16 Mart 2015 21:23

İşçi, bu bozuk düzenden rahatsız

Paylaş

Grevci SCF Entegre işçisi/Ağaç-İş üyesi
Kastamonu

İyi günler; 
Çok değerli mesai arkadaşlarım ve grev yoldaşlarım hepinizi sevgi dolu kucaklıyorum. Sömürülmeye karşı ayakta ve yılmadan dik durduğunuz için siz gururlu arkadaşlarımı takdir ediyorum. 
14 Haziran 2013 tarihinde yakmış olduğumuz direniş meşalesini daha da aydınlık günlerimiz ve mutlu yarınlarımız için hep birlikte taşıyacağız. Bugüne kadar kemerlerimizi sıkmamız ve sabretmemiz için vaatler verildi ama hiçbir şekilde verilen vaatler yerine getirilmedi.                             
2002 yılından sonra 3 ay ve 2 ay maaş alamadığımız günlerde almış olduğumuz maddi yaralar hâlâ kapatılamadı. En borçsuz arkadaşımızın 10 bin lira kredi kartı borcu ve 2 bankada ödemekte olduğu kredisi var. O yıllarda bu gecikmelerden dolayı hiçbir banka fabrika çalışanına kredi vermedi hiçbir esnaf veresiye malzeme vermedi. Yıprandık yıpratıldık. 2007 yılında Kastamonu entegrenin yeni yapmış olduğu yatırım sonucunda fabrikadan transferleri olmuştu. “Gitmeyin her şey düzelecek güzel zamlar yolda” dediler ama verdikleri sözde yine durmadılar.
2009 yılında sözde ekonomik krizden bahsettiler ve 1 yılımızı zamsız olarak geçirttiler. Yaptığımız mesaileri zor şartlar altında çalıştığımızı bildikleri halde vermediler. 2010 yılında teknik kadroda bulunan arkadaşlarımız günde 12 saat hafta tatilsiz olarak fabrikanın yapmış olduğu yatırımlarda çalıştırıldı ve 5 yıldır hâlâ devam eden bu iş temposunda çok yıpratıldı. İşçinin yapmış okuduğu ufacık hatalarda disiplin kuruluna sevk edilip cezai işlem uyguladılar yıprattılar. Mesai saatlerini 6-14, 14-22, 22-06 gibi saçma bir zamana aldılar ama yönetim kadrosunu ayırıp bize 2. sınıf insan muamelesi yaptılar.
Yemekhane personelinden ve müteahhitten memnun olmadığımızı, müteahhidin değişmesi gerektiğini söyledik ve bunun için imza topladık ama kimse kılını dahi kımıldatmadı ve yemekler hâlâ bozuk. İşçi cebinde rennie denilen mide ilacı ile dolaşmaktadır. Bizler o yemeği hizmet olarak almamız gerekirken kimilerini finanse edebilmek için işçi bu zulme maruz tutuldu. İşçi bu bozuk düzenden rahatsız olduğunu söylemek için gruplar halinde yönetime gitti ama “İşinize gelirse çalışın gelmiyorsa çıkın” denildi. Ve bizlerden kimimizin 10 kimimizin 25 yıllık emeğini bırakması söylendi. Muhasebedeki 2 bin iş başvuru formundan bahsedildi. 
Sendika kurulduğu gün kimlerin kurduğunu araştırmak isteyenler biz bu işçiye ne yaptık da bu sendika kuruldu demediler. Bilmiyorlardı ki bir ulusun zulme karşı direnmesi Anayasal bir haktı ve örgütsüz her kurum dağılmaya ve sömürülmeye mahkumdu.
Son dört yılda çok sayıda iş kazası geçiren arkadaşlarımız oldu. Kimisi sakatlıklarla kimi ölümle sonuçlandı. 2013 yılı ramazan ayının ilk günü Sedat Akman kardeşimiz 800 lira maaş karşılığında canından oldu. Bizler ucuza ölüm istemiyoruz. Sedat yaralı olarak hastaneye götürüldüğünde Sedat’ı ve patlamanın nedenini değil, fabrikayı nasıl kısa sürede devreye alabiliriz diye düşündüler. 
Bizler bu kapitalist düzene karşıyız ve bu bozuk düzende kendimizi ve ailemizi düşünmek zorundayız. Ekmeğimiz şerefimiz ve onurumuz için buradayız gerekiyorsa açlık grevine bile gideriz çünkü tek kurtuluş yolumuz sendika ile birlikte yapacağımız mücadeledir. Tüm sivil toplum örgütlerinin ve Kastamonulu bürokratların desteğini bekliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

İÜ’de güvenlik görevlisi olmak...

SONRAKİ HABER

İşsizlik oranı krizden beter

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...