24 Mayıs 2015 00:53

Antep'te seçim gündemi: Savaşın sınırında yoksulluğun tam ortasında

Antep, 2011 seçimlerinde yüzde 61.85 ile AKP’nin ülke ortalamasının üstünde oy aldığı kentlerden biri. Son birkaç yıldır Suriye’deki savaştan ve savaşın neden olduğu göçten de en çok etkilenen Antep, AKP’nin hem dış politikasının hem de ekonomi politikalarının ağır sonuçlarını adeta iliklerine kadar hisseden bir kent.

Paylaş

Mehmet TÜRKMEN
Antep

Antep, 2011 seçimlerinde yüzde 61.85 ile AKP’nin ülke ortalamasının üstünde oy aldığı kentlerden biri. Son birkaç yıldır Suriye’deki savaştan ve savaşın neden olduğu göçten de en çok etkilenen Antep, AKP’nin hem dış politikasının hem de ekonomi politikalarının ağır sonuçlarını adeta iliklerine kadar hisseden bir kent.
Bölgenin en büyük sanayi kenti olmasından dolayı çevre illerden uzun yıllardır yoğun göç alan Antep’in nüfusu, en az 300 bin olduğu tahmin edilen Suriyelilerle birlikte 2 milyonu aşmış durumda.
Seçmen sayısının bir milyonu aştığı ve 7 Haziran’da en az 800 bin seçmenin oy kullanmasının beklendiği Antep’te, daha önce hep ülke ortalamasının üstünde oy alan AKP’nin bu seçimlerde yaşayacağı oy kaybının da ülke ortalamasının üstünde olacağını şimdiden söyleyebiliriz.   

KONUT VE KİRA KRİZİ

Suriyeli göçüyle birlikte büyük bir krize dönüşen konut ve kiraların aşırı yüksekliği sorunu, Antep’te yaşayanların en çok yakındığı sorunların başında geliyor. Bir diğer büyük sorun ise yine Suriyeli göçüyle daha da yakıcı hale gelen işsizlik ve ücretlerin çok düşük olması.
Suriye’ye sınır kenti olan Antep, bu ülkede yaşanan savaşın faturasını sadece aldığı göçle ödemiyor. AKP iktidarının başından beri IŞİD, el Nusra ve ÖSO içinde yer alan benzer gerici çeteleri destekleyerek kışkırttığı savaşın sonucunda, Antep uzunca bir zamandır bu tür çetelerin de faaliyet alanı haline gelmiş durumda. IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle birlikte son bir yıldır Irak’ta da savaşın tırmanmasının ardından, Antep’in en çok ihracat yaptığı ülkelerin başında gelen bu iki ülkedeki savaş, Antep sanayisinde giderek daha fazla hissedilen bir üretim düşüşüne ve ekonomik durgunluğa da yol açmış durumda.

BEDEL İŞÇİYE ÖDETİLİYOR

Bu ekonomik durgunluğun bedelini ise her zamanki gibi yine işçiler ödüyor. Son 6 ayda sadece Başpınar OSB’de işten atılan işçi sayısının 35 bini bulduğu tahmin ediliyor. Gürteks, Şireci, Merinos gibi büyük işletmelerin hemen her birinde yüzlerce işçinin topluca işten atılması bir yana, bine yakın işçinin kapı önüne konduğu Akteks gibi tamamen ya da bir bölümü kapanan ve işçileri, tazminatlarını bile ödemeden topluca kapı önüne koyan işyerlerinin sayısı da az değil.
Başpınar OSB’de Akteks gibi batmış durumda ya da batmak üzere olduğu halde, seçimlerden önce yaratacağı olumsuz etkiden korkulduğu için hükümetin ve kimi devlet kurumlarının desteği ve zorlamasıyla faaliyetine devam ettirilen 40’tan fazla fabrika olduğu söyleniyor. Yani görünen o ki, on binlerce işçinin işten atıldığı, ücretlerin açlık sınırının altında, çalışma koşullarının ise oldukça ağır olduğu Antep’te, seçimden sonra işçileri daha çok işten atılma, daha çok hak gaspı ve daha ağır koşullar bekliyor.


AKP OY KAYBEDİYOR

Antep’te AKP’nin özellikle iki önemli kesim içinde desteğini gözle görülür biçimde yitirmeye başladığı görülüyor. Birincisi, yukarıda da saydığımız nedenlerden ötürü, Antep’in çoğunluğunu oluşturan işçiler içinde AKP’ye yönelik son dönemde ciddi bir tepki var. HDP ile ittifak yapan Emek Partisinin yaklaşık bir aydır, evlerde, servis duraklarında ve kahvehanelerde yaptığı işçi toplantılarında, gezi ve ziyaretlerde de bu çok açık biçimde fark ediliyor. Özellikle son birkaç yılda OSB’de yaşanan işçi eylemlerinde AKP’nin, valilik ve polisin patron yanlısı tutumu, asgari ücrete yapılan düşük zam, kıdem tazminatının kaldırılmak istenmesi ve ‘bin odalı saray’ gibi konular bu tepkinin başlıca nedenleri arasında. AKP’nin özellikle işçilere yönelik politikalarını savunamayacak durumda olmalarına, hatta eleştirmelerine rağmen, dinci ve mezhepçi politikaların da etkisiyle, hâlâ AKP’ye oy verecek olan önemli bir işçi kesimi olduğunu da görmek gerekiyor.
AKP’nin Antep’te ikinci olarak gözle görülür bir biçimde desteğini yitirdiği bir diğer kesim ise Kürtler. Antep’te nüfusun yarısından fazlasını oluşturan Kürtler içinde önemli bir desteğe sahip olan AKP’nin özellikle IŞİD’in Kobanê’ye saldırısı döneminde IŞİD’e desteği, Tayyip Erdoğan’ın Antep’te sarf ettiği ‘Kobane düştü, düşecek’ sözleri ve genel olarak Kobanê ve Rojava’daki Kürtlere karşı düşmanca tutumunun Kürtler içinde yarattığı kırılma Antep’te de çok açık biçimde hissediliyor. 6-8 Ekim Kobanê ile dayanışma eylemleri sırasında AKP’nin ve polis güçlerinin, ırkçı-faşist çevreleri de kışkırtarak neden olduğu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği olaylar ise hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor.


CHP HEYECANSIZ AMA YÜKSELİŞTE

CHP’nin, yukarıda saydığımız ve Antep’te AKP’ye desteğin önemli oranda azalmasına neden olan sorunlara yanıt olacak bir çıkış yaptığını söylemek oldukça zor. Yerel örgütlerin ve üyelerin önemli bir çoğunluğunun ısrarlı talebine rağmen milletvekili adaylarının ön seçim yerine genel merkez atamasıyla belirlenmesi bir kırılma yaratmış durumda. CHP’nin çalışmasının da oldukça zayıf ve heyecan yaratmaktan uzak olduğu göze çarpıyor. Bu olumsuzluklara rağmen, AKP’nin zayıflaması ve CHP’nin asgari ücret ve emeklilere ikramiye gibi ekonomik vaatlerinin etkisiyle, 2011 seçimlerinde Antep’te yüzde 19 civarında olan oyunu arttırması bekleniyor.
Önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş, milliyetçi eğilimleri güçlü olan önemli bir kesimin MHP’ye yöneldiğini gözlemek mümkün. Anketlerde de göze çarpan bu eğilim, MHP’nin Antep’te oyunu arttıracağının göstergesi gibi.


HDP RÜZGARI ANTEP’TE DE ESİYOR

Antep’te 7 Haziran seçimlerinde AKP dışındaki diğer üç partinin de oylarını arttıracağı herkesçe görülen bir durum. Ancak en ciddi oy artışını ve asıl önemli çıkışı HDP’nin yapacağı kesin gibi. 2011 seçimlerinde yüzde 5 civarında oy alan HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde, cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın yüzde 10.56 oranında aldığı oyun da üstüne çıkması bekleniyor. Geçtiğimiz günlerde Demirtaş’ın katılımıyla yapılan mitingin, bir gün öncesinde Kılıçdaroğlu’nun katıldığı CHP mitingini ikiye katlayan bir kitleyle yapılması, HDP rüzgarının kentteki herkes tarafından hissedildiği bir etki yarattı.
HDP’nin Antep’te önceki seçimlerden farklı olarak seçim çalışmalarına daha erken başladığını, daha etkili ve kentte daha çok hissedilen bir faaliyet yürüttüğünü söylemek mümkün. Ancak buna rağmen, Antep’in öne çıkan sorunlarını, işçi kenti olan kentte işçi ve emekçilerin taleplerini gerektiği gibi iyi değerlendiren bir çalışma olduğunu söylemek zor. HDP’nin ülke genelinde estirdiği rüzgarın Antep’te daha etkili olduğunu söylemek gerekiyor. HDP’nin aday tercihlerinin ve sıralamanın da Antep’in yerel özgünlüğünü ve emekçi karakterini çok dikkate alarak yapılmadığı da çokça eleştiri konusu olmuştu.
Bu olumsuzluklara rağmen AKP’yi geriletmenin, emek ve demokrasi güçlerinin mücadelesini ilerletmenin ve barajın aşılmasının öneminin daha çok öne çıktığını ve bu bakımdan 7 Haziran’da tek seçeneğin HDP olduğunun farkında olanların hiç de azımsanmayacak düzeyde olduğunu söylemek mümkün.

ÖNCEKİ HABER

Arap Alevileri için seçimler ne ifade ediyor?

SONRAKİ HABER

Değişim rüzgarı kadın ve gençlerden esiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...