Gümüşhane’de dört element siyanürlendi
Koza Altın Şirketinin Gümüşhane Mastra’daki altın madeninin doğaya verdiği zarar fotoğraflarla bir kez daha belgelendi.
Sevim DABAĞ
Gümüşhane
Koza Altın Şirketinin Gümüşhane Mastra’daki altın madeninin doğaya verdiği zarar fotoğraflarla bir kez daha belgelendi. Madenin siyanürlü suyu yağmurlama yöntemiyle toprağa püskürtmesini yorumlayan Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, yapılan işlemi “Cinayet girişimi” olarak niteledi. Köylülerin madene yönelik çevreyi kasten kirletme suçlamasıyla açılan davalar ise mahkemece reddediliyor.
CİNAYET GİRİŞİMİ GÖRÜNTÜLENDİ
Koza Mastra Altın Madeni’nin, yaşamın kaynağı olarak nitelenen dört elementi toprağı, suyu, havayı ve ateşi siyanürle kirlettiği ileri sürüldü. Yöre halkı “Gümüşhane’de yer gök siyanürlendi. Kimsenin sesi çıkmıyor” sözleriyle tepkisini gösterirken, altın madeninin siyanürlü suyu fıskiyelerle havaya püskürttüğü anlar fotoğraf ve videolarla kaydedildi.
Ağustos 2013 tarihli fotoğraf ve video kayıtlarında altın madeninin, siyanürlü atık havuzunun kenarlarına yerleştirilen onlarca boru kanalıyla suyu çekilip, fıskiyelerle etrafa yaydığı görülüyor. Köylüler püskürtülen suyun yola aktığını oradan kanallarla da etrafa yayıldığını belirtiyor. Köylüler ayrıca maden üretiminin devam ettiğini, 5-6 yıl boyunca siyanürlü hurda tahtalar, madenin hurda işini verdiği (B.D) adlı kişi tarafından Aymuhal mevkiinde ateşe verilerek yakıldığını ifade ediyor. Köylüler siyanürlü tahta hurdaların yakılarak yok edilmesi işleminin defalarca yapıldığına dikkat çekiyor.
HAVAYA, SUYA, TOPRAĞA, ATEŞE SİYANÜR
Siyanürlü atıkların çevreye bırakılması hakkında bilgi veren, Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, siyanürün özellikle havaya püskürtülme işleminin dünyada olmayacak bir uygulama olduğunu dile getirdi. Öngür, “Atık suların nasıl deşarj edilebileceğine dair, Çevre Bakanlığının yönetmeliği var. Oradaki limitleri aşan bileşenleri olan suyun yüzeysel ortamlara akıtılması yasak. O durumda ancak arıtılırsa deşarjı mümkün olur. Deşarj biçimleri içinde hiçbir biçimde havaya püskürtme yok” dedi. Atık barajındaki suyun içinde tesiste uygulanan kimyasal süreçlerle altını ve gümüşü alınmış olan öğütülmüş kayanın içindeki pek çok metal ve ağır metalin suyun içinde çözünmüş, asılı ya da suyun içinde kırıntılar halinde bulunduğunu belirten Öngür, “Bunlar büyük çoğunluğuyla kanser yapıcı çevredeki yaşamı olumsuz etkileyen bileşenler. Bu şekilde havaya püskürtülünce su zerrecikleri havada hep asılı duramıyor. Havada asılı olanlar bir süre havada sağa sola da dolaşabiliyorlar, ama kısa ya da uzun bir süre sonra yakın ya da uzakta bir yerde tekrar yeryüzüne düşüyorlar. İşte o zaman bütün bitkilerin yapraklarında, tarımsal ürünlerin üzerinde bütün canlıların ciltlerinde, tüylerinde, kulaklarında, nefes aldıkları için de solunum yollarında her yerinde ve besin zincirinde giderek artan zehirli madde yaygınlaşması başlıyor. Çevre için de insan sağlığı içinde tam cinayet girişimi, buna razı olunamaz” dedi.
YOLU MADEN İÇİN ASFALTLADILAR
Altın madeni hakkında çevreyi kasten kirletmek suçundan yapılan onlarca şikayet bulunduğunu ifade eden Mastra Köyü Eski Muhtarı Alim Dabağ, “Yapılan şikayetlere takipsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı sürecinin önü de kapanmış oldu. Muhtarlığım süresince Mastra’nın yoluna asfalt döşensin diye dilekçe vermedim. Ama altın madeni için, 8 kilometrelik köy yolunun sadece madene kadar olan mesafedeki, 3 kilometre yolu, 2013 yılında asfalt döşendi. Ben özel idare yetkililerine dilekçem olmadığı halde yola asfalt döşedikleri için şikayet edeceğimi söylediğimde bana yolun geri kalan kısmının da asfalt yapılacağını söylediler, ama yapmadılar” diye konuştu.