30 Haziran 2015 01:00

Metal işçisine ne oldu?

Paylaş

Bir Renault işçisi
BURSA

Metal işçisinin dramı uzun yıllara dayanıyor. Ama yakın tarihten bahsedelim. Sektörde faaliyet gösteren sendikalar, patronlar ve bunun gibi yapılar metal işçisini diğer sektörlerde de olduğu gibi köle gibi kullanmaya, haklarını görmezden gelmeye, istedikleri gibi ezmeye başlayalı çok zaman oldu.
Ancak kasım 2012 de yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve TİS Kanunu işçiye bir takım haklar vermesine rağmen hem patron hem de yetkili sendikalar bu kanunu hiçe sayarak istedikleri gibi ellerinde olan üyeleri tutmaya, iş başı yapan ve iş yerinde çalışan işçileri sendikalara üye olmaya zorladılar.
Metal sektörü için TİS yılı olan 2014 yılında sektörün en çok üye bulunduran sendikası Türk Metal ilk olarak yıllardır yaptığı gibi işçinin beklentisinin çok altında bir zam oranına imza attı. Bu yetmezmiş gibi tutup sözleşme suresini 3 yıllık imzaladı. Bunun üzerine Bosch fabrikasının yetkisini de alarak onlara metal sektöründe istenilen yakın bir oranda zamma imza attı.
Bunu duyan metal işçisi de ilk olarak yasalar da belirtilen üzerine Türk Metal sendikasının kapısını çalmaya protokol için ikna etmeye çalıştı. Olumsuz yanıt alınca da sendikadan istifa edip kendi hakkını kendi aramanın mücadelesini vermek istedi.
5 mayıs 2015 te Bursa OSB de çalışan Türk Metal üyesi işçiler birlik olup sendikadan istifa etmek üzere OSB Camiinin yanında toplanma kararı aldı. Ancak Türk Metal’in mafyavari adamları, sopalarını alarak orada bulunan insanlara, kendine aidat ödeyen üyelerine saldırdı.
Olaylar yatışıp işçiler işbaşı yapmak istediğinde Oyak-Renault yönetimi ilk olarak 2 arkadaşımızın iş akdini feshetti ve devamında 12 arkadaşımızın da iş akdinin fesih olacağını işaret etti.
İşte işçi devrimi tam olarak burada başladı. Kendi vardiyası da iş akdi feshedilen vardiya çalışanları fabrikaya girmedi. İçerde çalışan vardiya ise onlara destek olmak için fabrikadan dışarı çıkmadı. Olayların devamında 4 saat sonunda işçi temsilcileri ile görüşen yönetim işçilerin işten çıkarılmadığını sendika konusunda herhangi bir yaptırım yapılmayacağını ve zam konusunu Fransa’daki genel müdürlükler ve işveren sendikası MESS ile görüşüp karar alacaklarını açıkladı.
Bu birliğin kazanımlar getireceğini anlayan işçiler artık hep birlikte adımlar atmaya başladı.
14 mayıs günü Renault genel müdürünün işçileri toplayıp herhangi bir zam yapılmayacağını açıklaması üzerine işçiler ellerindeki tek gücü kullanmaya karar verdi. Elimizde tek güç vardı: üretim. Bu da birlik olarak sağlanırdı.
14 Mayıs saat 16.00’da işe başlayan işçiler iş sonunda fabrikayı terk etmedi. Vardiya almaya gelen ekip de fabrikanın içine girmedi. Tam burada tamamen işçinin iradesiyle “DİRENİŞ” başladı.
Bu süreç tamamen bizim irademizle, bizim isteğimizle başladı. Ama karşımızdakilerin bizden güçlü olduğunu biliyorduk. Bizim tek güvencesiz bütün fabrika çalışanlarının tek yürek tek bilek oluşuydu. Onun dışında ne bir hazırlığımız ne bir destek alacak danışmanımız, ne bilgi ne tecrübemiz vardı. İşveren ekonomik ve maddi olarak bizden güçlüydü. Ama biz fabrikada değilken bir tek araba bile yapamadı. Bizi başta ciddiye almadı. Çalışma Bakanlığının müfettişlerini kendi ağzıyla üstümüze saldı. Bizim pes etmeyeceğimizi anladıktan sonra masaya oturmaya karar verdi.
Bu 12 gün boyunca işveren ve işçi temsilcileri arasında varılan  bütün anlaşmalar MESS ve Türk Metal tarafından bozuldu. Sonuç olarak işçinin birliği sendikaların da patronların da onca oyunlarına, onca hilelerine karşı güçlü olduğunu ispatladı... Endüstrinin temel taşının emekçi olduğunu, birlik olduğumuzda kimsenin ve hiç bir gücün karşımızda duramayacağını kamuoyuna ve emekçi kesime hatta dünyaya bir kez daha ispatlamış olduk.

ÖNCEKİ HABER

TEVDEM Yöneticileri: Türkiye’nin asıl niyeti Rojava’yı boğmak

SONRAKİ HABER

Renault’da gündem sendikal örgütlenme

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa