14 Ocak 2015 02:02

Kobanê’den Torbalı’ya Ali Casim’in kısa hikayesi

Çok uzun bir yaşam öyküsü değil anlatılacak olan. Öyle aman aman ayrıntıları da yok. Emperyalist işgal politikalarının, başkalarının toprakları üzerinde süren kanlı pazarlıkların gölgesindeki kısacık yaşam öykülerinden biri Ali Casim’in hikayesi. Şam’da cuma namazı kılma sevdası başarılamasa da eski topraklarında yeni hülyalarını gerçekleştirme hevesi ile tIr’lar dolusu silahla beslenen kelle avcısı katil sürüsünün de “Cumaya orada namaza duracağız” diye çok heves ettiği ama onların da heveslerini kursaklarında bırakan gencecik bedenlerden biri Ali Casim.

Paylaş

Nuri Önder/İZMİR

Çok uzun bir yaşam öyküsü değil anlatılacak olan. Öyle aman aman ayrıntıları da yok. Emperyalist işgal politikalarının, başkalarının toprakları üzerinde süren kanlı pazarlıkların gölgesindeki kısacık yaşam öykülerinden biri Ali Casim’in hikayesi. Şam’da cuma namazı kılma sevdası başarılamasa da eski topraklarında yeni hülyalarını gerçekleştirme hevesi ile tIr’lar dolusu silahla beslenen kelle avcısı katil sürüsünün de “Cumaya orada namaza duracağız” diye çok heves ettiği ama onların da heveslerini kursaklarında bırakan gencecik bedenlerden biri Ali Casim.

Son birkaç yılın değiştirdiği bir yaşam öyküsü. Yaklaşık bir yıl önce Kobane’den Torbalı’ya gelmek zorunda kalan kalabalık bir Kürt ailenin 17 yaşındaki oğlu Ali Casim. Torbalı’da Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı Atatürk Mahallesi’ne yerleşmiş onlar da. Ama IŞİD gericiliği Kobanê’nin kapısına dayanıp Êzidileri, Kürtleri, Türkmenleri hiç ayırmadan katletmeye başlayınca Ali de tekrar yurduna geri dönmüş IŞİD’e karşı YPG saflarında savaşmaya. Birkaç çatışmadan sağ kurtulan Ali, son gittiği operasyonda vurulmuş. Doğduğu topraklarda kapanıvermiş gözleri. Ama gözü arkada kalmamış Ali’nin. Vurulduğu operasyonda 8 Arap aileyi kurtarmışlar IŞİD’in elinden.

Yerinden yurdundan edilmiş bu insanlarla dayanışma içinde olmak yerine, “Soframızdaki ekmeği tehdit ediyor” diye bakanlar, “Ne işi var bu Suriyelilerin burada” deyip feryat figan bağırırken yerleşmeye gelmediği bu topraklardan sessizce çekti gitti Ali.

Casim Ailesi mahallede acılar içinde taziye çadırı kurmuş ama ona da polis müdahale etmiş izin vermemiş. Aile direnememiş bile, korkmuşlar devlet bizi Suriye’ye geri gönderir diye.  Fotoğraflarının gazetelerde yayımlanmasını da istemiyorlar bu nedenle. Ancak bu durum mahallede duyarlı kadın ve gençler tarafından tepkiyle karşılanıyor, “Cenaze bizim, devlet bizim neden taziye çadırına müdahale ediliyor” diye.

Sohbet ettiğimiz İzmir HDP yönetiminde bulunan ve Torbalı’da daha önce de Başkanlık Yapmış olan Cengiz Ulusan, “Yaz aylarına doğru Kobanê IŞİD belasından temizlendiğinde gelenlerin çoğu geri dönecek” diyor. Ama Suriye’den gelen ailelerin karşılaştıkları sevgisizlikten de haklı olarak şikayet ediyor. “Bizim mahallede Kürtler bile her şeyin sorumlusu olarak Suriyelileri görüyor, bozulan asansörden de onlar suçlu, çalınan ayakkabıdan da. Sanki onlar gelmeden önce hiç bunlar olmuyormuş gibi. Hatta mahallemizde iki Kürt muhtar imza toplamaya bile kalkmış, ‘Suriyeliler gitsin’ diye. Biz konuştuk anlattık bütün dünya dayanışma içinde iken siz niye düşmansınız dedik ve engelledik bu imzaları” diyor.

Dedim ya aslında çok kısa Ali Casim’in anlatılan hikayesi. Suriye’de başlayan ve yeniden Suriye’de biten bitecek olan... Ama hiçbir şeyin eskisi olmayacağı da bir hikaye.

ÖNCEKİ HABER

Neden vazgeçer İsmailler davalarından…

SONRAKİ HABER

Çocuğun ‘endişesi’ ifade verdirmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...