12 Mayıs 2015 00:38

Kuzguncuklular toprağa kavuştu

Paylaş

Cengiz BEKTAŞ

Kuzguncuklular en azından 35 yıldır “Bostan”ları için savaşımdalar.
Bir kilise vakfının iyeliğindeydi bostan. Kuzguncuk dışından kimilerinin ağzını sulandırıyordu.
Kimse, “Burası Kuzguncuk’un soluk borusu…”  “Burası, deprem olursa Kuzguncukluların sığınabilecekleri tek yer,” demiyordu. Kendi bencil, dar görüşleriyle kısa erimli kazançlarına bakıyorlardı. Gerisi ne olursa olsundu.
Sanırım Kuzguncuklular, İstanbul’da böyle bir duruma ilk karşı çıkanlardı. Bunları ayrıntılarıyla güncelerde, dergilerde, bir de bir yapıtımda (Literatür yayınları) anlattım durdum. Yurt dışından üniversiteler bile ilgilendiler. Gelip buradaki üniversitelere sordular. Onların bilgileri yoktu olandan bitenden. Roma Üniversitesi bir öğrencisini yolladı. Bostanla ilgili bir tasarımı ona yaptırmam için. (Öğrencinin giderlerini de onlar ödediler.) Tasarım o yıl Roma Üniversitesinin en başarılı ödeviydi. Yayımladılar da… Bunları bana da bildirdiler.
Bütün bunlar ağzı sulananları durdurmadı. On yılda bir yeni bir atak denediler. Ne yapsınlar ki Kuzguncuklular hep uyanıktılar. Şu ya da bu yapıyı yapmak istediklerinde Kuzguncukluları hep karşılarında buldular. Onları kandırabilmek için her şeyi denediler.
Kuzguncuk’a evimi, işyerimi taşıdığımda bana “ütopist” dediler. On yıl sonra sorduğumda mimarlık, mühendislik işlikleri sayısının yirmi beşi bulduğunu öğrendim.
Bir işin sürekliliğinin sağlanması için gençler gerekli. Nöbeti onlar alacaklar, öyle ya…
Öyle oldu… İki Genç Mimar Tülay (Atabey Onat) ile Boğaçhan (Dündaralp) soyundular işe… Elbette karşılık beklemeden, elbette ortak yaşamımız, Kuzguncuk için… Herkesle tartıştılar. Ortaya çıkan tasarımı belediyeye de onaylattılar. Belediye de elini uzattı. “Eli mahkumdu.” denilebilir bir anlamda…
Girişe yakın çemberlenmiş bir etkinlik alanı, çevresinde oturmak için toprak setler, yürüme yolları, çocuk oyun yeri, gençler için spor alanı, en önemlisi toprakla ilişkisi kopmuş olanlar için, küçük küçük bölümler tasarlandı, gerçekleştirildi bostanda. Bu küçük küçük yerler kurayla Kuzguncuklulara dağıtıldı. Onlar da uslarına ne düşmüşse ektiler oralara. Artık herkesin küçük de olsa bir bahçesi var Kuzguncuk’ta… Oralarda domates, biber, patlıcan, bamya, fasulya, çilek, fesleğen (Hepsini sayamam ya) yetişiyor şimdi. Akşamüzerleri herkes bahçesini çapalamaya, sulamaya geliyor… Çocuklar, dedeler, nineler, anneler, babalar tam bir cümbüş… “Merhaba”lar “Kolay gelsin”ler, “Ne güzel yapmışsınız”lar her adımda… Yemekten önce hoş bir yorgunluk…
Topraktan kopabilir mi insan?
Hep derim ya, insanlıktan da kopar o zaman.
Kuzguncuk’ta eş-dost çoğaldı. Bu güne dek birbirlerini daha tanımamış olanlar tanıdılar. Dışarıdan gelenler “Bizim de böyle bir yerimiz olsa” dediler.
Kısacası, 5 Mayıs günü etkinlik alanının ortasında yakılan ateşin üzerinden kanatlanıp uçanlar mutluydular… Bahar’ın dansına hemen uyuverenler kurtlarını döktüler, öylesine mutluydular… Müziğimiz arabesk değildi… Türkülerimizdi, oyun havalarımızdı…
Orada olmalıydınız, hiç kuşkum yok, siz de oynardınız, dedeler, nineler gibi, anneler, ablalar, bebeler gibi… Ne çok özlemişiz bir arada eğlenmeği.
Bunları 30-40 yıl önce anlatsaydım kesin kesin “Olmaz!“ diyeceklerdi. Daha başka anlattıklarıma dedikleri gibi…
Gelin artık katılın yaratmağa, yapmağa…
Haziranda demokrasiye koca bir adım atacağız… Temmuzdan sonra film de izleyeceğiz etkinlik alanımızda.
Sizi de bekleriz.

ÖNCEKİ HABER

Batman'da Baravî aşireti HDP'ye geçti

SONRAKİ HABER

Sırbistan'da geleceğin adı Partizan

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...