02 Nisan 2015 01:00

Biz Kobanê'de kazandık, kazanma sırası Türkiye halklarında

PYD Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye seçimleriyle ilgili, ‘Biz Kobanê’de savaşarak kazandık. Türkiye halkı da sandıkla kazanmalıdır’ çağrısında bulundu.

Paylaş

Arif BEKTAŞ
Londra

İngiltere Parlamentosunda konuşmak ve Newroz kutlamalarına katılmak üzere Londra’da bulunan PYD Eş Başkanı Salih Müslim’le görüşme fırsatı yakaladık.  Kobanê zaferinden Türkiye’de devam eden müzakere görüşmelerine kadar pek çok konuda görüştüğümüz Salih Müslim Rojava’daki tüm halkların çıkarına bir yönetim anlayışı inşa etmeye çalıştıklarını belirterek ‘Bu süreçteki görüşmelerde halkların çıkarlarını göz önünde tutacaklarını belirtiyor. 7 Haziran’da Türkiye’de gerçekleşecek olan seçimleri sorduğumuz Müslim ‘Biz Kobanê’de kanla kazandık, Türkiye halkı da sandıkla kazanmalıdır’ çağrısında bulunuyor.

Öncelikle Kobanê’de köylerde çatışmalar halen sürüyor. Şu anda son durum nedir?
Kobanê’de şu anda halen süren bir savaş var. Diğer bir taraftan da etrafımızı sarmaya çalışıyoruz. Bir savaş yaşandı ve sonrasında her yer yakılmış, yıkılmış durumda. En vahşi örgütlerle savaşıyoruz, o yüzden yaralarımız derin. Kobanê’nin yüzde 80’i yerle bir olmuş durumda, ve halkımız geri dönmek istiyor. Son rakamlara göre 60 bin dolayında dönüş yaşandı. Orada bir kamp kuruluyor geri gelenler oraya yerleştiriliyor. Diğer bir taraftan da hasarı tespit etme komiteleri oluşturuldu. Bu komiteler Kobanê’nin yeniden yapılandırılması için çalışıyor. Tabi aynı zamanda devam eden çatışmalar var, özellikle güney cephesinde. Ama inisiyatif YPG’nin elinde bu yüzden korkulacak bir şey yok.

KOBANÊ YENİLGİSİ IŞİD İÇİN AĞIR OLDU

Son dönemde Hasekê’de yoğun çatışmalar yaşandı. Buralarda son durum nedir?
Kobanê yenilgisi IŞİD için ağır oldu, bu yüzden oraya yöneldiler. Hem Hesekê’de hem Tıl Temir’de bizim Süryani halkımıza saldırdılar. Serêkaniyê’nin Batısında halen çatışmalar sürüyor.

Kobanê’nin yeniden inşasında dışarıdan herhangi bir yerden yardım aldınız mı?
Henüz çok erken ama bir çok yerle temaslarımız oldu. İnsani örgütlerle kurumlarla ilişkimiz var. Sanırım Mayıs’ın ikisinde Amed’te bir toplantı olacak. Orada spesifik rakamlarla konuşulacak.

IŞİD’e karşı mücadelede sizlerin birlikte ittifak yaptığınız güçler var mı?
Başından beri elbette var. Örneğin Burkan Fırat. Özgür Suriye Ordusu’nun bazı grupları bizim yanımızdaydı. Onlarca şehitleri de oldu. Tabii halkımıza destek verdiler. Peşmerge güçleri de destek verdi.

Hizbullah’tan destek geldiği iddia edildi, bu iddia hakkında ne söylersiniz?
Hayır bu iddia doğru değildir. IŞİD Karşıtı Koalisyonun da desteği oldu. Özellikle hava saldırılarının epey desteği oldu.

Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği pek çok kez basına yansıdı, bu iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu iddialara dair görünürde  bir şey yok ama söylentiler çok fazla. Umarız bu iddialar gerçek değildir.

Süleyman Şah Türbesi operasyonu oldukça tartışmalı. YPG, ‘Süleyman Şah operasyonuna aktif katıldık’ açıklaması yaptı ancak Türkiye hükümeti bunu kabul etmedi. Neler yaşandı bu süreçte?
Kısaca şunu söylemekte fayda var. Savaş alanı gibi bir yerden geçiyorsunuz, 40 kilometre gidip geliyorsun ve tek bir mermi bile sıkmıyorsun. Bunun bir anlaşma olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.

Peki sizle doğrudan bir temas oldu mu?
Hükümet kanadından bazı açıklamalar yapıyorlar ve iş pek öyle değil. Bu süreçte evet bazı görüşmeler oldu.

PYD LAİK BİR ÖRGÜTTÜR

Afrin Kantonu’nda şeriat kurallarının geçerli olduğu söyleniyor bu iddialar nedir?
PYD böyle bir şeye yönelmez, çünkü PYD laik bir örgüttür. Gerçek şudur, oradaki yerli YGP güçleri, görüştüğü bazı Özgür Suriye Ordusu ya da İslami Cepheyle bazı anlaşmalar yapmış. Ama bu anlaşmalar teknik anlaşmalardır ve yerel anlaşmalardır. Genelleştirilemez. Biz sorduk, bize öyle olması gerektiğini söylediler. Ama şeriat falan yok . Halk orada cuma namazı kılıyor ve bazı köylerde yerel mahkemeler var ama dediğim gibi oldukça yerel şeylerdir.

Dört Kürdistan parçasını düşündüğümüz zaman, daha çok Türkiye’deki Kürtlerle ilişkiniz var. Diğer parçalarda daha mesafeli ilişkileriniz olduğu gözlemleniyor. Irak Kürdistanı’yla da bazı temaslarınız oldu. Şu anda ilişkileriniz ne düzeyde?
Kuzeyle aramızda 900 kilometre arasında bir sınır var. Bu sınır bazı köyleri bölmüş ve iki tarafa yayılmış. Aşiret bölünmüş, kabile bölünmüş, aileler bölünmüş. Kobanê’den kuzeye geçen insanlarımız hepsi akrabalarının yanında kaldı. Onun için hem coğrafi olarak hem de sosyolojik olarak yakın ilişki kurmak bir zorunluluktur. İlişkiler kuzeyle daha sıcaktır. Rojava’da olan bir şeyin etkisi hemen kuzeye yansıyor. Kuzeyde olanlar hemen Rojava’yı etkiliyor.  Başka parçalar için de, biz Kürt halkı olarak 4’e bölünmüşüz. Bizlerin arasında da sadece Kürtler yok Süryaniler var. Hem kuzeyde, Hem güneyde, doğuda batıda Arap halkları ve Süryaniler var. Bu yüzden zorunlu olarak bir dayanışmamız var.

Türkiye’de bir müzakere süreci var. Cumhurbaşkanı ve hükümetin tutumları var, bunun karşısında HDP’nin ve geniş halk kesimlerinin barış talebi var. Siz yakından takip ediyorsunuz ne düşünüyorsunuz?
Herhangi bir parçada özellikle Türkiye’de devam eden barış süreci hem Ortadoğu halkı hem de Türk halkı açısından çok önemlidir. Biz buna inanıyoruz. Biz pek çok şey umuyorduk ancak umut ettiğimiz gibi olmadı. Bu sorunun çözülmesi en azından güven bakımından çok önemli olacaktır.

Türkiye hükümetinden beklentileriniz nelerdir?
Türkiye kendi halkının çıkarlarını düşünmek istiyorsa bizimle yakın ilişki içerisinde olmak zorunda. Yani bizimle arasında 9 kilometrelik bir sınır var ve bizler buradan yardım alabiliriz. Türkiye ile bu kadar kriz yaşamasak bizlerin Rojava’da işleri daha kolay olurdu. Türkiye hükümeti halkın çıkarlarını temsil etmeli ve isteklerini yapmalı. Bunun yolu barıştan ve kardeşlikten geçer biz de bu aşamada Türkiye’ye yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Son zamanlarda bir çok diplomasi turlarınız oldu ve hâlâ devam ediyor. Son olarak Moskova görüşmeleri gerçekleşti.  Rusya’nın nasıl bir talebi var, Rojava yönetiminden?
Sizlerin de bildiği gibi Cenevre II görüşmelerinde her şey durdu ve ilerlemenin kaydedilmediği gibi bir izlenim oluştu.  Ruslar da bir şeylerin yapılması gerektiğini söyledi. Rusya ‘Biz bir başlangıç yapalım, Suriye Muhalefetini bir araya getirelim. Bir diyalog kurmaya çalışalım. Ön koşulsuz bir araya gelelim” çağrısıyla bir araya getirmek istedi. İyi bir adım ancak uygulanması bakımından hatalar oldu. Nisan’ın altısında toplantıların ikincisi gerçekleşecek. Rus yetkililer görüşmelerin daha farklı olacağı konusunda söz verdi Eğer doğru dürüst bir şeyler yapılırsa ilerleme kaydedilir. Tabii biliyoruz ki büyük devletlerin Rusya, ABD gibi onların çıkarları vardır. Ancak onlar da halkların beraber yaşadığı bir Ortadoğu istediklerini söylüyorlar, umarız öyledir. Bizler de zaten bunu istiyoruz.

Moskova görüşmelerinde, Rusya’nın Esad’la müzakere etme şartı var mı?
Yok öyle bir şart konuşulmamıştır. Ama eğer bu görüşmelerden iyi sonuç çıkar da Cenevre II’nin önünü açar. Bizim açımızdan bir her zaman diyalogdan yana olduk. Moskova görüşmelerine koşulsuz gidiyoruz, herkes taleplerini dile getiriyor. Ancak bu görüşmeler nereye varır bilemiyoruz.

Sizim burada İngiltere parlamentosunda yaptığınız görüşmede ‘Biz halkımızın istediği doğrultuda hareket ederiz’ dediniz. Çeşitli kesimler PYD’nin Esad’la görüştüğünüzü söylüyor, peki Kürt halkının bir müzakere talebi var mı?
Böyle bir talep yok ama zaten biz temas bile kuramıyoruz çünkü bizlerin çok uzağında. Ama önümüzdeki günler ne getirir bilemeyiz. Yani dediğimiz gibi halkımızın çıkarına göre hareket ederiz ama şu ana kadar bir temasımız olmadı. Tam tersine 2 ay önce Hasekê’deki çatışmalarda 18 şehit verdik. Onlardan da bir sürü ölüm gerçekleşti, bir yandan da bazen çatışmalar oluyor. Rejim Kürtleri tanıma ideolojisini değiştirmemiştir. Rejim hâlâ Kürtleri, demokratik yaşamı tanıma gibi bir girişimleri yok, Rejim bu adımları atana kadar bizlerin bir temas kurması zor.

Batı devletleri ve ABD, Esad devrilsin diye silah yardımında bulundu, YPG’nin talebine rağmen IŞİD’e karşı desteklemekte tereddüt etti. Batı, Esad’ı IŞİD’den daha mı tehlikeli görüyor?
Sanırım daha eski stratejiler ve görüşler Kobanê ile birlikte değişti. Kimin terörizmle savaştığı kimin halklarını savunduğu, kimin demokrasiden yana kimin olmadığı, kimin laik olduğu görülüyor. O yüzden tavır değişikliği olmuştur. Hâlâ bunu tekrarlayan bazı kesimler vardır umarız bu gelişmeler etkili olur.

Türkiye’de 7 Haziran’da seçimler var. Seçimlere dair ne söylemek istersiniz?
Biz ülkemizi IŞİD’e karşı kanla savunduk, şehitlerimiz oldu ve yeni bir tarih yazdık. Şimdi artık kazanma sırası kanla değil sandıkla olmalıdır. Türkiye halkı kendi geleceği için ne düşünüyor, halkların çıkarı için ne istiyorlar bu talepler göz önünde olmalıdır.

‘SURİYE DEVLETİYLE BİR DİYALOG OLMADI’

Bu süreçte Suriye Devletiyle görüşmeleriniz oldu mu? Çünkü Suriye Enformasyon Bakanı Zubi, “Kürtlere özerklik meselesi, siyaset anlamında, yasalar çerçevesi içinde olması kaydıyla görüşülür” açıklama yaptı.
Herhangi bir diyalog olmadı. Ancak birkaç defa ‘Biz Kürtlere yardım ettik’ açıklamaları tekrarlandı ama bu açıklamalar doğru değil. Biz onlardan tek bir mermi bile almadık. Bu birincisi. İkinci olarak özellikle Kobanê’de bize en yakın olan Suriye Ordusu 150 kilometre uzaklıkta. O yüzden teorik olarak ta bize yardım edemezler. Ancak bu demeçler şuna yöneliktir ‘Kobanê’de iyi bir şeyler oldu, biz de buradan kendimize pay çıkaralım’.

SURİYE’NİN GELECEĞİ SADECE ESAD’A BAĞLI DEĞİL

Son olarak 15 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Kerry bir açıklama yaptı. Esad’la müzakere yapacağını açıkladı, bu politika değişikliği midir?
Mesele bir kişi değil ve bizim sorunumuz da değil. Orada bir toplum var, Kürtler, Süryaniler var. Onların çıkarlarının görülmesi gerekiyor. Yani Suriye’nin geleceği sadece Esad’a bağlı değil bütün halkların çıkarına bağlı.   Bazı örgütlerin politikaları yanlıştır. Biz işin içindeyiz. Bazı örgütler var isimi farklı ama IŞİD’le mantalitesi aynı. Başka bir adla anlaşma yapıyorsun ancak bu IŞİD’le anlaşma yaptığın anlamına geliyor. Şimdi IŞİD’i bırakıyorsun başka örgütle anlaşıyorsun ama mantalite aynı.

ÖNCEKİ HABER

İran’la barış mümkün mü?

SONRAKİ HABER

Çiğ sütü sarartanlar kimler?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa