17 Aralık 2014 16:55

Pakistan’ın korkunç denklemi

Taliban'ın Pakistan’da gerçekleştirdiği çocuk katliamının yankıları sürüyor. Ortadoğu uzmanı Gazeteci Robert Fisk katliama giden yolu yazdı: “Uzun yıllar boyunca ISI ve Pakistan ordusu, Afganistan’daki mücahitleri ve Taliban’ı destekledi, finanse etti. Pakistan, Amerika ve Arap müttefikleri arasında, Afganistan’daki Rus karşıtı savaşçıları besleyen bir tüp; hatta Amerika, vaktiyle o ülkedeki müttefikleri Usame Bin Ladin’i saklayan süper-teröristlere dönüştüğüne karar verdikten sonra bile Taliban’ı destekleyen bir transit yol oldu. Türkiye bugün aynı rolü Suriye’de oynuyor”

Paylaş

Robert FISK
The Independent

Masumlar katledildi. Tüm raporlar bunu bir kabul etmeli- çünkü gerçek. Fakat tüm gerçek bu değil.

Pakistan ordusu, istihbarat servisi (ISI), polis ve Taliban’ın kendisi arasındaki -yolsuzlukla ve ülkenin siyasi elitinin kabulüyle de desteklenen- tarihi ve hepsi-gerçek-olan bağlar, eski Britanya İmparatorluğunun köşesindeki bu çatışmanın nasıl vahşi hale geldiğini açıklıyor.  

Veziristan’da İslamcılarla ordu arasındaki çatışma sertleştikçe, İslamcıların yanıtı daha vahşi oluyor.

Yine Pakistan’da Taliban’a yönelik askeri barbarlığın yayıldığına dair hikayeler arttıkça -Veziristan’daki Taliban mahkumların cesetlerinin hayvanlar tarafından yenilsin diye yollara serildiğini içeren raporlar var -Taliban’ın intikamı daha kesin oluyor. Peşaver’deki ünlü Edwards Kolej yolunun hemen aşağısındaki askeri okulda eğitim gören askeri yetkililerin çocukları, en rahat ve en açık hedeftiler.

‘TÜRKİYE AYNISINI SURİYE’DE YAPIYOR’

Uzun yıllar boyunca ISI ve Pakistan ordusu, Afganistan’daki mücahitleri ve Taliban’ı finanse etti, silahlandırdı. Sadece bir kaç ay önce, Pakistan basını Suudilerin, Suriye’deki isyancı arkadaşlarına göndermek üzere Pakistan ordusundan silahlar satın aldığını yazıyordu. Pakistan, Amerika ve Arap müttefikleri arasında, Afganistan’daki Rus karşıtı savaşçıları besleyen bir tüp; hatta Amerika, vaktiyle o ülkedeki müttefiklerinin Usame Bin Ladin’i saklayan süper-teröristlere dönüştüğüne karar verdikten sonra bile Taliban’ı destekleyen bir transit yol oldu.  Türkiye bugün aynı rolü Suriye’de oynuyor.

2010’da Britanya’ya dönene kadar dört yıl boyunca Edwards Koleji’nin müdürü olan David Gosling, Pakistan ordusundaki bazı kişilerin Peşaver öğrenci vahşetinin ardından intikam umarken, ordunun da artık “Veziristan’daki faaliyetlerini rahatlıkla el altından yürütebileceğine”ne inanıyor. Taliban’ın “Swat ve Veziristan’daki ordu operasyonlarına bombalarla yanıt verdiğini” söylüyor: “Pakistan ordusu bütün bu olanlardan oldukça rahatsız olacaktır. Sivil hedeflere saldırmanın halkın üzerinde güçlü bir etkisi var. Bunlar rahat hedeflerdi. Ordu öfkeli- fakat ISI, ordu ve Taliban arasında böyle yakın bağlarınız varsa…”

Pakistanlı yetkililer yıllarca bazı asker ve polis memurlarının Taliban’a eski sadakatlerinin kırıldığında ısrar ettiler –ve Pakistan askeri güçleri şimdi Amerikalıların ‘teröre karşı savaş’ dediğine tam bir adanmışlık içinde. Fakat Pakistan-Afganistan sınırı boyunca, Taliban liderliğini hedefleyen –ama doğru hedeflemekte hep başarılı olmayan- ABD’nin drone saldırılarının sivilleri katletmesiyle yaratılmış büyük bir kin var.

Aslında İmran Khan’ın, drone karşıtı platformda siyasi olarak bu kadar başarılı olabilmesi sınır bölgelerinde yaşayan halkın ne kadar öfkeli olduğunu gösteriyor. Pakistan ordusunun Taliban’a saldırıları, kurbanlar tarafından, Amerika’nın Müslümanlara karşı savaşının bir parçası gibi görülüyor.

Fakat eğer Pakistan güvenlik güçleri, Taliban’ı baş düşman kabul ederse, Pakistan’ın Afganistan’daki etkisini yıkmak üzere Hindistan’dan gelecek bir girişimi de görmezden gelmeyi umacaktır; bu yüzden Afgan yetkililer -eğer Afganistan’ın çürümüş kurumları hakkında böyle bir terim kullanılabilirse- Pakistan’ın, Kabil’deki Amerikan yanlısı rejime karşı mücadelesinde Taliban’ı destekliyor olduğunu tekrar tekrar iddia ediyorlar.

Ordu Taliban’dan nefret ediyor –fakat ona ihtiyacı da var: Şimdi Pakistan’ın geleceğini tayin eden korkunç denklem işte bu.  
Taliban’ın, Amerikan’ın Afganistan’dan geri çekilme tarihini bilerek, gücünü Pakistan’da yaymayı umması mümkün. Daha da önemlisi, Müslaman Ortadoğu’da İslamcı yönetimin yayılması arttıkça –Cezayir ve Libya’da, aynı şekilde Suriye, Irak ve Yemen’de, hatta Lübnan’da- Taliban’ın cüreti de artıyor. Sünni Müslümanlar olarak, sıklıkla Pakistan’taki Şii hemşerilerini katlediyorlar –fakat bunlar dünka katliama adanmış manşetlerden yoksun oluyor.

“Hatırlamalısın” diyor Goslin, “İsrail’in bu yıl Gazze’ye yönelik saldırısı nedeniyle insanlar ne kadar kızgındı. Pakistan’da insanlar bilançoya – çoğu çocuk 2 binden fazla kişi- çok öfkeliydi”.

Söylemek gereksiz, “masumların katli” sözü, o çocuklar için kullanılmamıştı.

SEKİZ ÖLÜMCÜL YIL

2014: 2 Kasım, Taliban intihar bombacısı 60 kişiyi, Wagah’taki Hindistan’la sınır geçişinde bulunan bir paramiliter kontrol noktasında öldürdü. 8 Temmuz, ülkenin güneybatısında bir intihar bombacısı, İran’dan dönmekte olan 23 Şii hacıyı öldürdü.
2013:  22 Eylül, çifte intihar bombacıları Peşaver kilisesinde 85 kişiyi öldürdü. 3 Mart, Karaçi’deki patlamada bir caminin dışındaki 45 Şii öldürüldü. 10 Ocak, Quetta’nın Şii bölgesinde 81 kişi öldürüldü.
2012: 22 Kasım, intihar bombacısı Rawalpindi kentinde bir Şii töreninde 23 kişiyi öldürdü. 5 Ocak, Taliban savaşcılar 1 yıl boyunca rehin tuttukları 15 Pakistan sınır polisini öldürdü.
2011: 20 Eylül, militanlar Quetta yakınında bir otobüste en az 26 Şii’yi öldürdü. 13 Mayıs, çifte Taliban intihar bombacıları, Usame Bin Ladin’in öldürülmesi üzerine Shabqadar’daki paramiliter polis noktalarına saldırdı, 80 kişi öldürüldü.
2010:  5 Kasım, bir intihar bombacısı Darra Adam Khel’de bir sünni camideki Cuma namazı sırasında en az 67 kişiyi öldürdü. 1 Eylül, Quetta’da Şii törenine yönelik üçlü intihar saldırılarında 65 kişi öldü. 9 Temmuz, iki intihar bombacısı Mohmand aşiret bölgesinde 102 kişiyi öldürdü. 2 Temmuz, intihar saldırıları Lahore’de 47 kişiyi öldürdü.  29 Mayıs, iki silahlı tim Lahore’daki Ahmadi azınlık cemaatine saldırdı, 97 kişi öldürüldü. 1 Ocak, bir intihar bombacısı patlayıcılarla yüklü kamyonu Lakki Marwat bölgesindeki voleybol sahasına srdü, en az 97 kişi öldü.
2009: 28 Aralık, Karaçi’de Şiilere yönelik bombalı patlamada en az 44 kişi öldü. 9 Ekim, bir intihar bombacısı arabayla Peşaver’deki kalabalık bir markete saldırdı, 53 kişi öldü.
2008: 20 Eylül, bir intihar bombacısı, patlayıcı dolu kamyonla İslamabad’taki Marriott Otel’ı yıktı, en az 54 kişi öldürüldü.
2007: 27 Aralık, eski Başbakan Benazir Butto ve 20 kişi, Rawalpindi’deki bir saldırıda öldürüldü.

*Yazının orjinal başlığı:  Peşaver okul saldırısı: Pakistan’da masumların katli, Taliban’a karşı kararsızlıktan doğdu.
(Çeviren: Elif Görgü)

ÖNCEKİ HABER

Pakistan’da büyük yas

SONRAKİ HABER

Ruhsatsız maden ocağında iş cinayeti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...