02 Ocak 2015 00:52

Yalvaç Ural, Türkiye’nin ilk müze gemisi sergisini açtı

Çocuk edebiyatı yazarı Yalvaç Ural’ın, Alman, Çin, Japon, Amerikan yapımı teneke otomat oyuncakları koleksiyonu, Rahmi M. Koç Müzesi’ne demirli Fenerbahçe Vapuru’nda 'Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar Sergisi' adıyla açıldı.

Paylaş

Tolga Alp TURGUT
İstanbul

Çocuk edebiyatı yazarı Yalvaç Ural’ın, Alman, Çin, Japon, Amerikan yapımı teneke otomat oyuncakları koleksiyonu, Rahmi M. Koç Müzesi’ne demirli Fenerbahçe Vapuru’nda “Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar Sergisi” adıyla açıldı. Müzede yer alan mekanik düzeneklerle çalışan oyuncaklar, ülkelerin çocukluk tarihini gösteriyor. Müzeden yapılan açıklamaya göre sergi, Rahmi M. Koç Müzesi’nin kalıcı ve sürekli sergilenen bir bölümü olarak yaşamını sürdürecek. Biz de Yalvaç Ural’la beraber müzeyi gezdik ve oyuncaklar arasında kaybolurken çocukluk günlerimize keyifli bir yolculuk yaptık.

‘3 OYUNCAK 3 BİN OYUNCAK OLDU’
Yalvaç Ural’ın 1951 yılında babasının evlerine getirdiği teneke Amerikan polis otomobili, “Jumbo” adlı teneke fil ve elleri üzerinde yürüyen palyaço cambaz ile başlayan oyuncak serüveni günümüze kadar gelmiş. 30 yılda 51 dergi yayınlayan Ural, Türkiye’de derginin yanında ücretsiz oyuncak verilmesini başlatan kişi. Yani Usta isimli bir yaratıcı plastik oyuncak tasarımcısıyla birlikte çalıştığını anlatan Ural, bu oyuncakların özellikle anne-baba ile çocuğu bir araya getirmek için yapılan demonte oyuncaklar olduğunu söylüyor. Ural, demonte oyuncakları dergilerle birlikte vererek, çalışma hayatı nedeniyle çocuklarıyla ilgilenemeyen anne-babanın bir masa başında toplanıp çocuklarıyla oyuncakları onarıp daha sonrasında birlikte oynamasını amaçlamış. “Kız çocuklarını hiçbir zaman ileride anne olup evde oturarak çocuklarını büyütecek varlıklar olarak görmedim” diyen Ural, dergilerinde yalnızca bir defa oyuncak bebek ve bir defa da karton bebek giydirme oyunu vermiş. Daha çok akıl oyunları ve sihirbazlıkla ilgili oyunlara yönelen ve zaman içinde otomat oyuncaklarla tanışan Ural otomatların çocuğun yaratıcılığını desteklediğini   bundan dolayı oyuncağın kitaptan önemli olduğunu belirtti. 

7’DEN 77’YE EFSANE OYUNCAKLAR
Sergide, demir döküm ve kurşun oyuncaklardan tahta oyuncaklara, çizgi roman karakterlerine 3 bin oyuncak yer alıyor. Ünlü Alman oyuncak firması Schuco’nun, İspanyol Paya’nın oyuncaklarından Japon robotlarına, Marklin’in İngiliz treninden, Kütahyalı seramik ustası Sıtkı’nın Frig çocuk oyuncaklarından yola çıkarak yaptığı Frig çocuk arabalarına, Kültepe’de bulunan 4 bin yıllık çocuk çıngırağının benzerinden, İtalya’da bulunan Napoli Oyuncak Bebek Hastanesi’ndeki oyuncak bebeklere, Guillermo Mordillo’nun peluş oyuncaklarından, İsmet İnönü için üretilmiş ‘İnönü Tankı’na kadar her yaşa ve her kesime hitap eden oyuncaklar sergileniyor.
Müzeyi gezerken, görme engelli çocuklar için üretilen ‘körebe labirenti’ne ve topaç bölümüne ayrıca dikkat etmek gerekiyor. 
Yalvaç Ural, bitpazarından, hurdacılardan aldığı oyuncakların yanı sıra kızı Burcu’nun oyuncaklarını da müzeye koymuş. Ayrıca arkadaşları ve tanıdıklarının armağan ettiği oyuncakları da biriktirerek isimleriyle müzede sergiliyor. Türkiye’nin ilk müze gemisi sergisi olan Teneke Oyuncaklar Koleksiyonu, çocukların ve içindeki çocuğu kaybetmeyenlerin ziyaretini bekliyor.

'OYUN BİRLİKTE OYNANDIĞINDA OYUNDUR'
Yalvaç Ural, sergilediği oyuncaklarla çocukların nasıl geliştiğini göstermeyi amaçladığını şu sözlerle anlatıyor: “Bugün çocuklar okul kantininde, evde, ellerindeki telefon oyunlarında oynuyorlar. Bu gelişmeler oyunların ne kadar eğitimden uzaklaştığını gösteriyor. Yani oyuncak bir şey öğretmeli. Tüket at zaman öldür gibi değil. Satranç oynarsın strateji öğrenirsin mesela. Ama bugünkü oyunlar sadece zaman öldürmek için oynanıyor. Sanal bir ekranda oyun değildir savaş. Onun için dijital oyunların akılcı bir eğitselliğe ulaşması gerekiyor. Merak uyandıran, merak dürtüsü olan çocukları yeni düşüncelere itecek yaratıcılığı besleyen oyunlar olması lazım. Oyun çocuklarda zaman öldürüp hiperaktiviteyi arttıran, çocuklarda bir hırs haline getirilen bir şey değildir. Oyun birlikte oynandığı zaman oyundur. Oyun birlikte paylaşılan bir şeydir. Kapitalizm bireyci toplumlar yaratmak istediği için bunu yapıyor. Korkak, içine kapanık, bireyci, hiçbir şeyi paylaşmayan, egoist ve korkak çocuklar yetiştirmek istiyor. 

ÖNCEKİ HABER

Yağmur, 22 bin tavuğu telef etti

SONRAKİ HABER

Sağcı Madrid’in asıl düşmanları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...