30 Haziran 2015 00:48

Çağımızda cihatizm soykırımdır

Çağımızda cihatizm soykırımdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Berlin. Adına her ne diyorsanız deyin, DAİŞ, ISIS, İSİD, İD... “İslam Devleti” egemenlik kurduğu alanlarda “şeriat” uygulamasını başlatıyor.
İD, şu anda, “Dar-ul Harb” içinde olduğunu ilan etmiş vaziyette.
Yani, onların egemenliği altında biat etmediğiniz, boyun eğmediğiniz sürece, size savaş hukukunun kuralları uygulanacak.
Savaş hukuku dediysek, bunu, Cenevre Savaş Konvansiyonu olarak algılamayınız.
Hatta Osmanlı hukukunu, modernleşme döneminin, İslam ile uyum sağlamaya çalışan Mecelle’sini de anlamayınız.
Vahabizmin Mezapotamya varyantı olarak, İD, kafalarına göre, dünyayı İslamın yayıldığı 7. yy koşullarına döndürme hayali içinde.
Yani, “kılıç”ın üstünlüğüne...
Süryaniler, “kılıç”ın tadını en erken tatmış olan toplumlardan.
Bir zamanlar onların dili olan Aramice, Kenan, Filistin illerinden İran’a koca bir coğrafyanın ortak anlaşma diliydi.
Kaç kez kılıçtan geçtiler, yani “Seyfo” yaşadılar.
İslamın ilk şiddet dalgasını atlatıp, Abbasi döneminde, İslam dünyasının bir parçası haline gelmeyi başardılar, antik yunanı, İslamın kültür dünyasına taşıdılar.
Ünlü Bağdat Kütüphanesi, onların katkısı olmadan gerçekleşemezdi.
Ama ardından Moğolların istilası geldi.
Bağdat Kütüphanesi ateşe verildi.
En son Timur geçti üzerlerinden.
Kellelerden piramitler kurarak.
Arta kalan son Aramice el yazmalarını ateşe vererek.
Ve “kılıç” bir kez daha hortladı 1915 karanlık yılında.
20’li, 30’lu yılların “Filistinlileri”, çadır halkı onlardı artık.
Ve kendini “İslamın Kılıçı” ilan edenler, bir kez daha, soykırımdan sağ kalanların ahvadını tehdit ediyor.
Halı, canı, ırzı, toprağı “helal” ilan ediliyor.
İD, aynı bir zamanlar Nazilerin, Ortaçağ kuzey efsanelerini hortlatması gibi, Orta Çağ İslamın kılıcı efsanelerini hortlatmağa çalışıyor.
Onlar gibi siyah rengi, ölüm ritüelini yüceltiyorlar.
Arkalarında ise, büyük bir öfke, büyük bir intikam duygusu var.
İD’nin alt yapısını oluşturan kadroların çekirdeğini, Saddam’ın Korku Cumhuriyetinin derine inmiş militer ve bürokratik kadroları oluşturduğu ortada.
Geçmişin egemen toplumsal tabakası olan Sünni aşiretler, üstünlüklerini yitirmenin öfke içindeler.
Şiilerin yükselmesini, “ayaklar baş oldu” diye anlıyorlar.
Şiiler ise geçmişin acısını çıkarma peşindeler.
Ve Ortadoğu Hıristiyanları ise, ikisinin de boy hedefi.
Sadece Palmira gibi antik mekanlar değil, Ahti Atik’ten kalma toplumlar, tarihin sayfalarından silinme eşiğindeler.
Ortadoğunun antik çağlarında, ismi sadece eski metinlerde kalmış unutulmuş halkları gibi.
Bugün Rojava/Kamışlı bölgesi son yüzyılın, “bütün kılıç artıklarının” son iskelesi.
Süryani, Ermeni, Keldani, Nasturi, Ortodoks, Protestan, Katolik…
Ve İD, Habur çevresindeki son Süryani/Asuri cepini de haritadan silmek peşinde.
100. yılında soykırımı tamamlamak peşindeler, Kamışlı’yı düşürerek...
Peki, onları sinsice arkalayanlar neyin peşinde?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...