18 Nisan 2015 00:56

Birlikte hareket etmekten başka çare yok

İşçi ve emekçiler, kadınlar ve öğrenciler gazetemize gönderdikleri mektuplarda 1 Mayıs'ı birlikte kutlamak istediklerini ve talepleriyle alanlarda olacaklarını belirtti.

Paylaş

İkitelli’den tekstil işçisi
İstanbul

Merhaba Evrensel okurları, 
Bizler Tekstil firmasında çalışan işçileriz. 
Akşam yemek molasından sonra arkadaşlarla çay içerken ülke gündemini tartıştık. 
Maalesef ülkede olup biten birçok haberin renkli medyada çarpıtılarak yansıtılması işçi sınıfının da yanlış bilinçlendirilmesi, bununla beraber, sınıfın uyutulması ve yaklaşan seçimler ile 1 Mayıs’a dair işçi ve emekçilerin fikir beyan etmeleri ve tartışmaları da yine renkli medya üzerinde yapılmaktadır. 
Çalıştığımız firmada Türk-İş’e bağlı TEKSİF örgütlüdür. Yaklaşan 1 Mayıs’a rağmen sendikamızın, sınıfı aydınlatan, bilinçlendiren ve 1 Mayıs’ı tartıştıracak bir açıklaması henüz bulunmamaktadır. Oysa biz işçiler, 1 Mayıs’ı her alanda kutlamak, fabrikamızın bahçesinde, mahallelerimizde ve sokaklarda kutlamanın heyecanını yaşarken, maalesef sendikalar yine 1 Mayıs’ı Taksim çağrısı veya alan tartışmaları üzerinden geçiştirmek ve sınıfı katmamak çabasında. 
Oysa işçi sınıfı bayramını her alanda kutlamak, güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelmemek, eş ve çocuklarını alarak sokaklara çıkmak hakları ve taleplerini dile getirmek, haykırmak için her yerin 1 Mayıs alanına çevrilmesini istiyorlar. 
Son günlere baktığımızda Ağrı’da olup bitenler, Soma katledilen 301 işçi ile ilgili Türkiye’nin en büyük işçi cinayeti davasında yaşananlar, şunu hakikaten göstermektedir ki, biz işçiler ve emekçiler, her alanda birleşmeli, hep birlikte mücadele etmeliyiz. Çocuklarımızın geleceği için işçi cinayetlerinin ve kadın cinayetlerinin durdurulacağı, özgür bir Türkiye ve sınıf birlikteliği yaratabilmemiz için 1 Mayıs’ta alanlarda, mahallemizde, sokaklarımızda, hatta fabrikalarımızın bahçelerinde olmalıyız. 
Sesimizi her alanda yükselterek gerek Türkiye’deki siyasal gelişmeler, gerekse eğitim, sağlık ve kadınların yaşadıkları olumsuz koşulların düzeltilebilmesi için birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. 
Türkiye’de bir zamanlar tekstil iş kolunun hızla büyüyerek yayılması ve çocuk işçilerin de buralarda yetiştirilmesi, sigortasız ve teminatsız çalıştırılmalarına tanık olmuştuk.
Bugün tekstil iş koluna baktığımızda ciddi bir gerilemenin yaşandığı, Çin’den ithal edilen kumaşların insan sağlığında çok ciddi tehlikelere yol açtığı yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır fakat işlerin bu derece azalmasını, yine biz işçi sınıfına fatura eden hükümet ve patronlarımız karlarını arttırmak hırsıyla insanların sağlığını düşünmez olmuşlardır. 
Bizler tekstil işçileri olarak sömürünün bu denli azgın bir biçimde yoğunlaştığı bu dönemde, birlikte hareket etmekten başka çaremizin kalmadığını görmeliyiz. 1 Mayıs’ta baskılara, sömürüye ve köleliğe baş kaldırarak, alanlarda sesimizi yükseltmeliyiz. 
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçilerin birliği!


Taleplerimizle 1 Mayıs’ta olacağız

Özlem ERDOĞAN
İstanbul

Merhaba Evrensel gazetesi okurları;
Ben Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinden Özlem Erdoğan. Bildiğiniz üzere 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı yaklaşıyor. 1 Mayıs değince aklımıza işçi ve emekçiler tarafından dünyaca kutlanan hakların istendiği taleplerin sıralandığı bir mücadele günü gelir. Ülkemizde yıllardır işçi ve emekçiler haklarını savunabilmek daha iyi koşullarda çalışabilmek için bugünü kendilerine ayırarak meydanlara çıkmışlardır.
Her ne kadar adı bayram olarak geçse de maalesef bu kadar hakların yenildiği, sömürüldüğü bu topraklarda bizim için daha çok mücadele günü olmuştur. Çalışma koşulları, işçi hakları dört dörtlük olsaydı bayramımız olacaktı. Meydanlar bize açık olacaktı. Ama her 1 Mayıs’ta meydanlar kapatılıyor. İşçiler o gün zorla çalıştırılmak isteniyor. İşten çıkarılmakla tehdit ediliyor kısacası susturulmak isteniyorsa bundan da anlıyoruz ki haklarımız yeniliyor. Biz işçi sınıfı olarak haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak boş durmadık kadınların daha iyi şartlarda çalışması için biz de taleplerimizi sıraladık. Ülkemizde Anayasa’da kadına hak olarak sunulan hiçbir şey gerçekte yerini bulmuyor. Bizler şu taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz.
n 50 işçiden fazla işçi çalışan fabrikalarda, sanayi sitelerinde ve oturduğumuz mahallelerde ücretsiz kreşlerin açılması,
* Bütün emekçi semtlerinde yaşlı bakım merkezlerinin kurulması,
- Uzun çalışma saatlerinin düşürülmesi, eşit işe eşit ücret ödenmesi,
* Bütün fabrika ve işyerlerinde emzirme odalarının olması,
* İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması,
* Taşeron sisteminin kaldırılması,
* 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün resmi tatil olması,
* İşyerlerinde, yolda, sokakta ve bütün yaşam alanlarımızda taciz, şiddet, tecavüz ve kadın cinayetlerinin son bulması için bütün tedbirlerin alınması ve cezaların ciddi olarak artırılıp uygulanması.
1 Mayıs işçi mücadelesini şimdiden kutluyorum. Daha iyi şartlarda çalışan haklarını alabilen mutlu emekçiler olması dileğiyle...


Esenyalılılar olarak 1 Mayıs’a hazırız

Necla Akyıldız GÖÇER
İstanbul

1 Mayıs deyince aklıma emek, mücadele ve dayanışma gelir. 1 Mayıs deyince aklıma işçi katliamları, yakın zamanda yaşanmış Soma faciası, Ermenek ve daha nice ölümler gelir, önlem alınmadan güvencesiz iş koşulları ve yasaklı Taksim gelir kısacası ucuz insan hayatı gelir. 

Hükümetlerin, işverenlerin korkusudur işçi dayanışması çünkü dayanışma olunca mücadelenin sonunda olacaklardan endişe duyarlar bu nedenledir ki ben de bir işçi olarak 1 Mayıs’ı heyecanla beklerim. Oradaki her kesimden olan işçileri ve verdikleri mücadeleyi çok gururla yaşar hissederim. 
Emekçi işçiler uzun yıllar mücadele ederek 1 Mayıs’ın tatil olması için çok çaba gösterip sonunda kazanmışlardır. Bu sene de 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. Birçok talep ve haklarımız için Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak mahallemizde 30 Nisan’da 1 Mayıs’ı karşılayacağız. 1 Mayıs’ta da Taksim’de olacağız. İşçi yoldaşlarımızla birlikte sesimizi işçi ve emekçi düşmanlarına karşı duyuracağız. Haklarımız ve taleplerimizi dile getireceğiz. Eşit işe eşit ücret, çalışma saatlerinin düşürülmesi, güvenceli iş ve insanca yaşam, asgari ücretin hak ettiğimiz kadar olması ve birçok talep için orada olacağız. Asgari ücretle çalışıp ailesine bakan, zor geçinmeye çalışan biz işçiler mücadeleyi her zamankinin iki katına çıkarmak zorundayız. Verilen ücretler açlık sınırının çok çok altında olup geçim sıkıntısını kalıcılaştırmıştır. Bu nedenle asgari ücret artırılmalıdır. Bu hükümetin işçiye emekçiye tutumu bellidir. Çiftçiye ananı da al git diyen, ayaklar baş olursa kıyamet kopar diyen başbakan şimdi cumhurbaşkanı. İşçiyi küçümseyen işçiye değer vermeyen zamanında kendi de bir işçi olan hatta sendikaya katılıp hak talep etmek isteyen biri olarak o günleri çoktan unutmuştur. 
Bu nedenle 1 Mayıs’ta işçiler alanlardan uzak kalmamalı mücadeleyi büyütmeli haklarına sahip çıkmalıdır. Derneğimizle bize yakın sanayiye gidip orada işçi arkadaşlarımızla birlikte olup 1 Mayıs’ı kutlayacak, ölen işçileri anacak ve her yeri 1 Mayıs alanına çevireceğiz. İşçi olan fakat haklarının farkında olmayan yoldaşlarımızın artık haklarının farkında olmalarını, kendilerinin değerli olduklarının ve canlarının ucuz olamadığının farkında olmalarını temenni ediyor ve her birini ayrı ayrı alanlara çağırıyorum. 1 Mayıs biz işçilerin günüdür yoldaşlar. Hep beraber bu mücadeleyi büyütüp bu güzel emek günümüzü kutlayalım ve mücadelemizi büyütelim. Bir gün gelecek işçiler hak ettiği koşullarda çalışacak ve emeğinin karşılığını alacaktır. İşçiyiz, emekçiyiz, ezileniz, mücadele etmeliyiz. Güvenceli iş, insanca yaşam için…


Biz gerekli olan kavgayı verdik mi?

Bosch işçisi
Bursa

Fabrikaya gireli 2 seneden fazla oldu. Bosch’a girmeden önce çevremde duyduğum Bosch işçilerinin Türk Metal’den istifa ederek DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasına geçtiğiydi. Doğrusu bu beni işçiler adına umutlandıran ve sevindiren bir durum olmuştu .
Çalışmaya başladığımda ise karşılaştığım şeyler daha umut ve sevinçten daha çok şaşkınlık yaratmaya başladı. Öyle ki düzenli rahat ve sistematik bir çalışma şekli vardı. Her yerde ergonomi uygunluk denetimi vs. Hani ücretleri gördüğümde de o zaman için dengi fabrikaların çok da altında olmadığını söyleyebilirim. Evet şimdi daha kötü durumda ücret olarak Bosch işçisi.
Beni şaşırtan şey neden isyan etti Bosch işçisi değil de diğer fabrikadaki işçiler neden isyan etmiyor olmuştu.
Madem o kadar büyük oranda büyük çaplı bir isyandı da şartların daha kötüye gitmesine rağmen şimdi o isyan eden işçiler neden susuyor...
Yazık ki şu suskun halimiz ile bir sendikadan medet umuyorsak o sendika işçi oğlu işçi bile olsa sendikanın verdiği imkanlar ve rahatlığı düşünerek bizler için elini taşın altına sokmaktan ve mücadeleden kaçınacaktır.
Örnekleri yüzlercedir...
İşverenimizin tavrı ise tüm dünyada ortadadır. Hâlâ Bosch patronunu iyi görenler fabrikamızın işçi politikalarını Hindistan’da ve hatta Almanya’da incelesinler. Demokratik ve daha ileri insani düzeyde bir ülke olduğu için Almanya’da Bocsh işçisi sadece aldığı ücretler bakımından bir nebze tatminkardır. Ancak bir sürü sosyal haktan mahrum bırakılmıştır...
Umut ediyorum ki işçiler artık sahip oldukları gücün farkına varır ve her şeyi değiştirir.
Hiçbir kavga zararsız bitmez... Zararsız bittiyse mücadeleye fayda vermez. Şimdi soruyorum arkadaşlar biz gerekli olan kavgayı verdik mi? Yoksa çektiğimiz cefanın sebebi kavga zamanı caymak mı oldu...


Geleceğimiz için 1 Mayıs’a

Adilcan  BEKİR 
Avcılar Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi/İstanbul

Halkımız günden güne eziliyor. İnsanın emeği bir zamandan sonra insanın değeri kalmıyor. İnsanoğlu bir zaman sonra bunu kabulleniyor ama buna karşı koymak için direnmek gerekir. Bunun için ise okumak, tartışmak ve eleştirmek gerekir. İnsan emeği hayatın da kendisidir. Örneğin inşaat işçileri ev yapar ama bu evde oturamaz çünkü evi başkası için yapmıştır. Oysa o emeğin gücünü kullanmış ve o ev aslında ona aittir. Yaşamın en acı olaylarından biri de Soma da yaşanılan faciadır bu bir devrin batışı anlamına gelmektedir aslında. İşçiler bir çok şey için emek verirler ama işte bu emek basitleştirilir. Biz gençler geleceğin işçileri ve emekçileriyiz. Gençliğin kendi talepleri için kendi hakkımızı savunmalıyız.  Biz gençler ve bizden sonra gelecek nesillerin sistemin kölesi olmaması için ve emeğin saflarında olması için eşit, özgür ve sömürüsüz bir dünya  için 1 Mayıs alanlarında olacağız.

ÖNCEKİ HABER

İlkokulda hadis ezberletip videoya kaydettiler

SONRAKİ HABER

Özgürlükler yine hedef tahtasında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa