18 Şubat 2015 02:00

Kamu düzeni ve güvenliğini kim bozuyor?

Son kadın cinayeti olan Özgecan’ın vahşice öldürüldüğü günün ertesinde kamu düzeninin ve güvenliğinin ne olduğunu insanlığın bir kez daha sorgulaması gerektiğini belirterek yazımın konusuna geçmek istiyorum.

Paylaş

Orhan YÜCE ÖVDER İzmir Şubesi

Son kadın cinayeti olan Özgecan’ın vahşice öldürüldüğü günün ertesinde kamu düzeninin ve güvenliğinin ne olduğunu insanlığın bir kez daha sorgulaması gerektiğini belirterek yazımın konusuna geçmek istiyorum.

13 Şubat öğretmenlerin grev yaptığı, velilerin ve öğrencilerin eğitimi boykot ettiği gündü.
Öğretmenler, veliler ve öğrenciler  eğitimin dinselleştirilmesine ve ticarileştirilmesine karşı laik, bilimsel, demokratik, ana dilde bir eğitimin parasız verilmesi için alanlara çıktılar.

Hükümetten önce hükümetin illerde elçisi olan valilerin bazıları bu talepleri kamu güvenliği için tehlike görerek yasaklama yoluna gittiler. Bu yasakta İzmir valisi başı çekti. Okullara yazılar gönderdi, ilçe milli eğitim müdürleri okul müdürleriyle toplantılar yaptı, müdürler öğretmenlere ve velilere “yasak” açıklamaları yaptı. Bu baskılar yetmedi. İzmir Basmane alanına toplanan öğretmenlerin çocukları ile gelen velilerin ve öğrencilerin önüne TOMA ve çevik kuvvetlerle duvar ördürdü. Vali bir kilometrelik yolu yürümeyi kamu güvenliği açısından çok tehlikeli gördüğünden laik, bilimsel demokratik ana dilde eğitim sloganı atan kitleye gaz, plastik mermi, tazyikli su eşliğinde çevik kuvvetin coplarıyla dağıttırdı.

Ne adına, kamu güvenliği ve kamu düzeni adına…

Kamu güvenliğini ve kamu düzenini bozan alanlarda toplanıp haklarını haykıran emekçiler değil, asıl emekçilerin haklarını yok eden hükümetin politikalarıdır.

Kamu bütün, halk ve halka devletin sunduğu hizmet demekse, bu hizmetin niteliğini sorgulamak ne zamandan bu yana kamu düzenini bozuyor? 12 yıldır kamu hizmetlerinin kaldırılması, özelleştirilmesi yetmiyormuş gibi bir de  içinin siyasi amaçlarla doldurulması kamu düzenini bozmuyor da, “Ben anayasasında, laik bilimsel demokratik ve kendi dilimde eğitim yazan, hizmeti  istiyorum” demek mi bozuyor?

Kamu adına halktan toplanan vergileri, halkın yararlandığı ya da yararlanması gereken kamu alanına harcamak yerine, yandaşlara ve şirketlere aktarmak kamu düzenini bozmuyor da, “Ben verdiğim vergilerin yol, su eğitim, sağlık… olarak harcanmasını istiyorum” demek için alanlara çıkmak mı kamu düzenini bozuyor?  

Okullar, öğretmenler ve öğrenciler arasında ayrım yaparak, bir kesime özel sınıflar, gözde okullar, makamlar, kariyerler vermek kamu düzenini bozmuyor da, eşit, özgür ve parasız eğitim isteyenler mi  kamu güvenliğini bozuyor?

Kamu güvenliğini tehlikeye sokan, kamu düzenini bozan, “Hakkımı istiyorum, laik bilimsel demokratik, ana dilde eğitimi parasız istiyorum” diyenler değil, bunları yok edenlerdir.
13 yıldır kamuyu bir arpalık görüp talan eden bir hükümet, kamu güvenliği ve düzeninden söz edemez.

İzmir Valisi ve hükümetinin kamudan anladığı, okulların, eğitim ve diğer kamu alanlarının siyasi amaçlarına alet edilmesidir. Bu politikalara karşı çıkmak kamuya değil, talana ve siyasi kullanmaya karşı çıkmaktır. Hükümetin karanlık ve talan anlayışına karşı çıkmaktır.

Bu karşı duruşu yıllardır yapan emekçiler, öğrenciler ve öğrenci velileri yine yine yapacaklardır. Taa ki özgür, demokratik, eşit ve hakça bir kamu düzeni kuruluncaya kadar.

ÖNCEKİ HABER

Hasip Kaplan başkanlık divanına yürüdü

SONRAKİ HABER

Düşük zam Flokser işçisini isyan ettirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...