanmasına gerek yok. Halk kükrediği zaman kendine 'aslanım' diyenler kediye dönecek. Bütün kampanya HDP etrafında çevriliyor. İşledikleri her günahın faturasını HDP'ye çıkarmaya çalışıyorlar".

'90'LI YILLARDA DAHA FAZLASI YAŞANDI'
Erken bir seçime her türlü hazır olduklarını da ortaya koyan Demirtaş, Türkiye'yi savaşa götüren AKP anlayışını sandığa bir daha doğrulamayacakları biçimde gömeceklerini kaydetti. Demirtaş, Başbakan Davutoğlu'ya  da seslenerek "Bugün senin yapmaya çalıştıklarını 90'lı yıllarda fazlasıyla yaptılar. Kalın kalın kitaplar yazmış bir profesörsün. 1990'lı yılların tarihini hiç mi okumadın? Yaşamamış olabilirsin, etrafında yaşayanlar var. Onlara bir sor. Etrafında kimse mi yok anlatacak? Tansu Çiller'i çağır, anlatsın sana. Bugün senin yapmaya çalıştıklarını daha fazlasını yaptılar. Dün Ağrı'da üç sivil genci infaz ettiniz. Habur Sınır Kapısında YPG'li 13 cenazeyi 50 derece sıcağın altında bekletiyorsun. Onlar senin başını okşadığın tecavüz ordusuna karşı savaşırken yaşamını yitirmiş kahramanlardır" dedi. Demirtaş, cenazeye işkence yapan bir anlayışın demokrasiden, barıştan anlayamayacağını söyledi.

'KUZU'NUN BÜROSU KAPATILMAMIZ İÇİN ÇALIŞIYOR'
HDP'nin kapatılması ile ilgili de değerlendirme yapan Demirtaş, Cumhurbaşkanı Burhan Kuzu'nun özel avukatlık bürosunda HDP'nin kapatılmasıyla ilgili dosya hazırlandığı duyumunu aldıklarını aktardı. Amaçlarının parti kapatmak değil, HDP'nin hazine yardımından yararlanmasına engel olmak olduğuna dikkat çeken Demirtaş, HDP'yi AKP'nin önünü kesecek bir pozisyondan alıkoyma çalıştıklarını belirtti.

AĞABEYİM IŞİD'E KARŞI SAVAŞIYOR
'Kandil’e silah bırakma çağrılarınıza herhangi bir yanıt alabildiniz mi?' sorusuna cevap veren Demirtaş, dün Remzi Kartal'ın verdiği röportajda müzakereye ve masaya dönmeye hazır oldukları sözlerini söylemesinin kendileri açısından resmi bir yanıt olduğunu kaydetti. "Ben burada çağrımı tekrarlıyorum. Bizim bu ülkede huzura, güvene, barışa ihtiyacımız var" diyen Demirtaş, AKP hükümetinin savaş kararı alırken cesur davrandığını , barış kararı alırken de cesur olup olmadıklarını görmek istediklerini aktardı. Ağabeyi Nurettin Demirtaş'ın yaralandığına dair haberlerin hatırlatıldığı Demirtaş, ağabeyi ile ilgili de şunları kaydetti: "AA'nın servis ettiği habere dair teyit edeceğim bir bilgim yok. Doğru olma şansı da yok çünkü ağabeyim Kandil’de değil. DAİŞ’e karşı direniş ordusunun içinde direniyor. Ama kendisinin durumuyla ilgili bilgim yok. Kendisi orada IŞİD’e karşı bedelli askerlik yapmıyor. Halkının onuru için direniyor. Ölebilir de yaralanabilir de. Böylesine bir barbar ordu karşısında son derece normaldir". (Ankara/EVRENSEL)