29 Ocak 2015 00:39

Toplusözleşmesiz düzene grev barikatı

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, 29 Ocak 2015 tarihinden itibaren 15 bin işçisiyle greve çıkıyor. Grevler, İstanbul, Gebze, İzmir ve Bursa dahil 10 kentteki 22 fabrikada gerçekleşecek.

Paylaş

Atilla ÖZSEVER

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, 29 Ocak 2015 tarihinden itibaren 15 bin işçisiyle greve çıkıyor. Grevler, İstanbul, Gebze, İzmir ve Bursa dahil 10 kentteki 22 fabrikada gerçekleşecek.
Aynı iş kolunda Aralık 2014 itibariyle Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası ile Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Her iki sendika da, üç yıllık bir toplu iş sözleşmesi imzaladı.
İşveren sendikası MESS, üç yıllık sözleşme süresini Birleşik Metal-İş Sendikasına da dayatmaya çalışıyor. Ülkemizdeki genel tarihsel eğilim, toplusözleşme sürelerinin iki yılla yapılması yönündedir.
Birleşik Metal-İş Sendikası, üç yıllık bir sözleşmenin esas itibariyle resmi enflasyona endekslenmesi nedeniyle ücretlerin satın alma gücünün düşeceğini ve düşük ücret politikasının kalıcı hale geleceğini ifade ediyor. Ve bu yüzden MESS’in önerisini reddediyor.
MESS’in diğer sendikalarla yapılan üç yıllık sözleşmesinde, genel olarak resmi enflasyon, yani TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) esas alındı. Bilindiği gibi resmi enflasyonla gerçek mutfak enflasyonu arasında ciddi farklar var. MESS’in sözleşmesinin ilk altı aylık döneminde geçmiş dönem enflasyonuna 6 puan eklendi. Zaten hemen hemen tüm sözleşmelerin ilk altı ayında enflasyon değil, işçinin geçmiş dönemlerdeki reel kayıpları dikkate alınarak enflasyonun üstünde bir oranla sözleşme bağıtlanır.
Üç yıllık sözleşmenin ilk yılının ikinci altı ayı ile ikinci yılının ilk ve ikinci altı ayında da resmi enflasyon rakamı esas alınıyor. Sadece üçüncü yılın ilk altı ayında enflasyona yüzde 3.5’luk bir “refah payı” ekleniyor, son dilim de yine enflasyon oranına bağlanıyor.
Yüzdeli zam önerisi de aslında ücretler arasındaki uçurumun büyümesine yarıyor. İşverenler, genelde işçi giriş-çıkış devrini hızlandırarak toplusözleşmenin ilk altı ayındaki yükünü hafifletmeye ve düşük ücretle çalışanların ağırlık kazanmasına gayret ediyorlar.
Üç yıllık bir toplusözleşme politikası, ucuz işçilik sistemini kalıcılaştırdığı gibi toplusözleşmenin de anlamsızlaşmasına yol açıyor. Enflasyon oranına bağlı bir toplusözleşme düzeninin bir anlamı kalmıyor.
Sadece ülkemizde değil, Avrupa Birliğinde de (AB) toplusözleşmesiz bir düzene doğru bir gidiş söz konusudur. Avrupa’da Troyka denilen (AB Komisyonu, IMF ve AB Merkez Bankası) üçlü yapı, toplusözleşmelerin esnekleştirilmesine ve giderek toplusözleşme düzeninin geçersiz hale gelmesine çalıştı.
Troyka, Yunanistan, İrlanda, Portekiz gibi ülkelere kredi verme koşullarını kamu kesiminde ücretlerin dondurulması, asgari ücretin düşürülmesi, 13. maaşın (yılbaşı ikramiyesinin) kaldırılması gibi şartlara bağladı. Sözleşme süresi bittiğinde yenisi imzalanıncaya kadar eskisinin geçerli olmadığına, sendikasız işyerlerinde işverenlerin dilediği gibi sözleşme yapma yetkisine sahip bulunmasına olanak sağladı (Serdar Derventli: “Toplusözleşmesiz bir AB’ye doğru”, 28 Aralık 2014, Evrensel).
Ayrıca, başta Almanya, İtalya ve İspanya olmak üzere AB ülkelerinde grev hakkının kısıtlanmasıyla ilgili yasal girişimlerde bulunuluyor.
İşte bu koşullarda Birleşik Metal-İş Sendikasının grevi büyük önem taşıyor. AKP Hükümeti’nin grevi son anda yasaklamaması halinde bu grevin başarıya ulaşması, toplusözleşme düzenini işlevsiz hale getirmeye yönelik saldırılara ciddi bir yanıt olacaktır…

ÖNCEKİ HABER

‘Alevilerin oyu tek bir partiye kanalize olmayacak’

SONRAKİ HABER

İşçiler gazetemize yazdı: Hepimiz metal işçisiyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...