27 Mayıs 2015 01:00

Esenyurt’ta seçim ile geçim iç içe geçiyor

İstanbul’un pek çok ilden daha büyük, 690 binlik nüfusa sahip ilçesi Esenyurt, AKP’nin her seçimde birinci parti olarak çıktığı ancak CHP, HDP ve MHP’nin de oy oranının güçlü olduğu bir yer. Aynı zamanda bir işçi havzası da olan Esenyurt’ta seçmenler en çok ekonomik sıkıntılardan dert yanıyor. Bu durum sandıkta AKP’yi geriletecek gibi görünüyor. (FOTOĞRAF: Lise çağındaki gençler oy kullanmayacak ama, seçimden öğrenciler için daha fazla şey yapılmasını bekliyorlar. Daha iyi bir eğitim, okulda basketbol sahası, bakımlı sınıflar, akıllı tahta ilk elden sıraladıkları. )

Paylaş

Sinem UĞURLU
İstanbul

İstanbul’un pek çok ilden daha büyük, 690 binlik nüfusa sahip ilçesi Esenyurt, aynı zamanda AKP’nin girdiği her seçimde birinci parti olarak çıktığı büyük bir işçi havzası. Ancak ilçede CHP, HDP ve kısmen MHP’nin de oy oranının güçlü olması, bütünlüklü bir Türkiye seçmen profili sunuyor.

Baştan söyleyelim ki; bir gün boyunca Esenyurt’un farklı bölgelerinde, farklı seçmen kesimleriyle yaptığımız görüşmeler bize bir seçim tahmini sunmadı. Ancak, seçmenlerin neye göre kime oy verdiğini, ya da kimden vazgeçtiğini görebilmemize imkan verecek bir tablo sundu. Ekonomi kaynaklı kaygılar ise, oy verme eğilimlerini belirleyen etkenlerin başında geldi.
Esenyurt’taki seçim turumuzda, en çok kadınlarla konuşmak istiyoruz. Ancak, kadınların seçimleri konuşma konusunda erkekler kadar istekli olmadıklarını söyleyerek başlayalım.

HER DÖNEM AKP, AMA ŞİMDİ KARARSIZLIK

İnşaat işçilerinin öğle arasına denk geliyoruz. Karadenizli işçilerden Ali Alıcı, 3 dönem AKP’ye oy vermesine rağmen, bu seçimlerde kararsız oluğunu söylüyor:
 -Sürekli AKP’ye oy verirken, bu seçimlerde neden kararsız kaldınız?
-Yeter, ömür boyunca bu olacak değil ya. Bir tanesi şimdiye kadar gelip de işçiyi düşünmedi.
- İşçi ne istiyor?
- Bugün asgari ücret 1000 lira bile değil. Bir milletvekilinin maaşı ne kadar, bizim ne kadar? Önceden bir ben çalışırdım, tam 4 çocuk büyüttük. Şimdi 4 adam çalışıyoruz, bir ev geçindiremiyoruz.
Diğer seçimlerde AKP’ye oy verdiğini söyleyen Şükrü Yalçın giriyor araya: “5 kazanıyorsak, 10 harcıyoruz. Bu hükümet her şeyi pahalılaştırdı.”
İnşaat işçileri, AKP’nin sürdürdüğü diğer politikalara dair sorduğumuz sorulara pek cevap vermiyor, “Bizi daha ziyade ekonomi ilgilendiriyor” diyerek.  
Sohbetten bir not daha aktaralım: Kime oy vereceğini değil ama, AKP’ye oy vermeyeceğini kararlaştırmış olan bu iki işçi, AKP’ye dair rüşvet ve yolsuzluk iddialarına inanmıyor.

AĞZINI AÇAN ‘GEÇİM DERDİ’ DİYOR

Benzer bir seçmen refleksi örneğiyle daha devam edelim. İki esnaf kadının yanındayız. Her iki kadın da, Cumhurbaşkanlığı seçimi dahil, her dönem AKP’ye oy vermiş. Karslı ve Terekeme olan Derya Sayın, seçimden beklentisini kafadan asgari ücretin yükselmesi olarak açıklıyor: “En ölüsü 1800 lira olmalı. İnsanların verdiği kira belli. Ben önceden hep Ak Particiydim. Ama artık vermeyeceğim ekonomik nedenlerden ötürü. 2 yıldır hiç memnun değiliz. Elektriği 2-3 gün ödemezsek, hemen kesiyorlar. Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar. Ama eşim hâlâ AK Parti’ye oy verecek.”
Erdoğan’ın Kur’an’ı Kerim ile meydanlara çıkması konusunda ne düşündüğünü merak ediyoruz: Sıkıntı yok, hoşuma gidiyor, biz de Müslüman’ız sonuçta.
Yine diğer dönemlerde AKP’ye oy verdiğini ifade eden Dilek Akçay da, işlerin durgun olduğundan şikayet ederek, “Paranın değeri kalmadı artık.”

‘ASGARİ ÜCRET AMA YİNE DE AKP’

İşçi havzası olan Kıraç’ta, işçilerin mesai bitimini bekliyoruz. Sohbet için çok az vaktimiz var. Çünkü, işçiler ya hızla servise biniyor, ya da koşarak otobüse yetişiyor. 38 yaşındaki Suat Deniz’i yakalıyoruz. Evli ve 3 çocuğu olan Deniz, evde çalışan tek kişi. 1500 liraya çalışıyor fabrikada. Hızlıca meramımızı anlatıyoruz, ilk cevap yine asgari ücret oluyor. “Özellikle işçi kesimine kimse bir şey yapmıyor. Asgari ücret çok düşük, düzeltmeleri lazım.”  Geçen seçimde AKP’ye oy verdiğini söyleyen Deniz, “Herhalde yine de AK Parti’ye oy vereceğiz” diyor. Nedenini sormaya vakit yok, uzun saatler çalışmış, yorgun. Otobüsünü kaçırmaması gerekiyor. Arkasından sesleniyoruz: “Metal işçilerinin eylemlerini takip ediyor musunuz?” “Evet, haklarını arıyor onlar da.”

‘BAŞÖRTÜLÜYÜM, AMA BUNLARIN GİTMESİNİ İSTİYORUM’

Yine Kıraç’ta hızlı adımlarla otobüse yetişmeye çalışan Hanife Durna’nın yanına gidiyoruz. Biz de onun hızıyla yürüyerek, seçimden beklentisini soruyoruz: “Tek beklentim bunların gitmesi.” İkinci sorumuzu yöneltmeden devam ediyor:
-Evet baş örtülüyüm, her dönem AK Parti’ye oy verdim, ama bunların gitmesini istiyorum artık.
-Neden?
-Nedeni net: 950 lirayla sen geçinebilir misin? 7 senelik elemanım. 2 çocuk okutuyorum. Eşim işsiz. Allah’tan evim kira değil. Patates, marul ateş pahası. 400 lira faturaya gidiyor zaten. Hafta sonları ev temizliklerine gidiyorum. Din diyorlar ama, iş yerinde ibadet etmeye ne zamanımız var, ne de yerimiz. Durna son olarak MHP’ye oy vereceğini söyleyerek otobüsüne gidiyor.


‘İNSANLAR BİR KERE DE HDP’Yİ DENESİN’

HDP ağırlığı olan bir kahveye giriyoruz. Ancak, Yılmaz Kayikçi, hâlâ kararsız. Önceki seçim tercihlerini CHP ya da HDP’den yana kullandığını söyleyen Kayikçi, son güne kadar ortamı gözlemleyeceğini ve öyle karar vereceğini ifade ediyor. En çok da, son dönemdeki zamlardan şikayetçi. “Emekli maaşıyla geçinemiyoruz” diyor. Erdoğan’ın Kur’an’ı Kerim ile meydanlara çıkmasını yanlış bulduğunu ifade ederek, “Biz de Müslüman’ız, şimdi cumaya gideceğiz. Namazımızda niyazımızdayız. Ama Kur’an’la miting olmaz. Dini sömürüyor.” diye konuşuyor.
Sadece oy vermekle kalmayıp, aynı zamanda HDP’ye oy da isteyen Yusuf Sarıçelik, “HDP’nin barajı geçmesini istiyoruz. Geçireceğiz de. Bir kere denesin insanlar. Yemediğiniz yemeğin tadını biliyor musunuz siz? Oy verilsin ki, en azından nasıl bir parti olduğu bilinsin. Bak benim babam hacıdır, ama bırakalım bunlara da şeriatı mı getirsinler?” CHP’nin seçim vaatleri konusundaki fikirlerini sorduğumuzda da, “HDP olmasaydı, CHP’ye oy verecektim ben” diye cevap veriyor.
Kahvede, ailecek HDP’ye oy verecekler olduğu kadar, AKP’yi zayıflatmak için ailedeki oylarını yarı yarıya CHP ve HDP diye bölenler de var.  


KEMİK OYLAR NE DURUMDA?

Aileden CHP’li olduğunu söyleyen Hasan Dolaç, “Doğdum doğalı CHP’liyim. Başkası olmaz bizde. Bu sefer CHP’nin seçim vaatleri de çok güzel” diyor.  Dönercilik yapan Eldin Durmaz, Muşlu ve Kürt. “Bizim oyumuz belli” diyerek kendisinin de, ailesinin de HDP’ye oy vereceğini söylüyor.
Daha önceleri MHP’ye oy vermişliği de olan 57 yaşındaki Esnaf Korkmaz, CHP’ye oy vereceklerden. Nedenini ise şöyle açıklıyor; “Mantıklı olan budur. AKP’yi kaybettirmek için.” AKP’nin bu seçimlerde kesinlikle kan kaybedeceğini söylüyor. AKP’yi gerileteceği için HDP’nin de barajı geçmesini arzuluyor.


NOTERDEN TASDİĞİN BİR KARŞILIĞI OLMUŞ

Kıraç’ta, işçilik yapan Adanalı bir aile ile karşılaşıyoruz. Adanalılar. Biz sormadan, konuşmaya başlıyorlar. Çünkü işsizlik, yoksulluk canlarına tak etmiş. Ailecek oylarını  AKP’den CHP’ye kaydırmışlar. Onlar için en önemli etken vaatlerin notere tasdik ettirilmesi. Matbaa İşçisi Hüseyin Bice, “Et yiyemiyoruz, senede bir defa o da bayramda. 940 lirayla geçinemiyorum işçi olarak. Kredi çekiyorum, onu da ödeyemiyorum. Eve gidiyorum stres, işe gidiyorum stres. Bir yandan telefon geliyor, alacaklı arıyor. 32 yaşındayım belimde 3 fıtık var. Kılıçdaroğlu kafama yattı bu dönem. HDP ve MHP barajı geçsin isterim. Çünkü iktidarı bölmeleri lazım. Tek başına iktidar olursa AK Parti vay başımıza.”
32 yaşında, Serteks deri fabrikasında çalışan Sadık Öztürk’ün oy tercihlerini ve değişimlerini özellikle yansıtmak gerek. Şimdiye kadar AKP’ye oy veren Öztürk, bu seçimde CHP’ye oy vereceğini söylüyor. Bu değişimdeki en önemli etken de, yine ekonomi. CHP’yi tercih etmesinin nedeni de, ekonomik vaatlerini noterden tasdik ettirmesi. Demirtaş’ın söylediklerini de mantıklı bulduğunu söyleyen Öztürk, “CHP’den adaylığını koysa kesin kazanır. Ama barajı geçemez diye düşünüyorum. Kürtlerin tamamı verse geçer tabi. Ben oyum boşa gitmesin diye vermeyeceğim” diyor.


GELENEK MHP OYLAR AKP

Gümüşhaneliler Derneğindeyiz. Derneği kalabalık yakalamak için, cuma namazının ardından gidiyoruz. 20 kişilik, genelde dolmuş şoförlüğü yapan bir ekibe derdimizi anlattığımızda, “Zaten AK Parti’liyiz biz” diye cevap geliyor. Gelenek olarak, önceden ülkücü, şimdi AKP’li olan seçmenlerle konuşuyoruz. Hala MHP’ye oy veren birkaç kişi hariç, hepsi AKP’nin yeniden tek başına iktidar olmasını arzuluyor. HDP’nin baraj altında kalmasını isteyenler çoğunlukta. İşte Gümüşhanelilerle seçim üzerine ettiğimiz sohbetimizin bir kısmı:
Ethem Nar: 17 senedir şehirlerarası otobüs şoförlüğü yapıyorum. Çok okuyan mı, çok gezen mi bilir? Türkiye’nin her yerine gittik, gördük. Öncesini de biliyoruz, şimdikini de. Her yere yollar yapıldı. Önceden iki araç geçemiyordu bir yoldan. Şimdi yolcu bile rahatsızlansa, hemen götürüyoruz hastaneye, ücretsiz bakılıyor. Ben MHP’liyim. Ama yapılanlara bakıyoruz, Türkiye’nin menfaatleri söz konusu. Her şeyini kendi üretiyor artık. Eskiden hep dışarıdan alıyorduk. Bu seçimlerde birinci parti çıkmasını istiyorum yine AK Parti’nin.
İrfan Akdemir: Asgari ücreti yükseltemem diyor, ama hiç olmazsa yalan söylemiyor. Devleti yöneten bilmiyor da, Kılıçdaroğlu mu biliyor ne kadar verileceğini? Benim devletim kalkınsın da.


HDP YÜKSELİŞİNİ KORUYACAK MI?

690 bin’e yakın nüfuslu ve İstanbul en büyük ilçelerinden biri olan Esenyurt’taki 2014 yılı seçmen sayısı 411bin 720. Esenyurt Belediyesi 2004 yılına kadar CHP’de oldu. Daha sonra ise AKP.
İlçede son yerel seçimlerdeki oy dağılımı şöyle:
AKP: Yüzde 47, CHP: Yüzde 34.6, HDP: Yüzde 10.1, MHP: Yüzde 5.9.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise, Selahattin Demirtaş’ın ciddi bir oy artışı yakaladığı görülüyor. Tayyip Erdoğan: Yüzde 47.12, Ekmelettin İhsanoğlu: Yüzde 35.71 oy oranına sahip olurken, Demirtaş yüzde 17.18 oy aldı. Bu seçimlerde ise HDP’nin yükselişini koruyup, koruyamayacağı sorusunun cevabı kilit rol oynuyor.


ARAŞTIRMALAR: TÜRKİYENİN EN ÖNEMLİ SORUNU EKONOMİ

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Ohio Eyalet Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erik Nisbet, 20 Aralık 2014-02 Şubat 2015 tarihleri arasında, kır ve kentsel bölgelerdeki 51 ilde, oy verme yaşındaki nüfusu temsil eden 2 bin 356 kişiyle yüz yüze anket yaptı. Bu anket, bize bir Türkiye tablosu sunduğunu söylediğimiz Esenyurt seçim turumuzu doğrular nitelikte. Çünkü araştırmaya katılanların yüzde 52’si Türkiye’nin en önemli sorununu ekonomik sorunlar olarak görüyor. İşsizlik ve ekonomik sorunlar, öncesine göre daha ciddi bir oranda halk tarafından ülkenin en önemli sorunu olarak ifade ediliyor. Araştırmanın “Sizce bugün Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna, yüzde 33.1’i “işsizlik” diye yanıtlamış. Bu soruya “Yoksulluk, gelir yetersizliği vs.” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 10.7.

ÖNCEKİ HABER

20 yıllık Renault işçisi: Bu direniş başka

SONRAKİ HABER

AKP'nin eğitim karnesi: Eğitimde ‘dört dörtlük’ dönüşüm!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa