22 Aralık 2014 02:06

Danone-Lüleburgaz 8/4 vardiyası eylemde

DİSK/Gıda-İş Örgütlenme uzmanı Cengiz Atlı’yla fabrika önüne geldiğimizde, 4/12 vardiyası fabrika önünde sloganlarını atmış, düdüklerini çalmış ve işbaşı yapmak için yola koyulmuşlardı bile… Cengiz Atlı hemen megafonu kaptı ve “Direne direne kazanacağız” diye seslendi, içeri giren 4/12 işçilerine! Yanıt gecikmedi, fabrikanın içinden karşılık verdi işçiler, gür bir sesle: “Direne, direne kazanacağız.”

Paylaş

Aytekin BULUT/Lüleburgaz

DİSK/Gıda-İş Örgütlenme uzmanı Cengiz Atlı’yla fabrika önüne geldiğimizde, 4/12 vardiyası fabrika önünde sloganlarını atmış, düdüklerini çalmış ve işbaşı yapmak için yola koyulmuşlardı bile… Cengiz Atlı hemen megafonu kaptı ve “Direne direne kazanacağız” diye seslendi, içeri giren 4/12 işçilerine! Yanıt gecikmedi, fabrikanın içinden karşılık verdi işçiler, gür bir sesle: “Direne, direne kazanacağız.”
Sonra, 8/4 vardiyasının çıkışını bekledik bir süre… Bu arada taşeron işçiler çıkmaya başladı önce. Taşeron işçilerin bir kısmı direnişe katılıyor, ancak çoğunluğu, gönülden desteklese de, eylemlere katılmıyorlar. Eylem alanında bekleyenlere kaçamak bakışlar atıyorlar, biraz hüzünlü, biraz utanarak. Cengiz Atlı, megafondan sesleniyor onlara, “Yeriniz kadrolu işçilerinin yanıdır, gelin güçlerimizi birleştirelim, birlikte mücadele edelim, taşeronu fabrikadan atalım, siz de kadrolu olun” diye. Şimdilik sadece bakıyor, bekliyor, olanları/olacakları anlamaya çalışıyorlar.
Yine düdük sesleri geliyor fabrikanın içinden, ancak bu sefer, işi 4/12 vardiyasına teslim edip işten topluca çıkan 8/4 vardiyası işçileri çalıyor düdüğü. 4/12 vardiyasına göre daha kalabalıklar, yaklaşık 60 kişi. Çıkış kapısına geldikleri gibi sloganlar başlıyor; “Son sözü işçiler söyleyecek” diye!.. Fabrikadan çıkan işçi, Gıda-İş önlüğünü sırtına geçirip hemen fabrika yönetiminin eylem için ayırdığı boş alandaki yerini alıyor. Sloganlar ardı ardına daha gür atılıyor, düdükler daha güçlü üfleniyor, kazanacaklarından emin bir şekilde…
Slogan atma, düdük çalma yarım saat sürüyor. Sesler kısıldı, ağızlar kurudu, kulaklar çınlıyor, şimdi çay zamanı… Fabrikanın hemen karşısındaki, işçilerin “Direniş Kondu” dedikleri kulübeye gidiliyor, sloganlar ve düdükler eşliğinde. İşçileri ilk karşılayanlar, Direniş Kondu’nun bekçi köpekleri oluyor, kuyruklarını sevinçle sallayarak. Kulübenin yakınındaki bir işletmenin bekçiliğini yapan üç köpek, işçilerle kaynaşmış, işçiler onlara ekmek ve yemek artıklarını veriyor, onları besliyor, seviyorlar. Köpekler de, Direniş Kondu boş kaldığında, orayı koruyup kolluyorlar, işçilerden başka kimseyi yaklaştırmıyorlar oraya.
Evet, Direniş Kondu’da çaylar hazır, içeri giren çayını alıyor ve yudumlamaya başlıyor… Bu kadar yorgunluktan sonra, çaylar ilaç gibi geliyor, herkese. Bir süre ayakta muhabbet, şakalaşma, laf atmalar devam ediyor, işçiler arasında. Çaylar bitiyor ve artık eve gitme zamanı… Evde bekleyenler var!.. Servisler gitti; kimi arkadaşlarının arabasına doluşup şehrin yolunu tutuyor, kimileri üçerli/beşerli gruplar halinde yürümek üzere yola koyuluyorlar, yarın tekrar buluşmak dileğiyle.

 

ÖNCEKİ HABER

Bir çığlıktı Maraş

SONRAKİ HABER

Süper Lig'de 14. haftanın görünümü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...