06 Mayıs 2015 00:53

7 Haziran seçimlerine giderken

Paylaş

Kadir YALÇINKAYA

“Daha maaş almamıza bir hafta var. Cebim delik, beş kuruş yok. Buraya gelirken ek hesaptan para çekerek otobüse binebildim.” Bunları söyleyen sekiz yıldır aynı fabrikada asgari ücretle çalışan bir işçi. 

Sonra devam etti: “Baktık olmuyor örgütlenelim dedik. Sendika ne işe yarar bilmiyoruz. Bize anlatın, biz de içerideki işçilere anlatalım.” Uzun bir görüşmenin arkasından sendikada örgütlenmeye karar verdiler. İlk elden e-devlet şifrelerini getirenleri üye yaparak süreci başlattık. Sendika meseleleri bitince havadan, sudan konuşmalar gelip seçim sürecine kilitlendi. 

“Merak ediyorum” dedim, “Kime oy veriyordunuz, şimdi ne gibi değişiklikler var.” Tahminim beni yanıltmadı. Üç dönem AKP oy vermişler. Şimdi kararsızlar. Sohbetimiz sonrasında da soru ve yanıtlarla devam etti: 

-Neden karasızsınız?

-Gözümüz açıldı, artık bu koşularda oy veremeyiz. Çünkü işçilerin yaşamında değişen bir şey olmadı.

-Peki, AKP’ye neden bugün oy vermezsiniz? 

-Öncelikle sekiz yıldır asgari ücret alıyorum, çevremdeki işçilerde asgari ücret alıyor. (Çevredekiler başıyla onaylıyor.) Ben fabrikada AKP için çalışırken kimse karşımda konuşamazdı. Partiyi savunur propagandasını yapardım. Hatta emeklilik yaşı yükselince, yasayı savundum. Genç yaşta emekli olup devletin parasını yemek olmaz, onun için emeklilik yaşı yükseltilsin çalışmasını yaptım. Şimdi bakıyorum emekli olsam, maaşı on yıl sonra alabileceğim, burada açık hile var. Benim için bardağı taşıran birkaç şey var. Her şeye para var, emekliye ve asgari ücretle çalışana yok. Bu olmaz, böyle idare edilmez. 1150 odalı saray nasıl olur. Be arkadaş bu kadar ihtişam ve gösteriş neden, bunu sorguluyorum, saray için yapılan harcamalar insanın kanını donduruyor. Osmanlının hiçbir padişahı böyle 1150 odalı saray yaptırmadı. Bunun kadar ihtişam düşkünü olmadı. Peki ya oğul Bilal Erdoğan, bu yaşta armatör olmuş, gemi filolara var. Yolsuzluk var, paraları polis koydu dediler sonra da el konulan paraları faiziyle geri aldılar. Artık her hastanede katkı payı ödemeden çıkamıyorsun. Her şey zamlanıyor, ücretler yerinde sayıyor. Biz sabırla bekledik, çok güvendik, başı dardadır dedik inandık, ama artık olmadığını görüyoruz. Bu saray birçok şeyi görmemize neden oldu. Bir de çözüm süreci bize ters geliyor, nasıl masaya oturup pazarlık yaparlar. Yazıklar olsun, biz kendi elimizle yaptık. Fabrikada AKP’ye oy yok diyorum, ama kime oy vereceğimi henüz söylemiyorum. CHP-MHP olabilir. CHP’nin emeklilere ve asgari ücretle çalışanlara yönelik vaatleri dikkat çekiyor. 

-İşçiler arasındaki tartışmalar nasıl ne yönde seyrediyor? Hangi parti hükümet kurar sizce? 

-Bir kere bu seçimde koalisyon gözüküyor. HDP barajı aşarsa kesin koalisyon olur. AKP tek başına hükümet kuramaz. Bizim fabrikada genel eğilim bu yönde. 

Etraftakiler buna katıldıklarını söylüyorlar, bir işçi “Ben yine AKP’ye oy vereceğim” diyor. “Neden” diye sorunca, “Her şey onların elinde değil. Bizi sevmeyenler var. İstikrar var, eskiden böyle değildi. Yapılanları inkar etmemek lazım, evet işçilerin ücretleri artmadı, patronlar vermiyor bunun hükümetle ne alakası var. Bizim patron ücretleri artırsa onlar bu duruma ne diyecekler? Ben de iyi ücret almak isterim, daha çok kazanmak isterim, biz hakkımızı patrondan isteyelim.” 

Evet 7 Haziran seçimlerine bir aya gibi bir süre kaldı. AKP’nin testisi çatlamış, suyu sızdırmaya başlamış. Bu çatlak seçime kadar ne kadar büyür, ne kadar daha su sızdırır göreceğiz. Ancak CHP’nin seçim vaatleri, özellikle ekonomik yanları kafalarda bir tartışma açmış durumda. AKP’yi eskisi gibi savunanların sayısı azalıyor. 7 Haziran sürprizlere açık bir seçim olacak.

ÖNCEKİ HABER

İkitelli’de ilk 1 Mayıs

SONRAKİ HABER

2-3 saat bağırmakla olmaz karar alınmalıydı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...