Dersimli kadınlar mücadeleyi büyütecek

Dernek yönetimi adına açılış konuşmasını yapan derneğin eski başkanı Leyla Kasım Uğurlu, “Dayanışma ağımızı büyütmek, hayatı bölüşmek üzere hep birlikte kurduk Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneğini. Bugün bu dayanışma ağı Dersim’i de aşmış durumda. Öyle ki buradan sınırın ötesindeki kız kardeşlerimize sessimizi duyurup, mücadeleyi Kobanê’den Dersim’e taşıyoruz. Sınırları aşan dayanışmamızın 4. yılını da geride bırakmanın gururu ve sorumluluğuyla gidiyoruz kongremize” dedi.

‘KADIN CİNAYETLERİNDEN AKP SORUMLU’

Kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının AKP hükümeti döneminde arttığını belirten Uğurlu, “Adliye koridorlarına kadar varan ve giderek vahşileşen kadın cinayetlerinden, kadına yönelik şiddetin vahim boyutlarından, uygulamada hiçbir ciddi adım atmayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere AKP iktidarı sorumludur” dedi. İktidarın, kadını aile içine sıkıştırmaya, emeğini ikincil, ucuz, kayıt dışı kılmaya çalıştığını belirten Uğurlu, AKP’nin IŞİD’le aynı zihniyete sahip olduğunu belirtti.

‘IŞİD KAZANIRSA EN ÇOK KADINLAR KAYBEDER’

AKP’nin katliamcı IŞİD’in estirdiği terörü hoş gördüğünü, onu lanetlemeye bile dili varmadığını söyleyen Uğurlu, Kobanê’deki halkların kendi öz yurtlarını, evlerini, çocuklarını, özgür onurlu yaşamlarını savunduklarını bu direnişin kadınlar açısından da çok önemli olduğunu dile getirdi. “Kobanê’de savaşan kız kardeşimizin, ‘Neden savaşıyorsun’ sorusuna cevabı, hepimiz için verilmiş bir cevaptır. IŞİD kazanırsa en çok kadınlar kaybeder” şeklinde konuştu.  

Uğurlu’nun ardından söz alan dernek yöneticisi İlkay Dönertaş Tunç ise faaliyet raporunu okudu. Faaliyet raporunda, “Ülkemizde kadın cinayetleri ve çocuk istismarı giderek yaygınlaşırken, ilimizde de kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz, kadın katliamları ve çocuk istismarı arttı. Bunun için derneğimizi bu alanda bilgilendirme, ilde gerçekleşen davaların takibi, basına yansıması, mahallelerde bu sürecin takibi ve örgütlenmesi, farkındalık yaratılması için kadın toplantıları örgütlendi” dedi.

Kongrede daha sonra delegeler söz aldı. Delegelerden Fatoş Taşkale, “Derneğimizi güçlendirmek için yereldeki kadın çalışmalarımızı güçlendirmemiz ve mahallelerde, iş yerlerinde, yoksul emekçi kadınları kendi talepleri etrafında örgütlemeliyiz. Bunun için kongre kürsümüz ve derneğimiz, sistem tarafından itilen, yok sayılan kadınların mücadele kürsüsü olmalıdır” dedi.

Nurgül Açılan Yoslun ise kadınların dört duvar arasına hapsedildiğini belirterek, kadınlara derneğe sahip çıkma ve örgütlenme çağrısı yaptı.

Eğitim emekçisi Eylem Eslek ise geçtiğimiz günlerde gerçekleşen 19. Eğitim Şûrası’na dikkat çekerek, “Orada bir çok talihsiz karar alındı. Bu kararlar çocuklarımızın ve bizlerin geleceğini etkileyecek” dedi. Üyesi olduğu Eğitim Sen’in şûraya sunduğu önerilerin reddedildiğini, yandaş sendikanın önerilerinin ise kabul gördüğünü söyleyen Eslek, “Bunlardan bir tanesi zorunlu din dersleri. Biz bunun kaldırılmasını istedik ancak biz bunun kaldırılmasını istedikçe onlar daha fazla yaşamımıza soktu. Şimdi ortaokullarda, liselerde zorunlu. Ama eğer kabul edilirse okul öncesinde seçmeli, 1. 2. 3. sınıflarda da zorunlu hale getirilecek. Ana dilinde eğitim de bizim için çok önemli. Seçmeli ders yapıldı ama sağlıklı bir şekilde işlemiyor. Şimdi bir de Osmanlıca geldi. Her taraftan sıkıştırılmış bir durumdayız. Bunun için mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu. (Dersim/EVRENSEL)