05 Temmuz 2015 04:18

İlk adım ‘Hayır’

Şurası kesin ki, iyi şeylerin olması için, ilk adım bugün sandıklardan onurlu bir ‘Hayır’ın çıkması. ‘Hayır’, sonuna kadar sürecek bir mücadelenin başlangıcı için ihtiyaç olan ilk şeyken ‘Evet’ ise işçi sınıfı için dayanılmaz bir yenilgi anlamına gelecek.

Paylaş

Thania VEZOU
Thanos ANDRITSOS

Referandum haftası boyunca Yunanistan, halkın en gergin ve kutuplaşmış olduğu dönemlerden birini yaşadı. Hükümet, aylar boyunca sürdürdüğü müzakerelerden sonuç çıkmaması üzerine referandum kararı aldı. AB ve IMF’yle neoliberal memorandumun temelleriyle ters düşmeyen ancak aynı zamanda nefes almaya yetecek bir boşluğa izin veren bir uzlaşıya varma çabaları başarısız oldu. Bu nedenle Yunan halkı Pazar günü kreditörlerin dayatmalarını, bir başka deyişle  halkı yıkıma sürükleyecek bir üçüncü memorandumu kabul edip etmemeyi oylayacak.

Mücadele epey zorlu. Burjuvazi ve medya ‘Hayır’ kampanyasına karşı güçlü bir baskı oluşturmaya çalışıyor. Uydurma röportajlar ve fotoğraflar kullanılıyor, ’Evet’ için medeniyetin tüm modası geçmiş ürünleri yeniden diriltiliyor. Atina’nın ve büyük şehirlerin merkezi, gösteri ve yürüyüşler sebebiyle sürekli bloke halde. Çoğunlukla ‘Hayırcı’lar olsa da bu zor zamanlarda ‘Evetçi’ler de varlıklarını örgütlü bir şekilde gösteriyor. Ülkenin tamamı bu iki taraf arasında bölünmüş durumda.

SYRIZA VE KKE’NİN TUTUMU

En büyük iki sol partinin(SYRIZA ve KKE) politikaları maalesef hayalkırıklığı yaratıyor, AB, IMF ve Yunanistan’daki çürümüş siyasi yapıdan kopuş için varolan halk hareketini destekleyemiyor. SYRIZA hükümeti seçim sloganı olan “teslimiyete de kopuşa da hayır” arasında sıkışmış durumda ancak işin aslı kreditörlerin talepleri karşısında her zaman boyun eğer bir halde. Troyka’nın halk için en küçük reformları dahi kabul etmeyeceğini görmüyorlar(ya da görmek istemiyorlar) ve bu da defacto bir teslimiyete işaret ediyor. Aynı zamanda hükümet, halkı AB, medya ve Yunan kapitalistler tarafından ilan edilen savaş için de hazırlamıyor. Bu hafta boyunca yaşanan panik halinde de büyük bir sorumluluğa sahipler.

Diğer tarafta KKE, tarihini, mücadelesini ve Yunan halkı için ödediği bedelleri utandıracak bir karara imza atarak, geçerliliği olmayan bir KKE oyu çağrısı yapıyor. Düşmanın, Yunan halkını yerin dibine gömmek için tüm araçlarını bir araya getirdiği ortamda KKE, kayıpları oynamayı seçiyor ve çıkabilecek bir ‘Evet’ oyunun Yunanistan ve tüm dünya için ne anlama geleceğine dair hiçbir endişe taşımıyor. Pek çok KKE taraftarı, halkın sırtından eski ve yeni memorandumları atmak istediği mesajını duyuyor ve bu intihar eylemini onaylamama kararını almış bulunuyor. Kapitalist barbarlığa, ulusal ve uluslararası sermayenin saldırılarına, AB ve Avro Bölgesi’ne halkın, işçi sınıfının ‘Hayır’dan başka bir yanıtı olamaz.

‘EVET’ VE ‘HAYIR’IN SONUÇLARI

Referandumdan ‘Evet’ oyu çıkması halinde olacaklar net. Memorandum politikaları devam edecek ve daha da acımasızlaşacak. Bunun yanı sıra çürümüş siyasiler de yeniden sahne alacak. ‘Hayır’ sonucunda ise çetrefil bir durum ortaya çıkacak. Hükümet, sonucu, daha iyi bir anlaşmaya varabilmek için kullanmaya çalışacak ancak halkın büyük çoğunluğu kopuş mücadelesini, memorandumlara karşı savaşmayı, AB ve Avro Bölgesi’nden çıkış için direnişi sürdürmeyi talep ederken söz konusu kurumların bunu kabul edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Kreditörlerin tepkisi, en bilinmez olanı. Ya ekonomik bombardıman daha da yoğunlaşacak ya da nefes alma ve yeni müzakere planı ortaya atılacak.
Şurası kesin ki, iyi şeylerin olması için, ilk adım bugün sandıklardan onurlu bir ‘Hayır’ın çıkması. ‘Hayır’, sonuna kadar sürecek bir mücadelenin başlangıcı için ihtiyaç olan ilk şeyken ‘Evet’ ise işçi sınıfı için dayanılmaz bir yenilgi anlamına gelecek.

KİMLER ‘EVET’ DİYOR?

Sistemin tüm kurumları ilk dakikadan bu yana ‘Evet’ oyu için çalışıyor. Yunan Sanayiciler Birliği, bankerler, armatörler ve iş adamları, eski başbakanlar ve devlet içerisinde geçmişte görev almış isimler, akademide ve siyasette muhafazakarlığı savunan herkes ‘Evet’i savunuyor. Ücret kesintileri ve TİS’lerin iptali yönünde oy kullanmış olan satılmış Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun liderleri de onların yanında. Bunun sebebini anlamak kolay. Onların memorandumlara, siyasi sisteme ve Avrupa elitine olan bağlılıkları bugüne kadar kazandıklarını yani yabancı banka hesaplarındaki paralarını, mallarını ve siyasi güçlerini savunmalarını gerektiriyor.

YUNAN HALKININ KORKACAK BİR ŞEYİ YOK

Yunan halkı, zenginlerden, Avrupalılardan ve bankerlerden iyi niyet bekleyen bir dilenci değildir. Kendi ürettikleriyle yaşayabilir. AB ve Avro Bölgesi’nin geride bırakıldığı, tüm bankaların ve ekonominin önemli sektörlerinin kamulaştırıldığı, borçların iptal edildiği yeni bir yolun açılmasından korkacak hiçbir şeyleri yok. Bunlar ideolojik takıntılar değil ülkemizin erkek, kadın ve çocuklarının yaşayabilmesi için atılması gerekli adımlardır. Ve elbette bu tecritçi bir politikayı seçmek değildir. Aksine güçlülerin kurt sürülerinin arasında dolanmak yerine dünyanın mücadele içerisindeki halklarıyla yan yana gelmeyi amaçlayan derin bir enternasyonalizmi seçen bir politikadır.

ÖNCEKİ HABER

Kibriti devlet çaktı

SONRAKİ HABER

‘Hayır’ Yunan halkının önüne yeni bir yol açabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa