08 Mayıs 2015 19:05

Nihat davasının sanığı polis H.V: Amirlerimizin talimatıyla delilleri gizledik

Şırnak'ın Cizre ilçesinde Nihat Kazanhan'ın polis tarafından öldürülmesine dair davada konuşan tutuksuz sanık H.V.’nin ifadesi bu tür durumlarda polisin olayı nasıl örtbas ettiğini çarpıcı bir biçimde ortaya koydu. Duruşma 2 Temmuz'a ertelenirken tutuklu M.N.G.'nin tutukluluğunun devamına karar verildi. Tutuksuz sanıkların tutuklanması talebi reddedildi.

Paylaş

Beyar ÖZALP
Şırnak

14 Ocak tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde arkadaşları ile oyun oynarken polisler tarafından öldürülen Nihat Kazanhan’ın davasının 2 günlük duruşmanın sonucunda tutuklu sanık M.N.G’nin tutukluğunun devam etmesine ve tutuksuz sanıkların tutuklanma talebininin red edilmesi kararı ile 2 Temmuz 2015 tarihine ertelendi.Duruşmanın ilk günü tutuklu sanık M.N.G.'nin ifadesi alınırken ikinci gününde ise tutuksuz sanık özel hareket polisleri H.V, O.Ç.U.İ ve G.T’in ifadeleri alındı.
Olaydan sonra ilk olarak tutuklanan ve daha sonra verdiği ifade ile Nihat’ın kimin vurduğunu söylediği için tutuksuz yargılanan  H. V ifadesi alındı. H.V verdiği ifadesinde  tüm emirleri amirlerinden aldıklarını, amirlerin talimatıyla delilleri de gizlediklerini söyledi. H.V., “Emirleri amirlerimizden aldığımız için tüm delilleri gizledik. Ben silahımdaki fişekleri eksik vermiştim. Herhangi bir tutanak da imzalamadım. Daha sonra bu durumu amirlerime söylediğimde, ‘Sen merak etme, biz senin yerine tutanak tutup imzaladık’ dediler. Ve o tutanağa göre silahımdaki fişekler tamdı. Amirlerimiz tüm bunlardan dolayı herhangi bir sorun yaşamayacağımızı söylemişti” dedi. Mahkeme Başkanın kamu personelinin suçunun gizlemenin suç olup olmadığını bilip belmediği sorusuna karşı sanık H.V “ 6 yıllık polis memuruyum suç olup olmadığını bilmiyorum benim bunu bildirme gibi bir zorunluluğum yok amirlerimin bildirmesi gerekir” cevabını verdi.
Daha sonra ifadesi alınan ve Nihatın hastaneye götürme alınma anını kamera ile kayıt altına alan  tutuksuz sanıklardan O.Ç ise “ çocuğun vurulma anını görmedim o an başka bir şey ile ilgileniyordum ekrana baktığımda bir çocuğun yerde olduğunu gördüm bir kişi çocuğu yerden alıp araca bindirip hastaneye götürdü. Bende olayın bizden kaynaklanmadığını ve atılan taşlarının birisinin kafasına isabet ettiğini düşündüğüm için  tüm olanları kayıt altına aldım. Daha sonra dinlenmek için tank taburuna döndüğümüzde unsur amirimizle olayın bizden mi kaynaklandığını merak edip malatyadan gelen bir polis arkadaşımın desteği ile görüntüleri araç içerisinde geri sarıp izledik ve orda çocuğun düşme anınıda gördüm” şeklinde ifadesini verdi.
 Polislerin unsur amiri U.İ ise verdiği ifadesinde  olaydan sonra komiserleri G.T’yi askeri karakola çağırarak olayı anlatttıklarını ve G.T çocuğu kendilerinin vurduğunu söylemediğini  belirtti. Yaşanan olaydan sonra görütüleri gizleyen U.İ  “ olay günü birgün sonra mı görüntüleri izledim hatırlamıyorum görüntüleri izlemek için bir arkadaştan yardım aldık, görüntüleri izledikten sonra amirlere haberverdim. Görüntüleri talep edilmesi benim işim değil yetkililer bu görüntüleri istemeliydi” sözleriyle savunmasını tamamladı.
Son olarak polislerden sorumlu olan komiser G.T ‘in ifadesi alındı. G.T ifadesinde  olay günü U.İ onu aradığını ve yanına gittiğini  olayın nasıl olduğunu anlattığını ifade eden G.T “olay günü merminin av tüfeğine ait olduğunu öğrendiğim. U.İ bana  sadece gaz fişeği kullandığını söyledi ve görüntülerden bana birkaç gün sonra bahsetti.daha sonra görev süremiz bittiği için mardine döndüm” şeklinde ifadesini verdi.
Sanık polislerin ifadesi alındıktan sonra söz alan Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan  polislerin ifadelerine tepki göstererek birbirlerini korumak için yalan söylediklerini ve buna artık dayanamadığını bellirtti. Baba Kazanhan   Nihat’ın fotoğrafını kameraya yaklaştırıp polislere ne istediniz bu çocuktan sormasına ise sanıklar herhangi bir cevap vermedi. Baba Kazanhan tüm polislerden şikayetçi olduğunu  ifade etti.
Nihat’ın dedesi  Ali Kazanhan ise olayın görgü tanıklarının polisin kendilerine  gaz attıktan sonra Nihat’ın “biz size taş atmıyoruz neden gaz atıyorsunuz?” diye tepki gösterdiğini ve o esnada vurulduğunu illettiğini belirtti. Dede Kazanhan’da tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Ailenin avukatlarından  Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi yaptığı konuşmada bugün mahkemenin tarihi bir karar alacağını vurgulayarak sözlerini "Ya çocuk katilerine cesaret vereceğiz ya da çocuk ölümlerinin önüne geçeceğiz. Polislerin sorumlu olduğu bir olayda nasıl olur polisler delil toplar. Eğer aynı olayı polisler değil sivil vatandaşlar yapsaydı kesinlikle "Tasarlayarak adam öldürme" maddesinden yargılanırlardı. Eğer bu ülkede yargının cenazesini kılmak istemiyorsak doğru bir yargılama yapmak zorundayız. O yüzden tüm sanıkların tutuklu yargılanması talebinde bulunuyoruz" dedi.
Daha sonra söz alan ailenin avuaktlarından Rojhat Dilsiz ise  sanıkların organize bir şekilde  yaptığını  ve bu organize olayda daha fazla kiin yargılanmış olması gerektiğini söyleyerek  savcılığının olayı ortaya çıkarmaktan çok örtbas etmeye yönelik bir iddianame hazırladığını belirti. Dilsiz dosyada  ve snaık beyanlarında adı olan 25 kişinin yargılanması gerektiğini ve sadece bir suç maddesinden değil 9 farklı şuçtan yargılanması gerektiğini  vurguladı.
 Tutuksuz Sanık H.V avukatı yaptığı savunmada müvekkilinin  olayı ortaya çıkarmaya yönelik ifade verdiğini ve bu nedenle olası kastla  adam öldürmekten beraatini istedi. Tutuklu sanık M.N.G ‘nin ve diğer tutuksuz sanıklar O.Ç,U.İ ve G.T’in avukatı ise tututlu M.N.G tutuksuz yargılanmasını ve diğer sanıklarının tutuklanma talebinin reddini istedi.
Duruşma savcısı da baroların katılma talebinin reddedilmesine, toplanılmayan bir delilin kalmadığına, bir sonraki mahkemede tanıkların hazır bulunmasına, M.N.G.'nin tutuklu O.Ç., U.İ. ve G.T.'nin de tutuksuz yargılanmasını istedi. Taleplerden sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti M.N.G.'nin tutuklu yargılanmasına, diğer polisler H.V., O.Ç., U.İ. ve G.T.'nin tutuklanma talebinin reddedilmesine, H.V.'nin yerine imza atan kişinin soruşturulmasına, zırhlı araç ile Kazanhan'ın vurulduğu yer arasındaki mesafenin ölçülmesine, Adli Tıptan görüntülerin orijinal olup olmadığının öğrenilmesine, tanıkların hazır bulundurulmasına, Baroların katılma talebinin kabul edilmesine ve M.K.E.'ye (Makine Kimya Endüstrisi) yazı yazılmasına karar verip bir sonraki duruşmayı 2 Temmuz'a erteledi.

BAROLAR: SEGBİS, ADİL YARGILAMAYI ORTADAN KALDIRIYOR
Bitlis Baro Başkanı Enis Gül: Dün SEGBİS'in çalışmamasından kaynaklı çok büyük sıkıntılar yaşadık. Adalet Bakanlığı, SEGBİS ile hızlı ifade ve yargılama yaptığını belirterek kendisini AB'ye övüyor ancak SEGBİS ile adil yargılama hakkı ihlal edilmektedir. Bu davada, sadece mahkeme esnasında değil savcılık soruşturmaları esnasında da sanık ifadeleri SEGBİS'le alındı. Bu durum yasalara aykırıdır ve adil yargılamayı etkilemiştir. Soruşturma dosyasının etkili bir şekilde hazırlanmasına engel olmuştur. Bu nedenle dosyanın eksik soruşturmayla açıldığını düşünüyoruz. Özellikle, Cizre'de, Nihat Kazanhan öldürülmeden önce bir ayda 6-7 çocuk katledildi. Birileri burada Kürt çocuklarını örgütlü olarak öldürrerek bir provokasyon içerisinde olduklarını göstermiştir. İlginç olan, o dönem bir paralel yapıdan bahsedildi ancak örgütten bahsedip soruşturmada örgütü yazmayarak hiçbir şekilde etkili bir soruşturma yapılmamıştır. Adil yapılmayan bu yargılama sonucunda savcılık görevini en baştan beri ihmal etmiştir.
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Sabit Aktaş: Dün SEGBİS'ten kaynaklı çok büyük sıkıntılar yaşadık. Bu sıkıntıları sadece biz değil mahkeme heyeti de yaşadı. En etkili sorularımızda ve sanığın sıkıştığı esnalarda bağlantı kesiliyordu. Bunun birçok kez tekrarlanması  nedeniyle kasti olarak yapıldığını düşünmeye başladım. Sorularımızı ciddi bi şekilde soramadık. Savının ilk defa soruşturma esnasında sanık ifadelerini SEGBİS'ten aldığına şahit oldum. Mahkeme bunu güvenlik gerekçesine bağladı ancak talimatlara göre, sanıklar gelemediği durumda SEGBİS'le ifade alınır, güvenlik bahanesi geçerli değildir. Bu bölgede istediği herşeyi yapabilen devlet iki polisi mi koruyamayacak? Buradaki diğer polisler nasıl korunuyor o zaman? Çocuk Hakları Merkezi olarak, bu tür davaların takipçisi olacağız ve gerekli herşeyi yapacağız.
Manisa Barosu'ndan Pınar Kına: Bundan bir ay önce, Ankara'da çocuk haklarıyla ilgili bir çalıştay yaptık. Bu çalıştayda Şırnak'taki meslektaşlarımızın bizi dosya hakkında bilgilendirmesi sonrası, barolar olarak davaya müdahil olup destek vermeye karar verdik. Burada bir çocuk katledilmiştir. Çocuk hakları ihlal edildiği için davayı takip ediyoruz. SEGBİS tam olarak bir facia idi. Doğrudan soracak birçok sorumuz varken sorularımızı soramadık. Mahkeme heyeti, tutumuyla ya davayı Cizre'den alın ya da SEGBİS'e razı oluna getirdi. Bize bir nevi 'ölmek istemiyorsanız sıtmaya razı olun' dedi. Bizler de davanın Cizre'de görülebilmesi için her türlü sakinliğimizi korumaya devam edeceğiz.
Bursa Barosu'ndan Pelin Yılmaz: Bugün barolar olarak burada olmamız, bölgede çok sık karşılaştığımız bir durum değil. Daha önce Balıkesir'de Abdullah Cömert davalarına katıldık. Cizre'de çocuk haklarına karşı büyük ihlaller bulunmaktadır. Nihat'ın öldürülmesi de bir çocuk hakkı ihlalidir. Bu nedenle buradayız. İfadelerin SEGBİS'le alınması çok büyük sorunlara neden olmaktadır. Yargılamanın doğru yapılması için sanıkların burada olması gerekmektedir. Adil ve doğru bir yargılama yapılabilmesi için Şırnak Barosu ile dayanışma içindeyiz. Birlikten kuvvet doğar. Barolar olarak buradaki birliğimiz, adil bir yargılamayı getirecektir.

Nihat Kazanhan davası skandallarla başladı: Adalette ses de yok görüntü de!

ÖNCEKİ HABER

MİT'e ait TIR'ları arayan savcılar ve albay tutuklandı

SONRAKİ HABER

Doktordan ölüm sınırında olan tutukluya: Umurumda değilsin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa