19 Nisan 2015 06:15

Özgür sinema için yeniden yollara düşmek

‘Bu daha fragman, film yeni başlıyor’, ‘Sinemalar salonlar sokaklar bizim’, ‘Emek bizim, İstanbul bizim’, ‘Dünya yerinden oynar sinema özgür olsa’... “Bakur” filminin 34. İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin engellenmesinin ardından, sinemacıların filmlerini festivalden çekerek gösterdikleri dayanışma ve tepki, bu sloganların atıldığı bir yürüyüşle sürdü.

Paylaş

Fatih POLAT

‘Bu daha fragman, film yeni başlıyor’, ‘Sinemalar salonlar sokaklar bizim’, ‘Emek bizim, İstanbul bizim’, ‘Dünya yerinden oynar sinema özgür olsa’... “Bakur” filminin 34. İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin engellenmesinin ardından, sinemacıların filmlerini festivalden çekerek gösterdikleri dayanışma ve tepki, bu sloganların atıldığı bir yürüyüşle sürdü.
Fransız Kültür Merkezi'nin önünden dün akşam başlayan yürüyüşte yönetmenlerden, sinemanın çeşitli alanlarında emek veren sinema emekçilerine kadar uzanan bir kitle ile birlikte, sinemaseverler, gazeteciler, bilim insanları ve milletvekilleri de yürüyüşte yer aldı. Bu yürüyüşte Emek Sineması'nı sahiplenmek için gösterilen direnişten de, Gezi eylemlerinden de esintiler görmek mümkündü.

Yürüyüş boyunca yaptığımız sohbetlerden edindiğimiz izlenim, artık sinema emekçileri sansür ve baskıların yoğunluğundan patlama noktasına gelmişti. Bakur’un sansürlenmesinin ardından ortaya çıkan aslında bitmek bilmeyen sansüre karşı bir patlamaydı. Dolayısıyla artık yaşanılan sansürlenen bir filmle dayanışmanın da ötesinde ve onunla birlikte sinemanın izleyici ile özgürce buluşabilmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için bir isyandı.

Bu yürüyüşün ardından, akşam 20.30’da da Gezi’nin sıcak günlerinin kitlesel forumlarıyla dikkati çeken parklarından Abbasağa’da Deniz Yeşil’in, Bakur’un uğradığı sansüre tepki için festivalden çektiği “Yollara Düştük” belgeselinin gösterimi yapıldı.

Türkiye sinemasındaki yeni sansür tüzüğü ve sosyal haklar nedeniyle aralarında yönetmenlerin, oyuncuların, set işçilerinin olduğu 400’ü aşkın sinema emekçisinin 5 Kasım 1977 yılında Ankara’ya başlattıkları yürüyüşü konu alan belgeselde, Türkan Şoray, Kadir İnanır, Fikret Hakan, Tarık Akan, Yavuz Özkan, Tanju Gürsu, Vedat Türkali, Hale Soygazi, Arif Keskiner, Menderes Samancılar, Safa Önal, Meral Orhonsay, Eşref Kolçak, Vecdi Sayar, Yusuf Çekin, Erdoğan Kar ve Erol Batıbeki’nin o sürece dair anlatımları yer alıyor.

Deniz Yeşil’in o yürüyüşe katılan isimleri bulup konuşturmuş olması kadar, o yürüyüşe dair gazete kupürleri, fotoğrafları ve canlı görüntüleri bir araya getirmiş olması da, belgeselini ayrıca önemli ve anlamlı kılıyordu. Belgeselde o dönemde sinemanın karşılaştığı sansür örneklerini dinlerken, anlatılan abukluklara bazen güldük, bazen de ‘ne kadar da bugüne benziyor’ diye düşünmeden edemedik.

YEŞİL: İLGİNÇ GÜNLER YAŞIYORUZ

Gösterimin ardından konuşan belgeselin yönetmeni Deniz Yeşil, şu anlamlı konuşmayı yaptı: “Ben biraz da mahcubum çünkü İstanbul film festivalinde çok sayıda film olarak çekildik. Ben bütün arkadaşlarımla beraber filmimi göstermek isterdim. Ama sanırım bu koşullarda böylesi uygun görüldü. Umarım kısa bir sürede öncelikle Bakur olmak üzere diğer bütün arkadaşların filmini birlikte toplanarak izleyebiliriz, izleme imkanımız olabilir diyorum. Filmi ilk defa gösteriyoruz burada. İlginç günler yaşıyoruz 77 yürüyüşünden arkadaşlar yanımızda, sanatçılar ve bugünkü yürüyüşten sizler buradasınız bir arada buluştuk.

Bu nasıl bir karşılaşma oldu bilmiyorum. Yani o yürüyüşün belgeselini yapmaya başladıktan sonra ve festivallere gittikten sonra sanki bir yerde uyuyan sansür canavarı vardı ve o uyandı. Filmi de sansür nedeniyle gösteremedik ama buradan çok güzel bir birliktelik doğdu.”

SOYGAZİ: İKTİDARLAR DEĞİŞTİ, SANSÜR DEĞİŞMEDİ

Belgeselde o döneme dair en çok anlatımı bulunan sanatçılardan Hale Soygazi de yaptığı konuşmada, iktidarların değiştiğini ama sansürün devam ettiğini belirterek, “Sansüre karşı hep birlikte mücadele edeceğiz” dedi.

SAMANCILAR: HOŞ GELDİNİZ ÇOCUKLAR

Menderes Samancılar da, sözü Gezi Parkı’na, o süreçteki direnişe götürdü ve mücadelenin devam ettiğini dile getirirken sözlerini parktan alkış aldığı şu sözlerle bitirdi: “Biz yaşlandık ama hoş geldiniz çocuklar”.

MAVİOĞLU: SANSÜR AŞILIR

Bakur filminin yönetmeni Ertuğrul Mavioğlu da yaptığı konuşmada, Bakur’un halkla buluşmasının engellenemeyeceğini belirtti ve ‘Sansür çiğnenerek aşılır’ dedi.

Burada sinemacıların yaptıkları konuşmaların ardından foruma geçildi.

Yapılan tartışmaların canlılığı ve katılımın yoğunluğu, belgesel gösteriminden önce İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen yürüyüşte atılan “Bu daha fragman, film yeni başlıyor” sloganının abartılı bir iddia olmadığının da bir göstergesi gibiydi. Ama şu da açık ki, bu filmin tüm sansür duvarlarını yıkarak gerçekten özgür olabilmesi için hepimizi de bir rol düşüyor.

ÖNCEKİ HABER

Rize'de HDP'nin seçim bürosuna saldırı

SONRAKİ HABER

Kapağın hikâyesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...