30 Mayıs 2002 21:00

İhraç malımız asker mi?

Parçalanan Yugoslavya, emperyalistlerin baş hedefleri arasındaki Ortadoğu ve Kafkaslar, pervasız Amerikan saldırganlığının gözler önüne serildiği Somali ve Afganistan...

Paylaş
Türkiye'den gönderilen askerlere, yarım yüzyıldır emperyalistlerin müdahale ettiği veya iç savaşlara yol açtığı bölgelerde görev veriliyor. Bu görevlerin dökümü, tanınmış uluslararası spekülatör George Soros'un, "Türkiye'nin en iyi ihracat ürünü ordusudur" sözünü doğrular nitelikte. 1 ay içinde Afganistan'a gönderilecek olan 1400 asker, 700'ün üzerinde kayıp verilen Kore Savaşı'ndan bu yanaki en tehlikleli görevi oluştururken, Gürcistan ve Irak sınırlarındaki faaliyetler ise Türkiye'yi komşularıyla karşı karşıya getirmeye aday.

Kanlı başlangıç: Kore Türkiye ordusu, Batı devletlerine asker desteğine ilk defa 1950-1953 yılları arasındaki Kore Savaşı sırasında başladı. ABD'den gelecek yardımlar ve NATO'ya kabul edilebilme kaygılarıyla dahil olduğu iç savaşa, dönüşümlü olarak 15 bin askerini gönderen Türkiye, bu askerlerinin 741'ini tabut içinde geri aldı. Kore Savaşı'nda 175 asker kaybolurken, toplam "zayiat" 2959 olarak hesaplandı. Bu hesaba göre Türkiye, savaş sırasında Güney Kore ve ABD'den sonra üçüncü en çok kayıba uğrayan ülke oldu. NATO'ya üyelikle birlikte, ABD öncülüğündeki Batı devletlerinin, Rusya ve Doğu Bloku ülkeleri karşısındaki "ön cephesini" oluşturan Türkiye, "soğuk savaşın son bulmasının" ardından da, uluslararası rolünü oynamaya devam etti.

Soğuk Savaş ardından Somali'deki iç savaşa, Orgeneral Çevik Bir komutanlığındaki 300 askerle katılan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "Ümit Operasyonu" olarak adlandırılan bu Amerikan müdahalesinde, bir süre komutanlığı da üstlendi. 2 Ocak 1993-24 Şubat 1994 tarihleri arasında yapılan müdahale, Amerikan askerleri büyük kayıp vermesiyle sona erdi. TSK, Arnavutluk'ta patlak veren ayaklanma sırasında da, görev üstlendi. 1997 Nisan ayından Ağustos'a kadar, İtalya liderliğindeki çokuluslu güce katılan TSK, 20'si karargah personeli olmak üzere 779 askerden oluşan bir deniz piyade taburuyla, faaliyette bulundu. Türkiye askerleri, Tiran ve ülkenin kuzey bölgesinde görev yaptı.

Yugoslavya'daki rol Türkiye ordusu, emperyalistlerin kışkırttığı iç savaşlarla dağılma sürecine giren Yugoslavya topraklarında da mevzilendirildi. Türkiye, Bosna-Hersek'teki olayların ardından da insani yardım harekatı için emniyetli bölgelerin tesisi ve korunması maksadıyla kurulan BM Koruma Kuvveti'nde (UNPROFOR) yer aldı. 4 Ağustos 1993-31 Aralık 1995 tarihleri arasında 1400 askerden oluşan bir alayla bölgede konuşlanan TSK, Bosna-Hersek'te "Dayton Anlaşması"nın uygulamaya konulmasıyla birlikte "barış gücü"nü de takviye etti. Birlik, 20 Aralık 1995'te tugay seviyesinde bu güce katıldı; 20 Aralık 1996'da da tabur seviyesine indirildi. Bosna-Hersek'teki bu tabur, halen 701 personeliyle Zenica'da görev yapıyor. Türk Deniz Kuvvetleri de Adriyatik Denizi'nde, aynı amaç paralelinde 13 Temmuz 1992-2 Ekim 1996 tarihleri arasında icra edilen "Sharp Guard" harekatına 2 firkateyn, akaryakıt gemileri ve mayın karşı tedbirleri gemileriyle katıldı. Bu görevde, 18 firkateynin yanı sıra 2 denizaltı, 4 akaryakıt gemisi ve yaklaşık 5 bin asker yer aldı. Türkiye, Bosna-Hersek hava sahası üzerindeki uçuş yasağının uygulanması ve denetlenmesi amacıyla da bir F-16 filosunu 25 Nisan 1993'te bölgeye göndererek, rotasyon esasına göre 12 filo ile yaklaşık 2500 personel görevlendirdi.

Kosova sorunu Yugoslavya'nın parçalanmasının başka bir sahnesi olan Kosova olaylarında da, Türkiye askerlerine görev biçildi. TSK, 24 Mart 1999 tarihinde Kosova'ya NATO tarafından hava harekatı başlatılması üzerine, bu operasyona 10 adet F-16 uçağıyla destek verdi. Harekat kapsamında, 3 adet KC-135 tanker uçağını İncirlik'te, 8 adet F-16 uçağını da Bandırma'da hazır tutan Türkiye, Adriyatik'teki bir firkateyni ile mayın avlama gemisini de harekatta görevlendirdi. Türkiye, Yugoslavya'nın bölgedeki egemenliğine son veren anlaşmasının uygulanması amacıyla oluşturulan yaklaşık 42 bin kişilik güce de bir mekanize piyade taburuyla katıldı. TSK, destek verdiği bu harekatların yanı sıra görev birliklerine kalkan olmak için de çeşitli vazifeler aldı. Kosova'da görevli birliklerin ikmal yollarının emniyetini sağlamak için bir birlik katkısında bulunan TSK, Arnavutluk'taki irtibat karargahının iç emniyetini sağlamak üzere de bir askeri inzibat takımını, Makedonya'daki geri karargahının emniyetini sağlamak için ise bir piyade takımını buralarda konuşlandırdı. Türkiye, Makedonya ve Arnavutluk'a yönelik mülteci akınlarının ardından, Arnavutluk'ta görevlendirilen yabancı güce, 18 Mayıs-7 Eylül 1999 tarihleri arasında bir sahra hizmet bölüğüyle katıldı. TSK, Makedonya'daki "Zorunlu Hasat Operasyonu"na da çokuluslu tugay kapsamında görev almak üzere 27 Ağustos 2001'de bir bölük timiyle katıldı. Petrovac bölgesinde konuşlanan birlik, 6 Ekim 2001'de görevini tamamlarken; TSK, Makedonya'daki uluslararası gözlemcilere destek sağlamak maksadıyla 27 Eylül 2001'de başlayan "Amber Fox" harekatına 4 karargah personeli gönderdi.


ASKERİ GÖZLEM GÖREVLERİ Türk Silahlı Kuvvetleri, bu harekâtların yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde de birçok askeri gözlem görevi yerine getirdi. Bosna-Hersek'ten Doğu Timor'a kadar 5 hassas bölgede BM adına askeri gözlem misyonunda bulunan Türkiye, Gürcistan'da AGİT, Batı Şeria'da da İsrail ve Filistin adına barışın sürdürülebilmesi için 30 personelle çalışıyor. Türkiye, BM kapsamındaki ilk gözlem görevini İran-Irak savaşın ardından Ağustos 1988-Mayıs 1991 tarihleri arasında birliklerin geri çekilme faaliyetlerini 10'ar gözlemciyle izleyerek gerçekleştirdi. Daha sonra, UNIKOM bünyesinde Irak-Kuveyt sınırı ile Abdullah Körfezi'nde görev alan TSK, 21 Mayıs 1991'den bu yana bölgede 69 personel görevlendirdi. Türkiye, Kuveyt'te halen 6 subayla gözlem görevini yerine getiriyor. Gürcistan-Abhazya arasındaki ateşkes anlaşmasının uygulanmasını kontrol etmek üzere ise 15 Ekim 1994 tarihinden itibaren 69 personel görevlendiren TSK, ihlalleri BM Genel Sekreterliği'ne bildirmek üzere 5 gözlemciyi bölgede bulunduruyor. Rusya Federasyonu'nun Çeçenistan'a yönelik harekatının ardından başlayan mülteci akınını kontrol etmek üzere Gürcistan sınırında oluşturulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gözlemci misyonuna 20 Şubat 2000'de 1 gözlemciyle katılan TSK, bölgedeki askeri gözlemci sayısını 7 Nisan 2002'den itibaren 2'ye çıkardı. Türkiye, Batı Şeria'daki El-Halil şehrini İsrail kuvvetlerinin boşaltarak Filistin yönetimine devrini izlemek ve rapor etmek üzere kurulan Geçici Uluslararası Mevcudiyet'e de 1 Şubat 1997'den itibaren katılırken, bölgede halen 12 TSK personeli görev yapıyor. Geçen Mart ayında Binbaşı Cengiz Toytunç, bu görevdeyken maruz kaldığı saldırı sonucu ölmüştü. Doğu Timor'daki askeri gözlemciler grubuna ise 1 Şubat 2000'de dahil olan Türkiye, bugüne kadar 4 subay görevlendirdiği bölgede, 2 personelle güvenlik ve istikrarın sağlanması faaliyetlerini izliyor.

ÖNCEKİ HABER

'Asla korkak çalmayın!'

SONRAKİ HABER

Ve Kâbil bekçiliği...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...