29 Ocak 2015 00:58

İşçiler gazetemize yazdı: Hepimiz metal işçisiyiz

Metal greviyle dayanışma için kolları sıvayan sendikalı, sendikasız, farklı iş kollarından işçiler, gazetemize yazdıkları mektuplarla 'Hepimiz metal işçisiyiz' dedi.

Paylaş

Metal greviyle dayanışma için kolları sıvayan sendikalı, sendikasız, farklı iş kollarından işçiler, gazetemize yazdıkları mektuplarla “Hepimiz metal işçisiyiz” dedi.

GREV TÜM HALKIN GREVİNE DÖNÜŞMELİ

Styropor fabrikasında bir işçi*

Merhaba işçi kardeşlerim…
Ben Gebze Mevlana Mahallesi’nde yaşayan ve aynı zamanda Styropor fabrikasında çalışan bir işciyim.
Gebze İşçi Kurultayı’nın çağrısı üzerine Gebze merkezde yapılan bir toplantıya katıldım. Toplantıda Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin grev sürecinde üzerimize düşen görevler ve sorumluluklar konuşuldu.
Kurultay komitesindeki bir arkadaş “Bu grev sadece metal işçilerinin değil, tüm halkın grevine dönüşmeli” demişti. Ben de bu çağrının doğru olduğuna inandığım için bir şeyler yapmalıydım.
Önce çalıştığım fabrikada, uygun zamanlarda konuşmaya çalıştım. Hiçbir işçinin bu grevin desteklenmesine karşı olmadığını gördüm ve fabrikadaki bazı genç işçilerin sendikanın ne olduğunu bilmediklerini fakat sınıf dayanışmasının olmasının gerektiğini düşündüklerini gördüm. Ve bir işçinin greve çıkacak metal işçilerine moral olması için her türlü desteği vereceklerini duyurduğu bir mektubu işçi basını olan Evrensel gazetesine yazacağını söylemesi beni de duygulandırdı.
Grevin anlam ve öneminin gerçekten uygun bir dille anlatıldığında işçilerin üzerinde nasıl değişim yaşadığı da gözleniyordu. “Biz bu grevi desteklersek, yarın bizim başımız sıkıştığında da o işçiler bizleri desteklerler” duygusu ön plana çıkmış durumda. Bizler aynı zamanda yaşam alanlarımızda da bu grevin desteklenmesi gerektiğini konuştuk. Ben de işyerim dışında oturduğum semtte değişik iş kollarında olan fabrikalarda çalışan işçilerle konuşarak mahallemizde bu grevi anlatmamızın neden önemli olduğu, nasıl destek sunulabileceği üzerinden 6 kişiyle bir araya geldik ve metal işçilerinin greve çıkması durumunda ev ev gezerek her evin ve işyerinin camına “Metal işçileri yalnız değildir”, “Metal grevinin destekliyoruz” gibi yazıların asılması gerektiğini konuştuk. Ayrıca altı kişiyle başlayan birliğin daha da büyümesi için ilk etapta her işçinin bir dahaki toplantıya en az iki işçi daha katması görevini aldık. Daha sonra da genç, ev kadını, işçi, işsiz... herkese çağrı yaparak geniş toplantılar, söyleşiler yaparak mahalledeki herkesin bilgilendirilmesi ve desteğinin alınması için çalışmalar yürüteceğimiz konusunda karar aldık.
Evet bu da yetmez. Mahalledeki bu birlikte yer alan her işçi aynı zamanda işyerlerinde, fabrikalarda da bu grevi anlatmalı gereken ne olursa yapılmalıdır dedik. Böylece mahalle ve işyerleri arasındaki bağın da gelişeceğini ortaya koyduk.
Evet bu grev tüm halkın grevine dönüşmeli.
Metal işçileri bu düzenden umudunu kesen, gelecek kaygısı güden herkese birlik için bir ışık tutmuştur. Bu ışığın aydınlığı halkın birleşmesinin de bir vesilesi olmadır.
Birleşe birleşe kazanacağız diyor metal işçilerine grevlerinde başarılar diliyorum.

*Gebze/Kocaeli


BİRLİKTEN GÜÇ, KUVVET DOĞAR AYRILIKTA İSE ZULÜM ARTAR

Styropor fabrikasında bir işçi*

GREVCİ metal işçilerine ve tüm işçi kardeşlerime;
Öncelikle grevde hem kendi hakkını arayan, hem de bizim gibi hakkını aramaktan korkan, hakkının, emeğinin, alın terinin nerede ziyan olduğundan haberi olmayan işçilerin de hakkını arayan metal işçilerini tüm samimiyetimiz, kalbimiz ve duygularımızla selamlıyoruz. Bizler onların yanlarında bedenen olamasak da ruhen yanlarında olduğumuza, seslerini duyduğumuza ve kalbimizin onlarla beraber çarptığına inanmalarını istiyoruz. Buradan  şunları söylemek istiyorum; bir akıllı telefon kadar değerimizin olmadığı bu dünyada, en kötü ev kirasının 500-600 lira olduğu günümüzde asgari ücreti 1000 lira olarak belirleyip, “Geri kalan 400 lira sana çok bile her türlü geçinirsin” diyenlere sesleniyorum. Siz bu dünyanın neresinde yaşıyorsunuz. Bize de söyleyin bizler de oralarda yaşayalım. Hiçbir şekilde işçi ayrımı yapılmadan işçinin alın teri olan hakkının gerçek miktarının verilmesini ve işçilerinde, işveren kadar ileriye dönük bir şeyler kazanmalarını istiyorum. “Hep bana” denilmesin. Herkes düşünülsün .Her işçinin yolunun, bütün işçi kardeşlerin yolunda birleştiğini unutmasınlar. Birlikten güç, kuvvet doğar. Ayrılıkta ise zulüm artar… Saygılarımla.

*Gebze


TÜM SINIFIN GREVİ OLSUN

Schneider Elektrik İşyeri Komitesi*

Merhaba sevgili Evrensel okurları ve çalışanları,
Öncelikle bizi sayfalarınıza taşıyıp tüm işçi arkadaşlarımızla ilişkimizi sağladığınız ve birbirimize yakınlaşmamızı sağladığınız için teşekkür ederiz. 15 bin yürekli metal işçisinin aldığı grev kararı içerisinde biz Schneider Elektrik işçileri de varız. Bu tarihi mücadelede yer almaktan da ayrıca mutluyuz. Bizler işyerimizde kurduğumuz komitemiz ve şubemizle bu mücadeleyi Türkiye işi sınıfını tarihine altın harflerle yazdıracağımıza inanıyoruz.
Grev kararı alındıktan sonra neler yapabiliriz diye kendi aramızda konuşmaya başladık. Ancak herkesin ortaklaştığı fikir yalnızca bizimle sınırlı kalmaması ve tüm organizeyi, Çiğli’yi, İzmir’i ve hatta Türkiye’nin de grevi olması gerektiği konusunda hem fikirdik. Bu noktadan hareketle işyeri  komitesiyle ÇİĞLİ İŞÇİ KURULTAYI KOMİTESİni yan yana getirip bu mücadeleyi ortaklaştıralım dedik. İşyeri komitesinden bir grup arkadaşla kurultay komitesi ile toplandık. Biz süreci ve mücadeleye bakışımızı aktardık ve beklentilerimizi anlattık. Sonra kurultaydaki arkadaşlar da bize her türlü desteği sunacaklarını ve mücadeleyi işyerlerine taşıyacaklarını anlattılar. Kurultay adına bildiri çıkarıp organizede ve semtlerdeki kahvelerde dağıtacaklarını ve bizi de davet edip derdimizi işçi mahallelerine taşıyacaklarını anlattılar.
Örgütlü ve örgütsüz işyerlerinde kokart takmak bildiri dağıtmak ve dayanışma kumbaraları koydurtmak ve grev köşesi oluşturup basında çıkan haberleri o köşeye taşıyarak halkla bütünleştirmeyi düşündük. Buralarda alınan kararları işyerindeki temsilci arkadaşlarımızla ve komite üyeleri ile paylaştık. Çok iyi bir ön çalışma oldu. Ardından DİSK, Türk-İş ve KESK’e bağlı sendikaların mücadeleci şubelerinden yönetici ve işyeri temsilcileri ile de bir toplantıya katılarak hem süreci hem de onların da bu grevi sahiplenmelerini istedik. Zaten grevi işyerlerinde tartıştıklarını ve desteği şimdiden örgütlemeye başladıklarını anlattılar. Bunları işyerlerinde anlatınca inanmayanlar oldu. Ancak işyeri işgalinin olduğu gün yapılan ziyarette bizim yalnız olmadığımızı gören işçiler çok mutlu oldular. Yarından itibaren kurultaydaki arkadaşlar ve işyeri komitesindeki arkadaşların da katılımıyla mahallelerde çalışmalara başlama kararı aldık. Bu zaman dilimi içinde herkesi harekete geçirmek mücadeleyi herkesin mücadelesi olarak yaymak ve yalnızlığı yırtmanın aracına dönüştürmeliyiz.
Zaman sendika ayrımı yapmadan, Türk-İş-DİSK ayrımı yapmadan mücadeleden yana emekten yana olan tüm güçleri metal grevi etrafında birleştirmek ve grevin başarısı için çalışmaya katma zamanıdır. Bu grev Türkiye işçi sınıfının geleceğini ilgilendiren turnusol kağıdıdır. Herkesi mücadeleyi sahiplenmeye işyerlerinden başlayarak katılmaya ve omuz omuza vermeye çağırıyoruz. KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ diyerek mücadelemiz mücadelenizdir diyor kavgamıza güç vermeye çağırıyoruz.

*Çiğli/İzmir


GREVİN YENİLMESİNE İHTİMAL VERMİYORUM

Hüseyin TOPALOĞLU*

Geçtiğimiz yıl açıklanan 2015 yılı sonundaki enflasyon beklentisinin yüzde 6.1, 2016 sonundaki hedefin ve tahminin yüzde 5 olduğunu duyan işveren sendikalarının kabaran iştahları sonucunda; önce cam işçilerine, sonra da metal iş kolundaki işçilere 3 yıllık sözleşme dayatılmış ve imzalatılmıştır.
2014 ağustos sonunda Kristal-İş, kendisine olan güveni ve beklentileri sarsarak 3 yıllık sözleşmeye imza atmıştı. Bu süreç içerisinde yedi günlük bir grev yaşansa da, bu grev  hükümet tarafından ertelense de, toplusözleşmenin sonucu işçiler içinde referanduma gitse de, referandumda işçiler “hayır, bu sözleşme imzalanmasın” dese de  sonuç olarak sendikal bürok-rasi sermayeye yenik düşmüş ve Kristal-İş sözleşmeyi imzalamıştı. Ardından  Türkiye’de ki metal patronlarının sendikası MESS, 75 bin civarında işçiyi kapsayan Çelik-İş ve Türk Metal sendikalarıyla toplu iş sözleşmesi imzaladı. İşveren sendikası MESS, ucuz işçiliği sürdürülür kılmak için şimdiye kadar 2 yıllık imzalanan toplu iş sözleşmelerinin aksine 3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalatmış ve şimdide Birleşik Metal-İş Sendikasına da aynı yöntemlerle 3 yıllık sözleşmeyi imzalatmaya çalışmaktadır. 42 fabrikada 15 bin işçiye dayatılan sözleşme karşısında Birleşik Metal-İş grev kararı aldı. Metal işçilerinin işyerlerine grev kararı asmayı gövde gösterisine dönüştürdüğünü görünce, bu grevin başarısızlıkla sonuçlanmasına ihtimal dahi vermiyorum. Gönül isterdi; Kristal-İş sendikal bürokrasiye yenik düşmeseydi. Gönül isterdi; Çelik-İş ve Türk Metal işverenin dayatmasına teslim olmasaydı. Gönül isterdi; sermayenin birleşik politikasına karşı işçiler de daha en başından birleşik bir tutum sergileseydi.

*Otocam işçisi/Lüleburgaz

ÖNCEKİ HABER

Toplusözleşmesiz düzene grev barikatı

SONRAKİ HABER

'Onlar başarırsa biz de kazanacağız'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...